18. Bölüm

404 16 1
                                    

"Kızımı getirin bana."

Mahperi'den...

Aradan tamı tamına 1 ay geçmişti ve nenem bütün karadeniz'e savaş ile benim evleneceğimi duyurmuştu, tabii bunların hepsi ailemin kulağına gitmiş olacak ki haftalardır nenemi arayıp duruyorlardı.

Ev telefonu yine çaldığında açtım ve konuştum.

"Eğer nenemi yine rahatsız edeceksen abi başt-.."

"Kızım benim."

Babamın halsiz sesi kulağıma dolduğunda içim de korku tohumları filizlenmeye başlamıştı.

"Baba, iyi misin? Sesin kötü geliyor."

"İyiyim kızım, ne olur İstanbul'a dön kim ile istiyorsan onun ile evlendireceğim seni."

Gözlerim dolduğunda babamın hıçkırık sesleri kulağıma doldu.

"Baba lütfen ağlama yapma bunu abim ile olanları biliyorsun onca dediğinden sonra açıkçası gelmek istemiyorum."

Telefonun arka kısmından yükselen ses ile yerimden sıçradım.

"Peri, gel buraya özür dilerim abim, sana dediklerim yanlıştı sen benim biricik kız kardeşimsin öyle görünce fıttırdım kızım anlasana."

Burnumun direği sızladığında gözyaşlarım çoktan gözlerimden akmıştı.

"Abi, sen o gün o mahalleliyi haklı çıkardın ya ben ona kırıldım ve seni affetsem bile içimde ki bu sana karşı olan kırgınlık geçmeyecek."

Nenem eli hamurlu, üstü başı un olmuş halde içeri girdiğinde kendimi toparladım ancak çoktan anlamıştı.

"Ver o telefoni."

Titreyen ellerim ile telefonu neneme uzattım ve koltuktan kalkıp yerde ki mindere oturdum.

"Bana bak Orhan, eğer kizuni çok düşuniyisan ha gelirsin bu Garadeniz'e elumi öper iki gün kalir kizuni da alir gidersun de hayde çok yazayi gapat."

Telefonu sertçe yerine bıraktığında yanıma geldi ve yüzümü avuçlarına alıp gözlerime baktı.

"Oy kınali kizum, sakın o yaşlaruni dökme dik durasun emi."

Bir süre neneme sarılmış sonrasında ise kendimi toparlayıp ayağa kalkmıştım.

"Bana iş ver nene."

"Git bahçeden sebze topla bende bazlama yapayim."

İçeriden büyük bir sepet aldım ve bahçeye inip domates, salatalık, biber ne varsa hepsini topladım.

Biraz olsun kendime geldiğimde tandır'a ilerledim ve ellerimi yıkayıp neneme bazlama yapmaya yardım ettim.

"Nene, gerçekten Savaş nasıl birisiydi küçükken?"

Derin bir nefes bıraktığında elinde ki merdaneyi de kenara koymuş arkasına yaslanarak gözleri uzakta bir yerlere anılara dalmış gibi, yorgun sesiyle anlatmaya başladı.

"Savaş tam 18 yaşindayken, anasi Zarife çok güzel kadındi maşallah ruhi şaad olsun, vefat etti babasi da karusi ölünce kendini kumara, uyuşturuciya verdi ha buni borçlari yüzunden mafyalar oldurdi hem öksüz hem de yetim kaldi uşak, anasi ve babasunin ölümu uşağa ağır gelinca kenduni İstanbula atti sonra öğrenduk ki bunin amcasi çocuğa sahip çikmiş işini teslim etmiş ha şimdi büyuk adam oldi deli uşak. "

"Bildiğim kadarıyla abisi de vardı Öz abisi mi?"

"Amcasunin oğlidur o Savaşın kardeşi yok."

"Peki nene, ya bilmeden üzersem onu?"

"Üzmezsin kizum, ikiniz de birbirinizin gözunun içine bakayisunuz birinize bir şey olsa ölecek gibisiniz."

Gerçekten de öyleydi birimize birşey olsa ölecek gibiydik, biz ne ara bu hâle gelmiştik...Ben ne ara bu adamı bu denli sever olmuştum, Her ne olduysa oldu tek bildiğim birbirimizi asla ama asla bırakmayacağımızdı.

PARDON?!  - Yarı Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin