YARI AÇIK PENCERE

145 5 0
                                    




MASKENİN ARDINDAKİLER


10.BÖLÜM


YARI AÇIK PENCERE





"Nida AKEL"


Bilinmezlik.

Bilinmezlik; dünyadaki tüm varlığı bilinen acılardan daha büyük etki bırakırdı insanın bedeninde. Karanlık, derin bir kuyunun içine atılmış gibi çıkış yolu olmayan o yerde sadece kulaklarını sağar edecek kadar kalbinin sesini işitirsin.

Tam da şu an o karanlık kuyunun içine atılıp bilinmezliğin ortasında ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Karşımda duran altı kişi vardı ve hepsinin de birer katil olduğunu biliyordum. En azından bu bilinmezliği biliyordum. Aklımı kurcalayan, beni neden öldürmedikleriydi? Ya da durun en başından başlayıp soru mu sorayım. Beni neden şu an yanlarında tutup, el koymuşlardı?

Evin önünde yaşanan katliam belki de rüyam da bile göremeyeceğim kadar korkunç bir olaydı. Hiç acımadan karşımdaki kişileri öldürmüşlerdi. Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi yemek yiyip keyiflerine bakıyorlardı. Haberlerin aksine büyük bir felaketin yaratıcısıydı onlar. Bize en küçük kısmını göstermişlerdi, fakat en büyüklerinin yaşandığından haberleri yoktu.

Diz kapağımın üstünde duran, içinde et kavurma, salata ve ne olduğunu bilmediğim mezelerden koyup yemem için ayrı bir koltuğa oturtulmuştum. Çatalın ucuna nar gibi kızarmış olan ete batırıp, çiğnemeden önce karşımda duran kişilere kaldırdım bakışlarımı.

Hepsinin ağzında lokmaları vardı, acıktıklarını belli eden hareketleriyle hızlı hızlı çatallarını batırıp ağızlarına götürüyorlardı. Tek kişi hariç o da Arın'dı. Parmaklarının arasında tuttuğu kürdanı dudaklarının arasına götürerek diliyle sağa sola doğru hareket ettirip arada birasından içiyordu.

Cesur ise sırtını sandalyeye dayamış, kutu biradan aldığı küçük yudumlardan sonra masanın üzerine bırakıyordu elindeki birayı. Dua, çatalını tabağına sürterek rahatsız edici sesler çıkmasına sebep veriyordu. Kaya ve Gizem odanın ortasında dans ettikten sonra yemeklerine kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Artemis'te aynı şekilde yemek yemeğe devam ediyordu.

Hâlâ plaktan çıkan müzik çok fazla duyulmasa da çalmaya devam ediyordu. Bakışlarıma ilk referans çıkaran Arın olmuştu. Ormanın içine dalmadan önce, pencereye bulaşan kanın sebebi o olması ve yetmiyormuş gibi camı boylu boyuna diliyle yalaması, yine o görüntünün gözlerimin önüne gelerek midemi bulandırmaya yetmişti.

"Kar yağmaya başlamış." Dedi Arın, pencerenin yanındaki tekli koltuğa oturduğum için bakışları arkama kaydı. Tüm bakışlar bu tarafa yöneldi. "Bitsin artık bu kış." Bu durumdan hiç hoşlanmadığı sesinden belliydi Arın'ın. Bakışları bana indi. "Sen kışı seviyor musun? Tutsağımız." Son cümlesini bastırarak söylerken, tek kaşını havaya kaldırdı.

Kışı severdim fakat kar eridikten sonra yerini çamura bırakması en nefret ettiğim şeydi. Ama o adam gerçekten sevip sevmediğimle ilgilenmiyordu aksine dalga geçiyordu benimle ve ilk defa bana fare dememişti.

MASKENİN ARDINDAKİLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin