MASKENİN ARDINDAKİLER
GİRİŞ
"Kasım 2012"
Beyaz odanın ortasında, beyaz çarşafların serili olduğu yatağın içine sinmiş küçük kız çocuğu, bakışlarını anlatılan masala göre çizdiği duvardaki resimlerden alarak, mavi takımların içinde olan kadına çevirdi. Yine aynı saat ve aynı yerde, kız çocuğunun yanına gelip, ezbere bildiği masalın devamını anlatmaya başlıyordu. Aslında devamı olmadığını biliyordu ama yatağının yanı başında oturan kadın, aynı hikayeyi durmadan başından anlatmaya devam ediyordu.
"Bir çoban, sürüsünü yemyeşil diyarlarda otlatmak için yuvasından her zaman ayrılmak için yola koyuluyordu. Fakat çobanın, bu yemyeşil diyarlarda hesaba katmadığı bir şey vardı..."
"Kurt'tu." Dedi heyecanla masalın devamını söyleyen kız çocuğu.
Genç kadın, önünde birleştirdiği ellerinin parmaklarını birbirine daha çok kenetleyip sıktırdı. Öyle ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu. Dişlerini sıkan kadın, konuşmak için önce derin bir nefes aldı ve karşısında gözlerini heyecanla açan küçük kız çocuğuna baktı.
"Sana söylemiştim, lafımın kesilmesinden hiç hoşlanmam." Göğüs kafesi, titrek nefesler verdiği için aşağı yukarı inip kalkıyordu, genç kadınının. Saçlarını öyle sıkı bağlamıştı ki yüzünün derisi gerilmişti. Bu ifadesi, onu daha çok sinirli biri gibi gösteriyordu.
"Özür dilerim." Dedi dudaklarının arasından. Üzerine örttüğü beyaz çarşafların ucunu sımsıkı kavradı kız çocuğu. Yanında oturan kadın, korktuğunu anlamıştı, "Elini bana doğru uzatır mısın?" dedi gülümseyerek.
Kız çocuğu hiç vakit kaybetmeden ucundan tuttuğu beyaz çarşafı bırakarak, kadına uzattı. Kadın, küçücük yumruk yaptığı elini açmasına yardım edip, kız çocuğunun elinin arkasını, kendi elinin üstüne yasladı. Avuç içleri havaya doğru bakıyordu. İşaret parmağıyla, kız çocuğunun avuç içlerine daireler çizmeye başladı. Bu hareket kızın korkusunu bir nebze de olsa azaltmaya yetse de korkusu hala oradaydı.
"Masala devam etme mi ister misin?" gülümseyerek yatağın içindeki kız çocuğuna baktı. Yeşil gözlerin solduğunu fakat hala canlı kalabilmek için savaştığını görüyordu. Kız çocuğu da ona gülümseyerek, kafasıyla onayladı.
Küçük kız çocuğu hikayeyi baştan sona ezbere biliyordu ama masalı anlatan kadına karşı çıkamıyordu. Aslında bu hikayeyi seviyordu kız çocuğu, en azından kadının her gün yanına uğraması onun için yeterliydi.
"Çoban, koyunlarını gelecek herhangi bir tehlikeden koruyacak kadar cesur ve zeki sanıyordu kendisini. Kurt'u tanıyordu çoban, aslında tanıdığını sanıyordu. Kurt, onun bir gün zayıf noktasını bulacağına da adı kadar emindi. Yeşil diyarlara aldanıp gezintiye çıktığı zaman, koyunlarının sonu gelecekti elbet." Küçük kız çocuğu koyunları severdi, sonlarının gelmesini istemediği için kaşlarını çatarak, masalı anlatan kişiye baktı.
Kadın, sinirle kaşlarını çatan kız çocuğuna baktı. Her defasında aynı tepkiyi veriyordu, "Ben Kurt'u sevmiyorum. Koyunlar çobanlarıyla mutlu yaşasın istiyorum." dedi bu konundan muzdarip olmuş bir şekilde.
"Doğanın kanunu bu; kurt koyunu kapar, çoban ise ağlamaktan başka çaresi kalmaz." Masalı anlatan kişi bu konudan çok eğleniyormuş gibi çıkıyordu sesi.
"O zaman çoban bir gün Kurt'u öldürmek için bir silah alır yanına." Kız çocuğunun böyle cümle kurması, kadının kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu.
"Güçlüler her zaman kazanır, hayat bunun üzerine kuruludur." Dedi sinirli bir şekilde. "Sende Kurt'un tarafında olmalısın ki hep kazanan sen ol!" kız çocuğu Kurt'un tarafında olmak istemiyordu, yemyeşil diyarlarda koşup eğlenmek istiyordu.
Birinin tarafında olmayı neden seçersin ki? Sadece ölüm getirirdi bu durum.
Kolundaki saate baktı kadın, saat dokuzu çeyrek geçiyordu. Uyku vakti gelmiş, bugünlük masal anlatma süresi tamamlanmıştı.
"Artık uyuma vakti. Yarın erken uyanacaksın." Kadın oturduğu sandalyeden ayağa kalktı. Sandalye geriye sürünce rahatsız edici bir ses çıkmasına neden olmuştu.
"Yarın yine aynı hikayeyi mi anlatacaksın?"
"Kurt'un tarafında olana kadar, evet her gün aynı masalı anlatacağım." kız çocuğu onu onaylar gibi kafasını ağır ağır salladı. Dışarı çıkmak için kapıyı açınca, karanlık koridordan içeriye soğuk rüzgarların girmesine sebep olmuştu.
Kız çocuğu, kadınının onu görmediğini bilse de yüzünde oluşan tebessümle konuşmaya başladı. "İyi geceler anne." Kadın , birkaç saniyeliğine açtığı kapını önünde dikildi. Vakit kaybetmeden odadan dışarı çıktı. O çıktıktan birkaç dakika içinde, ışıkları hemen kapatacaklarını bildiği için yatağın içine daha çok sokuldu kız çocuğu.
Odanın duvarlarına astığı resimlere ve hikayelere göz gezdirdi. Hepsi, annesinin anlattığı masaldan oluşuyordu; kurt, koyun ve çoban.
Işıklar kapanmıştı. Artık oda karanlıktı, hem de çok karanlıktı. Ve her gece duyduğu o çığlıklar tekrar binada duyulmaya başlanmıştı. Kadın veya erkeğe ait olduğunu anlayamıyordu, tek bildiği o insanın acı çektiğiydi.
Küçük kızın minicik kalbi, korkudan yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyordu. Üstüne aldığı yorganı başının üstüne kadar örtüp, tüm bedenini yatağın altında saklamaya çalıştı.
Acı içinde atılan çığlıklar kulağına gelirken, uyumak için kendini zorluyordu. Artık en güvenli yerde olduğunu sandığı uykunun kollarına kendini bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKENİN ARDINDAKİLER (+18)
ActionEmniyet güçleri tarafından aranan, ülkenin başına bela olmuş, maske takarak tüm suçları işleyen bir seri katil grubu. Canlı veya ölü bir şekilde yakalanmak hiç bu kadar kötü olmamıştı, çünkü bu grubun iki türlü de eline geçmek, Cehennem'de yer edin...