24

98 12 3
                                    

Elimdeki bardağı masada bir tur daha döndürdüm ve sırıttım. Bugün, Jennie'nin gittiği gündü. Her şeyi açıkladığı saçma bir mektup. 

"Bir tane daha alabilir miyim?" Barmen bir bardak daha doldurdu ve gülümsedim ayık dolaşmak istemiyordum. "Her gün buraya neden geliyorsun ki?" Soruyu soran genç barmene döndüm, bunu gerçekten merak etmiş olmalıydı. "Ve yanına gelen herkesi reddediyorsun." 

"Bilmem." biliyordum.

"Sanırım tek isteğim," bardağı hafifçe yukarı kaldırdım. "içmek." güldü barmen ve tozunu aldığı bardağı yana bıraktı. "Bu seferkini reddedemeyeceksin eminim." alayla sırıttım. "Kimi?"

"Çaprazda bir fıstık sana bakıyor." büyük bir yudum aldım içkimden ve arkamı dönmeden konuştum. "Umurumda değil," duraksayınca yakasındaki kartı gösterdi. "Sam." 

Uzunca bir süre geçmişti. Kaçıncı bardağım olduğunu hatırlamıyorum ama bir tane daha bardak anında bittiğinde gözlerimin bulanık gördüğünü fark ettim. "İşte bu." mırıldanıp kafamı bar tezgahına koydum. Mekan kalabalıklaşmıştı. 

Yanıma birisinin oturduğunu hissettiğimde umursamadım. 

"Kendine bunu yapmamalıydın LaLisa." tanıdık sesle kaşlarımı çattım ve kafamı daha çok tezgaha bastırdım. "Çık aklımdan." tıslayarak konuştum. Aklım yine bana oyun mu oynuyordu. 

"Ben gittiğimde daha iyi olmalıydın." bu sefer sesi daha yakınımdan geldiğinde nefesini sanki ensemde hissetmiştim. "Siktir git Jennie!" Elimi tezgaha vurup kafamı hızlıca kaldırdım, lakin ters giden bir şey vardı. O buradaydı. Birkaç defa gözlerimi kırpıştırdım. 

"Sen gerçek değilsin Kim Jennie." alayla sırıttım. "Hey Sam! Bir tane daha lütfen." zaten genç çocuk bana bakıyordu ama yan tarafıma da bakınca, tüylerim ürpermişti. O gerçekten burada mıydı?

"Yanımda birisi oturuyor mu Sam?" korkuyla başını salladı ve bardağı doldururken kısa bir bakış attı. "Sana bahsettiğim o kız." müzik sesi çok yüksek değildi ama insanlar dans pistinde olduğu için rahatça konuşabiliyorduk. Bir anda gözlerimin dolduğu hissettiğimde elimin tersiyle gözlerimi sildim. "Lütfen git buradan." sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki, kalbimin yoğun acısını anlatmaya yetemeyecek kadar güçsüz olmasına sinir olmuştum.

"Yapamam." güldüm. "Hangi emelin için kullanacaksın beni yine." bir süre sessizlik oldu. Ne o konuştu ne ben. 

Her evrende onu sevmiştim. Her evrende Lisa'yı hayata bağlamıştı ama özümde beni mahvetmişti. Yutkundum ve bir yudum daha aldım. "Senden gidemiyorum." onunda sesinin titrediğini fark ettiğimde bir kez olsun gözlerinin içine bakmadım.

Eğer bakarsam hemen affedebilirdim. "Sen benimle oyun oynayan bir faresin, bende senin oyuncağınım. Başka oyuncağın olmadığı için mi gidemiyorsun Jennie." Yine bardak bittiğinde güldüm, tepkilerimi kontrol edemiyordum. "Her şeyi bıraktım, tüm o şifacı olma hayalimi başkalarına yardım etme isteğimi, çünkü sen olmadan yemek dahi yemek istemiyorum Lisa." 

Alayla sırıttığımda gözlerinin içine baktım. Bu gözleri tekrar görmek kalbimi sızlatmıştı, gözlerimden yaşlar anında düşmeye başlarken onu dudaklarını tenini varlığını ne kadar özlediğimi hatırladım. 

"Sen bizi kirlettin Jennie. " Ayağa kalkmaya çalıştım ama sendeledim tam elimden tutacakken kolumu sertçe çektim. "Sen bizi hiçbir evrende göremeyeceğim ve görmediğim şekilde kirlettin lanet olası." güldüm ve yutkunup gözlerinin içine baktım. "Sen kendini diğer tüm versiyonlarından güçlü sandın ama yaptığın tek şey ezik bir korkak olmaktı." parmağımla omzuna bastırdığımda hıçkırarak ağlamaya başladı. "Bana evrendeki senin en kötü versiyonun denk geldi ne şans ama(!)" Artık gözlerime bakamıyordu. 

Söylediğim her cümle ondan çok benim içimi yakarken çığlık atmak istiyordum.

"Keşke seninle karşılaşmak yerine ölseydim veya ömrüm boyunca seni aramakla uğraşsaydım." hiçbir şey demeden mekandan çıktığımda Rose'u aradım. Eve kendim gidemezdim çünkü. 


psykhe-JENLISAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin