"Bilmediğim bu duyguları hayatıma sen soktun şimdi öylece birşey olmamış gibi gidemezsin küçük kızıl saçlı kız..."
Mahperi'den...
Gün boyu oradan oraya koşturup, Savaş bey'in peşinde not alıp durmuştum gerçekten yorgunluktan bayılsam yeridir yani.
Yorgunluktan kendimi otel'in lobisinde ki koltuğa bıraktığımda Savaş bey bana çatık kaşlar ile bakmıştı.
"Bir an yorgunluktan öyle atıverdim kendimi."
Gülümsediğinde bembeyaz dişlerini görmüştüm gerçekten gülmek yakışıyordu neden gülmüyor ki bu adam?!
Bu meraklı bakışlarım, hoşuna gitmiş olacak ki daha da gülmüştü.
"Savaş bey?"
Savaş: Efendim?
"Neden siz daha fazla gülmüyorsunuz ki?"
Savaş: Gülünmesi gereken yerde gülüyorum Mahperi.
Gözlerimi devirdiğimde her zaman ki o düzelmeyen çatık kaşları geri gelmişti.
Savaş: Git dinlen istersen, saat 19.30 da olacak davet.
"Ne daveti?"
Savaş: Balo tarzı birşey organize edildi ve bizi de davet ediyorlar.
"Saat 20.00 da otelde olmam gerekli biliyorsunuz?"
Savaş: Halledeceğim Mahperi gidip dinlen şimdi.
Ajanda ve çantamı alıp asansör ile odamın bulunduğu kat'a çıktım ve odaya girip, babamı görüntülü aradım ve bu balo işini haber verdim.
"Alo, nasılsın babacım?"
Orhan: İyiyim güzel kızım benim sen nasılsın?
"Nasıl olayım baba iş güç koşturuyorum öyle."
Orhan: bir sorun mu var kızım?
"Yok baba ben birşey diyecektim de..."
Orhan: Bir karın ağrın var belli ki dökül bakalım.
"Ya baba bu akşam Eroğlu holding bir baloya davetli ve savaş bey beni de götürecek saat 19.30 da."
Babam düşünceli bir şekilde yüzüme baktığında yüzüm asılmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARDON?! - Yarı Texting-
ChickLitStajyer bir yönetici asistan olan Mahperi Soykan ile koca şirketin ceo'su olma yolunda ilerleyen Savaş Eroğlu tıklım tıklım olan bir asansör'e aynı anda binmeye çalışması sonucu başlar herşey... Mahperi acele ile asansörü tuttuğuna sevinirken iri ya...