BÖLÜM 12 ɸ hızlı ve yakışıklı

74 8 0
                                    

Bölüm 12 ɸ hızlı ve yakışıklı

Okyanus'tan

Bedenim kasılırken başımın üstündeki ağırlık hareket etti. Göz kapaklarımı korka korka kaldırırken gözlerimin önündeki bir adet âdemelmasıyla kusursuz beyaz teni görmezden gelerek bakışlarımı yukarı kaldırdım ve onu gördüm. Göz bebeklerinin büyüyüp neredeyse yok ettiği mavilerini kırpmadan bana bakıyordu. "Sancak?"

"Neden çıplaksın?"

            Vücudumdaki tüm kan yüzüme hücum ederken yüzü kaskatıydı. "Giysilerle yatmaya alışkın değilim, uyuduktan sonra çıkarmış olmalıyım." dediğimde homurdandı. "Alışkanlığını si-seveyim Okyanus. Nisanın başında, açık alanda, bir pikabın kasasındayız!"

            Tamam, belki içinde bulunduğumuz koşullar için bulunduğumuz durum hiç hoş değildi ama nereden bilebilirdim ki onun da uyuyup kalacağını? Beyefendi sağ olsun hep kontrol merkezi bir robotmuş gibi hareket etmişti ki başka ihtimal aklıma gelsin. Kızgınlıkla kıstığım gözlerimle ona bakarken üstümüzdeki örtüyü göğüslerime bastırıp geri çekildim, ancak bu sefer de daha yüksek sesle bir kez daha homurdandı ve iyice avucuna yerleştirdiğimi fark ettiğim kalçamın sol lobundan elini çekti. "Elinin nerede olduğuna da dikkat et!" dedim huysuzca. Göğsüme bastırdığım örtüyle kıyafetlerimi bulmak için doğrulmuştum ki beni geri yatırdı. Kasanın kapalı olması araç uzun süredir çalışmadığı için bir fayda etmiyordu, buz gibi sabah havası kemiklerime kadar beni dondururken tekrar homurdandı.

            "Çünkü beni anca giyinme fobisi olan bulur!"

            Sancak bir hışım pikaptan atlayıp etrafa fırlattığım kıyafetlerimi tek tek bulup yanıma getirirken örtüyü boğazıma kadar çekip ısınmaya çalıştımsa da fayda etmedi. "Örtü almak nereden geldi aklına?" diye sorduğumda pikabın yaklaşık on metre güneyindeki kazağımı eline almış söylenerek bana geliyordu. Kasanın üstü kapalıyken ben o kazağı oraya nasıl gönderdim acaba? diye düşünmeden edemesem de Sancak işitme menziline girince tekrar sordum.

            "Arada bir gece rüzgar eser, tedbirden almıştım ama..." Eliyle beni gösterip etrafına tekrar bakındığında yüzü gergin görünüyordu. "Külotunu bulamadım, artık nereye fırlattıysan."

            "Bu sağlıklı bir alışkanlık bir kere, bana söylenip durmaya bir son ver. Kıskandıysan sen de çıkarsaydın üstünü!"

            Pikabın etrafında dolaşıp benden yana geldiğinde bir miktar korkutucu göründüğünü itiraf etmeliyim. "Sağlıklı alışkanlıklarını alıp bir köşede hanım hanım otur Okyanus, yoksa çok geçmeden çıldıracağım." Verdiği gözdağı işe yaradı mı? Kesinlikle! Ama dilim kesinlikle benden bağımsız işliyordu. "Aah! Bu çıldırmamış halin miydi? İtiraf etmeliyim ki daha cana yakın olabilirsin!"

            "Cana yakın mı? Beni delirtecek kadar iyi davranıyorum zaten sana!"

            "Sancak, içindeki boğayı da alıp öteye gitsene. Ben de mutlu mesut yaşayayım."

            "İçimdeki boğama laf edeceğine içindeki cadı-" Sözleri havada asılı kalırken bir anda durup başını hafifçe salladı. Yüzü ifadesizken geçip ön tarafa oturdu, pikabı çalıştırdı. Ben de bin bir zorlukla giysilerimi giyip arabanın içine geçtiğimde kaloriferin sıcacık etkisiyle mayışıp rahatça koltuğa kıvrıldım. Yani bir seksenlik boyla ne kadar kıvrılabilirsem tabii. Tam gözlerimi kapayıp güzel bir şeyler düşünecektim ki Sancak avucuma bir şeyler sıkıştırdı. Benim lacivert, Donald Duck'lı külotumu!

ISIRIK SERİSİ ||EMANET||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin