26

106 15 1
                                    

Söylediği şeyle istemeden de olsa güldüm ve birden beni kapıya doğru çevirip itti. Her ne yapıyorsa, bunu yapmasına izin veriyordum çünkü onu çok özlemiştim ve istiyordum.

Birden alt dudağımda onun dişlerini hissettiğimde gözlerimi kapattım. Sadece ısırıyordu.

Sonra emmeye başladı, tepkisiz kalamayıp elimi beline koydum. Felaket etkilenmiştim ve her şeyi boş verip Jennie'yi çırılçıplak bırakma fikri bir türlü gitmiyordu zihnimden ellerim her yerinde olmak istiyordu, onu sevmek. 

Bir süre sonra en sonunda dudağımı bıraktığında nahoş bir ses banyoda yankılandı. Onun gülümsediğini hissederken gözlerimi yavaşça açtım. "Hatırlamıyor musun? Sen her evrende bana aitsin." fısıldadı ve benden uzaklaştı. "Lisa?!" Hera'nın seslenişini fark ettiğimde kendimi bir süre toparlayamadım. Jennie ise beni izliyordu. "Ufak bir işimiz kaldı." benim yerime cevapladı.

"Sevgilimi mi buldu vida sıktıracak anlamadım ki." Bu sefer sırıtan bendim ama Jennie yine bana yaklaşmaya başladı. Artık sinirli gözüküyordu, beni öpmesi niyeyse kalbimde bir şeyleri tekrardan çalıştırmış gibiydi benim dudaklarım onun öpmesi için sanki vardı. 

Tekrardan elleri yakama ulaştı ve sadece avuç içlerini koydu bu sefer. "Ona sevgilin olmadığını veya ayrıldığınızı söyle, yoksa Lisa." iç çekti. "Asıl farklı Jennie'yi gördüğün zaman bu zaman olur." 

-

En sonunda masaya oturduğumuzda Rose ve Jisoo farklı bakışlar atıyordu bana ve Jennie'ye. 

"Alkol yok mu?"

"Sana yok." Rose'a gözlerimi devirdim ve baktım.

"Misafire bu kadar da kötü davranılmaz ama." Tek kaşını yukarı kaldırdı. "Yok dedim Lisa." 

Hera kıkırdayarak elini masadaki elimin üstüne koydu. "Namın herkese yayılmış."

Rose gözlerini kısıp sahte bir gülümseme yolladı. "Ben onun en yakın arkadaşıyım Hera. Yoksa hafıza kaybına mı uğradın?"

"Belki de kapasitesi yetmiyordur." Jisoo fısıldayarak söylemiştim ama ben duymuştum tabii ki. 

"Elini çek." masadaki soğuk ses herkesin bakışlarını en başından sessiz olan Jennie'ye çevirdi.

"Anlamadım."

"Elini çek." bu sefer bastırarak kelimeleri söyledi. "Ama benim sevgilim, bir şey söylesene Lisa." Çatalını gürültülü bir şekilde tabağa bıraktı. "Lisa?" tek kaşını kaldırıp o da bana bakınca yutkundum. Kıskançtan ziyade gerçekten sinirli gözüküyordu ve Hera'nın daha fazla zarar görmemesi için elimi çektim.

Sinir dalgası parmak uçlarıma kadar yayılırken ayağa kalktım, bunu yapmaya hakkı var mıydı? Yoktu. "Jennie konuşmalıyız." Beni onaylarcasına ayağa kalktı. "Bahçede." İlk ben çıktım sonra o. 

Cebimden sigara paketini çıkartırken karşımda dikildi, kaşlarını çatmıştı burun delikleri ve göz çevresi büyüyordu. "Bunu yapmaya hakkın yok." benim aklımdan geçen cümleyi o söyleyince paketten bir dal alıp yaktım ve sırıttım. "Asıl senin yok."

"Ben, mantıklı düşünmeye çalıştım ve bir hata yaptım. Haklısın. Ama senin gelip," birden yüzü iğrenir bir hal aldı. "karşımda ben yokken siktiğin kızları sevgilinmiş gibi böyle göstermeye hakkın yok." 

Tam bir şey söyleyecektim ki elini havaya kaldırdı. "Sevgilin dahi olsa buna hakkın yok çünkü ben seni seviyorum, bunu sende iyi biliyorsun Lisa. Hak ettiğin sevgiyi kalbim sana iletiyor." kahkaha attım. "Beni kullanıp gittikten sonra mı?"

"Çünkü üzerimde bir ritüel vardı, yanında kalsaydım sen kötü olacaktın. Yapmam gereken bir iş, söz vardı!" Yutkundu ve beni bakışlarıyla süzdü. Aslında o gittikten sonra birkaç şeyi bana Rose anlatmıştı ama nasıl affedebilirdim ki? Hemen nasıl affedebilirdim. Onun canını yakmak isterken birden yanan ben olmuştum. Elleri titrediği için, kendini ifade ederken cümle kurmakta zorlandığı için gözleri hafifçe dolduğu için şu an affetmekten ziyade kendimi affettirmek istiyordum ama duruşumu hafifçe dikleştirdim böyle olmamalıydı.

"Hepsini biliyorum. Bu kızdan tut her gece kimi altına aldıysan." Yutkunmakta zorlandığımı hissettim, sanki birden hava ağırlaşmıştı. "Söylesene bana hangi evrende böyleydin?" benim de en kötüsü olduğumu iddia ediyordu, gözlerim istemsizce dolarken onun gözlerinden birkaç damla yaş akmıştı. 

Silmek istedim. O güzel yanaklarıma parmaklarım değsin istedim, ama yapmadım.

"Sen, seni vuran Jennie'yi bile affettin ama kendi Jennie'ni affedemiyorsun öyle mi Lisa?" Omzuma vurduğunda sağlam durduğum için yerimden kıpırmadım fazla. "Beni ne eksiğim var?" tekrardan omzuma vurdu, artık sesini kontrol edemiyordu. "Benimle niye gelmedin peki? Peşimden niye koşmadın da her gece başka birisini arzulayabildin!?" 

"Çünkü bu benim sevgimdi." Burnumu çekerken ağladığımın yeni farkına vardım. "Seni tüm o diğer Lisa'lardan çok sevdiğime o kadar emindim ki." Ellerinin tersiyle gözyaşlarını sildi. "Ben ne yapacağımı biliyordum, mantıklı davrandım aşkı ön plana koyarak mantıklı olmaya çalıştım hepsinde Jennie. " titrek bir nefes aldım. "Bu sefer olmadı çünkü sen benim sevgimi aldın. Kendi benliğimi aldın. Mantığımı aklımı her sanki hücremi aldın ve beraberinde götürdün bana hiçbir şey kalmadı." 

Üzüntüyle gülümsedim. "Keşke bir başka Lisa gelse ve bunu çözse." 

"İstemiyorum." mırıldandı. Birden çözülmesini istemediğini düşündüm anlık. 

İçime adeta hüzün çöktü. Yaklaştı ve parmak uçalarını yanağımda dolaştırdı, hafifçe gözlerimi kapattım. Bana her dokunuşu huzuru ve kaosu getiriyordu resmen. 

"Benim için en iyisi sensin." 

Yeni JenLisa moment ihtiyacı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni JenLisa moment ihtiyacı....

psykhe-JENLISAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin