"O hâlde artık işçi değil, Savaş Eroğlu'nun Mahperisi'sin."
Mahperi'den...
Yanaklarım kıpkırmızı olmuş ve gözlerim duyduklarım karşısında kocaman açılmıştı.
Kafamı aşağı eğdiğimde saçlarım yüzümü örtmüştü, uzaktan gören birisi göğüsüne yaslandığımı zannedebilirdi ancak yaslanmıyordum.
Savaş: Kaldır o başını gözlerini benden mahrum bırakma.
"Bakın gerçekten sizi anlayamıyorum, ben istifa etmek istiyorum okul staj filan şuan gerçekten umrumda değil."
Savaş: Ne demek istifa etmek istiyorum?
Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda korku görmüştüm, kaybetme korkusunu görmüştüm.
"Bu aramızda olan biten her ne bilmiyorum,sizi gördüğümde, güldüğünüzde,garip hissediyorum,heyecanlanıyorum. Bunlar iş veren ve işçi ilişkilerine aykırı."
Savaş: O hâlde artık işçi değil Savaş Eroğlu'nun Mahperisi'sin.
"Nasıl yani?"
Savaş: Okulunu halledeceğim ve bu dönem bittiğinde artık okul ile bağlantın kalmayacak, liseyi bitirmiş olacaksın.
Açıkçası okula gitmek beni yoruyor evet ama bir anda böyle bitirmek de üzmüştü.
Savaş: kabul ediyor musun? Benimle sevgili olacak mısın?
"Ediyorum, seninle sevgili olacağım."
Belimde ki eli ile bedenimi kendi bedenine bastırdığında vücudunun bütün zerresini hissetmiştim, yumuşak ve dolgun dudakları dudaklarım ile buluştuğunda öpüşüne karşılık verdim.
Sanırım işte tam şuan zaman durmalı ve dünya dönmeyi bırakmalıydı.
Dudaklarımızı ayırdığımda derin bir nefes aldım ve tam bedenlerimizi ayıracakken kendimi Savaş'ın kucağında bulmuştum.
"İndirir misin beni?, herkes buraya bakıyor lütfen."
Savaş: Hayır, ve baksınlar ki anlasınlar Savaş Eroğlu'nun sevgilisi var.
Garip bakışlardan kurtulmak için kafamı Savaş'ın boynuna gömdüm ve gözlerimi kapattım...
Odaya geldiğimizde beni yavaşça yere bıraktı ve saçlarımı yüzümden çekip kulağımın arkasına sıkıştırdı ardından gözlerime bakıp yüzüme yavaş yavaş yaklaşarak konuştu.
Savaş: Şimdi sana bir sır vereceğim ama şaşırma.
Yüzüme yaklaştıkça ben de geri geri gidiyordum.
"Ne hakkında bu sır?"
Savaş: Senin hakkında.
Merakla yüzüne baktığımda gülümsedi ve kulağıma eğilip fısıldadı.
Savaş: Şirkette ki çalışma günlerimi sırf sen pazartesi, salı ve çarşamba günü geliyorsun diye pazartesi, salı ve çarşamba gününe aldım.
"Ne zamandır böyle peki?"
Savaş: Geldiğin ilk hafta var ya o zamandan beri.
"Peki biz neden fısıldıyoruz?"
Savaş: Bilmem, cidden neden fısıldıyoruz?
Hızla duruşunu dikleştirdi ve alnıma bir öpücük kondurup normal ses tonu ile konuştu.
Savaş: Ben odama gidiyorum, bir sorun olursa biliyorsun? Ve babanı görüntülü aramayı unutma iyi geceler... Sevgilim.
"İyi geceler Savaş be-.."
Sözüm dudaklarımın üzerinde ki dudaklar ile kesildiğinde gülümsedim.
Savaş: Bir daha söyle bakalım o zaman neler oluyor?
"Pekala iyi geceler sevgilim."
Savaş: Aferin, çabuk öğreniyorsun bu huyunu çok seviyorum işte.
"Hadi artık daha duş alacağım."
Savaş: Acaba burda mı dursam? Benim odaya gitmeye üşendim şimdi.
Çatık kaşlar ile yüzüne baktığımda hızla odadan ayrılmıştı, ben ise önce babamı arayıp normal konuşmuş sonra ise kızları arayıp bütün olanları yani bazı yerleri kesmiş olabilirim ama anlatmıştım.
Doğu: NASIL YANİ?!
Yüsra: SEN ŞİMDİ OKULA GİTMEYECEK MİSİN?
"15 günlük tatil sonrası evet gitmeyeceğim."
Doğu: Peki annenler ne diyecekler?
Yüsra: Bence abin pek sakin kalmaz gibi.
"Halledeceğiz bir şekil neyse kızlar iyi geceler ben kaçıyorum."
Aramayı kapatıp duşa girdiğimde herşeyi güzelce düşünme fırsatı yakalayabilmiştim.
Ara tatil sonrası açıktan okuyacaktım, hem okul ile bağlantım kalmayacaktı hem de yine şirkette çalışmaya devam edip eğitimimi tamamlayabilecektim ama bunu annemlere nasıl dökecektim? kördüğüm burada başlıyordu işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARDON?! - Yarı Texting-
ChickLitStajyer bir yönetici asistan olan Mahperi Soykan ile koca şirketin ceo'su olma yolunda ilerleyen Savaş Eroğlu tıklım tıklım olan bir asansör'e aynı anda binmeye çalışması sonucu başlar herşey... Mahperi acele ile asansörü tuttuğuna sevinirken iri ya...