25

74 10 5
                                    

Sabah uyandığımda her tarafım ağrıyordu çünkü yerde uzanmıştım. 

Soğuk zemin vücudumu titretirken yutkundum. Ağzımda çok kötü bir tat vardı. Barda yaşadıklarım aklıma gelince sırt üstü uzanıp bir süre tavanı izledim. "Jennie.." inleyip gözlerimi sımsıkı kapattım. "Tüm bunların bir filmden ibaret olmasını dilerdim, lanet olsun." telefonum çalmaya başlayınca ayağa kalktım. "Uyandın mı?"

Uyandım, Rose."

"Enteresan o kadar içkiden sonra farklı bir evrene geçersin sandım."

"Harika şimdi kendi bokunla mı dalga geçiyorsun Rosie?" arka taraftan bıkkın bir nefes sesi geldi, onun da üzüldüğünün farkındaydım ama ben üzülmekten ziyade bitiyordum. "Jisoo, Jennie'nin geldiğini söyledi. Ayrıca dün sen söylemiştin ama inanmadım." 

Alayla sırıttım. "Onun gelmesini istediğimi mi sanıyorsun? Ona her baktığımda nasıl kandırıldığımı hatırlıyorum Jennie tarafından." ayrıca Jisoo'ya da kızgındım ama en yakın arkadaşım ondan çok hoşlanmıştı. 

"Tüm o ritüelleri ve dedesini reddetmiş." yutkundum ve bakışlarım bir süre yerde dolaştı, zihnim bulanıktı ama sinirliydim. "Akşam yemeğine davet et." bu dediğime telefonun arkasındaki ses oldukça şaşırmıştı alayla güldüm ve kendimi rahat koltuğuma bıraktım. "Ne?!" 

"Yıllar oldu Rose." Masadaki sigara paketini elime aldım. "Hoş geldin demeliyiz bence." bir süre cevap vermedi. "Acaba ne planlıyorsun." iç çektim. "Yemek. Sadece akşam yemeğini nasıl yiyeceğimi planlıyorum(!)" 

-

Akşam yemeği için üstüme rahat bir şeyler giymiştim beklediğim gibi sevgilim olması için çağırdığım Hera oldukça abartılı bir kombin yapmıştı. Kapının önünde beni bekliyordu. Eski takıldığım kızlardandı. Onu süzdüm ve gözlerimi devirdim abartılı bir şekilde yanımda garip bir duruşa sahipti. "Beğenmedin mi?" üstündekilere baktıç

"Bir sana bir bana bak, Hera. Basit bir arkadaş yemeği." omuz silkip koluma girdi ve sırıttı. "Bu gecenin sonunda üstümdekileri çıkartmanı planlıyorum, asıl önemli olan bu." 

"Hiç sanmıyorum. Unutma, benim sevgilimsin ama ufak bir tiyatro gibi bunu düşün tamam mı Hera?" ona göz kırpıp arabanın kapısını onun için açtım ve sürücü koltuğuna oturdum.

Aldığım mesaja göre Jennie çoktan eve gelmişti bile.

-

Zili çaldığımda tanıdık ses kulaklarıma geldi, yutkundum ve derin bir nefes aldım. Onu o kadar çok özlemiştim ki, bana açtığı kapıları veya onu sabah uyandığımda görmeyi, o tatlı yanaklarını....

Hera arkadan omzuma dokunduğunda kendime geldim ve kapı açıldı. Beni gördüğünde mutlulukla gülümsüyordu ama Hera'yı görünce suratındaki ifade sişindi. yutkundu ve hafifçe kenara çekildi.

Beklediğim gibi Hera bana daha çok yapışarak içeri doğru hafifçe itti beni, ona kısa bir bakış atıp içeri geçtiğimde evdeki diğer kızlarda şaşkındı hafifçe kıkırdadım. 

"Merhaba, Hera Jisoo ve Rose'u geçen aylardan tanıyorsun zaten ve bu da işte Jennie." Henüz daha kapıyı bile kapatmamış arkası bize dönük olan Jennie'yi işaret ettim. Rose önüme geçti ve bana 'seni çok pis döveceğim Lisa' bakışını atıp gülümsemeye çalıştı. "Misafirimiz olduğunu bilmiyordum." Jisoo oldukça gergin gözüküyordu ve Rose'un omzuna elini attı. "Kesinlikle ve bu misafir aylar önceden biri." Bir süre ayakta durduktan sonra kendimi tekli koltuğa attım be gözlerimi kısarak en geriden beni izleyen Jennie'ye baktım.

Beklediğimin aksine yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. "Artık tekrardan tanışma zamanı." 

İçeri geldiğimizden beri süren gerginlik, masa hazırlanırken de devam etmişti. Jennie'den çok Jisoo kıza laf atarken Hera, aptalca sırıtmakla yetiniyordu. "Lisa," Jennie'nin seslenmesiyle ona baktım. Hiç morali bozulmamış duruyordu ve bu aslında benim moralimi bozmuştu. "Benimle banyoya kadar gelir misin? Sanırım musluk damlıyor, sıkılması gerek ama elimi incittiğim için yapamıyorum." tek kaşımı hayretle havaya kalktığında bu saçma isteğe anlam verememiştim. Göz ucuyla Hera'ya baktığımda fotoğraf çekilmekle meşguldü.

"Ben ne anlarım musluktan." 

Yaklaştı ve elini uzatım dudağını büzdü, Tanrım madem bana şeytanca davranacaktı, bu kızı neden bu kadar tatlı yaratmıştın ki?

Yine de gözlerimi devirip ayağa kalktım. "Tamam." Sevinçle arkasını döndüğünde ilerledim. Banyoya ilk ben girdim ve arkadan kapıyı kapattı, kilit sesini duyduğumda arkamı döndüm farklı amacı  olduğunu biliyordum.

Kollarını göğsünün altında birleştirdi ve tek kaşını havaya kaldırdı. "Beni kıskandırmak için neden o kızı kullanma gereği duydun ki?" Oyuncu bir şekilde kaşlarımı çattım. "Ne alakası var? Zaten eskiden takıldığım biriydi tekrardan deneyelim bi-" lafımı bitirmeden tişörtümün yakasından tuttu ve beni kendisine çekti. 

"Senden ayrı kaldığım her saniye, alışveriş yapıp gülümsediğin kasiyeri bile kıskandım Lisa. Jisoo'u, Rose'u bile. Bunun için," yaklaştı nefesini dudaklarıma verdiğinde iç çekmeden edemedim, burunlarımız birbirine değerken kalbim ilk günkü kadar heyecanlıydı Jennie için. "O kadar nefret kıskançlık doluyum ki...." Duraksadı ve dudaklarını hafifçe dudaklarıma sürttü. İnlememek için zor durup kaşlarımı çattığımda gülümsedi ve yavaşça ellerini enseme çıkardı. "O kızın belini saran parmaklarını kırabilirim."


Bundan sonraki 3 veya 4 bölüm çok içime sinmedi bir anda yazdım yine de bu hikayeyi okuyan 5 6 kişiye de teşekkür ederim ve umarım beğenirler tam olarak duygularını yansıtamadığımı düşünüyorum çünkü. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
psykhe-JENLISAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin