Stajyer bir yönetici asistan olan Mahperi Soykan ile koca şirketin ceo'su olma yolunda ilerleyen Savaş Eroğlu tıklım tıklım olan bir asansör'e aynı anda binmeye çalışması sonucu başlar herşey...
Mahperi acele ile asansörü tuttuğuna sevinirken iri ya...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mahperi'den...
7.kat'a çıktığımda danışman olduğunu düşündüğüm kız ile görüştüm.
"Merhaba, ben yeni stajyer büro yönetimi ve yönetici asistanlık bölümünden Mahperi Soykan, Karalı Mesleki Ve Teknik Anadolu lisesinden geliyorum."
"Ah hoşgeldin canım bir kaç dakika geç kaldın ama sorun olmaz ilk günün sonuçta patron da yeni geldi zaten."
Güler yüzü ve sevecen tavırları ile içimde bir şüphe uyandırsa da fazla kafaya takmak istememiştim.
"Şey Savaş bey'in odası nerede acaba?"
Kız özür dileyip odanın yerini tarif etti hızla odaya ilerlediğimde hem geç kaldığım için hem de daha yeni olduğum için biraz gerilmiştim açıkçası.
Kapıyı tıklattığımda içeriden gelen gir sesi ile derin nefes alıp içeri girdim ancak karşımda gördüğüm kişi kan'ın beynime sıçramasına sebep olmuştu kaşlarımı çatıp yüzüne baktığımda o ise gayet rahat tavırlar ile bana bakıyordu.
"Siz yeni stajyer Mahperi hanım olmalısınız?"
Benimle dalga mı geçiyordu bu?!
"Evet, ama sen asansörde ben güvenliğim dememiş miydin? ne işin var orada? şakanın sırası değil savaş bey gelsin söyleyeceğim seni eğer kovulmak istemiyorsan kalk oradan."
"Siz insanları tanımadan yargılayınca ben kendimi tanıtmadım, ben Savaş Eroğlu nam-ı diğer Eroğlu'ların varisi ve holding'in ceo'su."
Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda eli ile masasının karşısında ki deri koltuğu işaret edip oturmamı söyledi.
"Geçin oturun lütfen ayakta kaldınız."
Kendimi toparladım ve işaret ettiği koltuğa oturdum.
Stajyer olsam bile hakkımı ve kendimi ezdirmezdim derin bir nefes aldım ve cevabımı verdim.
"Siz yalan söylediniz ben de inandım burada yargılamak yoktu savaş bey."
"Öyle mi?"
"Öyle."
"Öyle olsun bakalım şimdi asıl konumuza dönelim anladığım kadarıyla siz burada 1 yıl staj yapacaksınız pazartesi, salı ve çarşamba günleri geleceksiniz doğru mu? "
"Evet doğru, çarşamba perşembe cuma günü de başka okuldan bir stajyer gelecek galiba?"
"Hayır bir stajyer alıyoruz sadece ve o kişi de bu yıl sizsiniz Mahperi hanım."
"Anladım."
"Saatler size mesaj yolu ile atıldı geç kalmamaya özen gösterin bu konuda hassasımdır."
"Peki savaş bey."
"Çıkabilirsiniz odanız çıkınca hemen sağınızda kalacak."
Hızla odadan çıktığımda derin bir nefes bıraktım. Daha ilk günden patronum ile atışmıştım ya bana bravo!
Sağımda ki odaya girdiğimde krem ve ahşap tonlarda olduğu için çok ferah duruyordu ışık da vurunca içimi epey açmıştı hızla çantamda ki eşyalarımı yerleştirdim ve üzerinde anahtarı olan dolabı açtım bomboştu oraya staj dosyam, parfümüm ve cüzdanımı koyup kilitledim.
Ajandam ve kalem kutumu da önüme koyup bazı notlar çıkardım.
Savaş bey'in sesini duyunca ajandam ve kalem kutumdan bir kalem alıp odasına gittim.
Odaya girdiğimde sarı saçlı bembeyaz teni olan ve masmavi gözleri olan çok güzel bir kız vardı gözlerimi kızdan çekip savaş bey'e bakışlarımı sabitledim ve konuştum.
"Birşey mi istemiştiniz savaş bey?"
"Evet, bize 2 kahve getir lütfen orta şekerli ve sade olsun."
Cidden 2 sade kahve olsa ne olurdu şekerinize de size de tövbe yarabbim ya!
Elimde ki ajandayı sıktım ve güler yüz ile onaylayıp odadan çıktım ardından sekreter kızdan mutfağın yerini öğrendim ve kahveleri hazırlayıp savaş bey'in odasına ilerledim.
Elimde ki tepsi ile zorda olsa kapıyı açtım ve içeri geçip kahveleri masaya bırakıp odadan ayrıldım, tam odama geçmiş yerime oturacakken savaş bey'in sesi dolmuştu kulaklarıma.
"MAHPERİİİİ."
sabır çekip yerimden kalktım ve savaş bey'in odasına ilerledim, içeri girdiğimde çatık kaşlar ile yüzüme bakıyordu.
"Bu kahve ne böyle çok acı olmuş yeniden yap."
Kahveyi alıp geri mutfağa ilerledim ve yeniden yaptım bu sefer beğenmezse kendimi gırtlaklardım.
"Buyrun savaş bey tadına baktım ayrı bir fincanda gayet güzeldi umarım beğenirsiniz."
Umutla yüzüne bakıp konuştum ve kahveyi masaya bıraktım ancak bu seferde kahveyi geri tepsiye koyup götürmemi söylemişti.
