1-13

111 11 6
                                    

Birkaç dakika olmuştu daha aynada kendime bakarken Jennie seslendi. "Tanrım. Orada ne yapıyorsun bugün çok garipsin Lisa!"

"Bende diyorum ki ne eksik...." kısa saçlarımın uçlarına dokundum. "Senin yanlışını buldum çakma Lisa. Bu model sana yakışmıyor." aynada kendime dil çıkarıp vücudumu incelemeye devam ettim. O kadar hızlı geçmişti ki günler nefes aldığım ve duraksadığım tek yaşam burası gibiydi. İç çektim ve tişörtümü çıkardım geçen yaramın olduğu yerde bu sefer bir dövme vardı. Tayca yazılmıştı ve Jennie yazıyordu hemen yanında da bir kalp vardı yapılışına bakılırsa, ya dövmeyi o yapmıştı veya dövmecinin yapması için örneği o yazarak çıkarmıştı. Titrek bir şekilde yapılmıştı dövme ama güzeldi yanında da küçük bir ay vardı, gülücük ve nokta. Güldüm. "Ne garip bir dövme." yavaşça parmaklarımla orada gezdirdim ve daha çok kızdırmamak için Jennie'yi üstümü giyip çıktım. 

Birkaç saattir yemekle sonra hazırlanmakla uğraşmıştık. Ceketimi üstüme geçirip ilk hazırlanmış masaya sonra da yemekleri kontrol eden Jennie'ye baktım. "Çok güzel olmuş." giyim tarzımız benziyordu gülümsedi ve yanıma gelip avcunu karnıma bastırıp hafifçe boynumdan öptü, tüm vücudum heyecandan titrerken yutkunmamak için zor durdum. Muhtemelen bu evrende Lisa bunlara alışıktı, yine de ama ilk günkü kadar onun gibi heyecanlandığını tahmin etmek zor değildi tabii de neyse. 

En sonunda masada Jennie ben abisi Rose Jisoo ve teyzesi onun karısı ve Chung vardı. Arkadaşlarımız, Jisoo'nun teyzesi çok gençti ve anladığım kadarıyla tanışmamızda büyük rolü vardı. Aslında biraz gerilmiştim, onlarla alakalı bir soru veya tanışmamızla, bizimle alakalı bir soru burada sorsalar bilemeyecektim. Hafifçe omzumu ve kolumu oynattım. "Gergin misin?" bana doğru fısıldayan Chung'a döndüm. Kafamı olumsuz anlamda salladım. 

"Evlilik teklifi edeceğin için ben bile çok heyecanlıyım." çocuk güldüğünde birden kaşlarım hayretle yukarı kalktı ve kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. "Evlilik  mi?" kafasını sallayıp sofradaki mezeden büyük yudum bir aldı. Yutkundum ve hızla ayağa kalktım. Masadaki birkaç kişi bana dönerken henüz tüm gelmesi gereken kişilerin gelmediğini boş olan sandalyelerden anladım. "Ben geliyorum hayatım!" mutfakta Jennie'ye seslenip odaya koştum.

Kapıyı yavaşça kapatıp etrafa baktım. "Nerede bu yüzük?" ayrıca böyle özel bir anı ondan alabilir miydim? Bu fikirle omuzlarım düştü, tekrardan kendimi yatağın ucuna oturdum. "Lanet olsun." bunu gerçekten onun beraber olduğu Lisa yapmalıydı. Diğer her şeyi iyiye yoluna sokmak için yapmıştım, ama burada zaten her şey iyiydi, hatta çok iyiydi. Onlardan bu rolü çalamam. Yatağa baktım. Uyusam mı acaba? 

Kapı açıldı ve içeri Jennie girdi, endişeli gözüküyordu. Yine kapıyı yavaşça ve sanki masadakilere duyurmamak istercesine kapattı, yanıma oturdu. "Bir sorun mu var Lisa? Benimle her şeyi paylaşabilirsin ben senin bu hayatta ne olursa olsun yanında olacağım." biliyorum. Nerede olursam ve nasıl olacaksa sürekli yanımda olacaksın. 

Tek istediğim şu an omzuna yatıp gerçekten yaşadığım hayattaki tüm üzüntülerim için ve yaşadığım streslerim için ağlamaktı. En küçük derdimden sırasıyla en sonuna kadar ağlamak ve onun omzunda şifalanmak, ruhumu şifa ile buluşturmak. Tanrım Rose gibi bile konuşmaya başlamıştım.    "Senin fikrindi bu hayatım istersen tüm bunları erteleyebilirim. Evlilik teklifi için sen istemiştin." yutkundum ve yavaşça başımı omzuna yasladım elleri kısa saçlarıma giderken küçük bir öpücük kondurdu saçlarıma. "Hayır ama sana başka zaman evlilik teklifi etmek istiyorum, daha özel bir anda. Tabii ki sevdiklerimizin yanımızda olması bizim için özel en azından bir kısmının." güldüm. "Ama şimdi sadece kararımızı söylesek?" çekingen bir şekilde sordum. 

Bir anda gülmeye ve kıkırdamaya başladığında şaşırmıştım ama o dünya tatlısı bir insandı. O böyle bir şeye nasıl kızabilirdi ki?

"İstediğin zaman et." 

Omuz silktiğinde yavaşça boynundan gömleğinin bir düğmesini açıp omzuna kadar öptüm ve en sonunda da sertçe omzunu ısırdım. "Ah Lisa." bu sefer kızıp omzuma gerçekten vurdu. "İnsanlar var gelecek dedikçe beni tahrik edip durma bak. Daha babaanneni arayacaksın hadi ara şimdi telefonun arkanda." yutkundum ve daha fazla onu üzmemek için ısrar etmedim. Telefonu aldım, parmak izi sayesinde açıldı ve bunun için everene teşekkür edip şükür ettim. 

İsmine tıklayıp aramaya başladığım da. Heyecanlıydım ve korkuyordum. Arayı bozmaktan çünkü benim yaşamım da aramız berbattı. "Alo, benim güneş ışığım?" 

"Hayır o benim güneş ışığım!" Jennie kıkırdayarak söylediğinde babaannemde güldü. "Dövme ile güneş ışığı olunmaz küçük hanım, onu her sabah güneş kadar pak yapan bendim." Jennie memnuniyetle sırıttı ve telefonu elimden aldı. "Nasılsın babaanne?" bu manzarayı şaşkınlık içinde bakmış izlemiştim, elim öyle ki havada kalmıştı telefonu alınca. Yavaşça onu indirdim ve babaannemin sesine mi yoksa Jennie ile bu kadar tatlı olmalarına mı veya dövme meselesine mi şaşıracağımı bilememiştim. "Tamam babaanne Lisa'ya veriyorum." adım geçince kendimi topladım. 

"Alo?"

"Madem teklif tarihini bugüne aldın neden tekrar değiştiriyorsun?"

"Aklıma çok iyi bir fikir geldi...." yutkundum. "babaanne." ne zamandır bu cümleyi kurmuyordum? En son bunu söylediğimde yüzüme telefonu bağırarak kapatmıştı. 

"İyi bakalım sakın benim ay ışığımı üzme. Bu arada tebrik ederim, işler senin için çok iyiye gidiyormuş. Burada çokça keşişle hemen konuştum. Rose sayesinde yeni isimler tanıdım." gözlerim dolarken başımı yere eğdim ve sakladım. "Ah, Rose her zamanki Rose işte." 

"Tamam ben seni tutmayayım." 

"Ben," duraksadım ve telefonu sıktım dudaklarımı yaladım." seni çok seviyorum, kendine lütfen dikkat et ve burada her şey çok güzel, sakın daha fazla kendini yorma teşekkürler." 

"Bende seni çok seviyorum benim tatlı cadım, görüşürüz." 

"Hey, onu mu özledin? İstersen gidelim yanına." omzuma koyduğu elini tutup onu kendime çekip sarıldım, birkaç gözyaşım omzuna düşerken o sırtımı yavaşça sıvazlıyordu. "İyi ki varsın." Fısıltı şeklinde çıkan sesime karşılık vücudu rahatladı. "Sende iyi ki varsın Lisa."Onun parmakları sırtımda gezinirken rahatlamıştım ve kendimi toplamalıydım. "Hadi sen git hemen bende geleceğim." kafasını salladı ve odadan çıktı. Telefondan hemen tekne gezilerine baktım. "Gün ışığında yapacaksın teklifi Lisa."  

Mutlulukla sırıttım. 


başa koyduğum görsel temsili wqxwqxwqwğxqw

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

başa koyduğum görsel temsili wqxwqxwqwğxqw

çok sıkıcı bölüm olduğunu düşünüyorum ama geçiş bölümüydü....

....

....

psykhe-JENLISAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin