AL KİZ AL GUNLUK DOZU AL..
Arkadaslar her gun bolum atiyorum enayiyim sanki bi tik
( İssizim)Kiymetimi biliniz.
----
Seungmin
----Tam olarak iki saniyedir beklediğim bu kapının önünden de nefret ettim şuan. Sabahın köründe - benim için köründe - bu aptalın suratını görmek nasıl mutluluk verecek ama ya! İnanılmaz gerçekten.
Saçlarımı karıştırıp geriye attıktan sonra açılan kapının ardındaki güzel kadın beni kısaca süzmüş ;
" Ah hoş geldin oğlum.." deyip içeri buyut etmişti. Ya ne tatlısın sen öyle, keşke oğluna da biraz geçseymiş!
İçeri girip onu selamladıktan sonra benimle birlikte salona girmiş, etrafta koşuşturan hizmetlileri umursamadan bana dönüp kısaca sarılmıştı. Ulan sahte evlilik yapıyoruz az sakin! Siz iyice benimsediniz şu laneti.
" Chris şimdi iner aşağıya.. sen gel biz geçelim."
Başımı onaylarcasına sallayıp elimdeki kutuyu hizmetlilerden birine vermiş, ardından bana gösterdiği kocaman ve dolu dolu masaya bakıp güze bir yere geçmiştim.
Annesiyle minik bir sohbet içine girdiğimizde arkadan gelen sinir krizine kesinlikle yeterli bir sebep olacak o ses ikimizin de oraya dönmesini sağladı.
" Günaydın... Hoş geldin Seungmin. Babam yok mu?"
Önce bana, daha sonra annesine dönmüş, ardından gelip yanıma oturmuştu. Sana ne istersem hoş gelirim, İstersem gelmem.
" Hayır bebeğim erkenden çıktı, Hannah ile bir işi varmış."
" Anladım. Naber Seung?"
Bana baktığı sırada gözlerimi devirip yalandan gülümsedim.
" İyi Chris. Görüşmeyeli uzun zaman oldu senden naber?"
Annesi ve o birlikte güldükleri sırada masayı dağıtmak istemedim değil. Hayal etme Seungmin hayal etme... YERDEN YERE VURACAKSIN LAN BUNU!
" İyiyim.."
Yemeğine döndüğü sırada şükür ederek bende önüme döndüm. Bakışları bile sıkıntı bu herifin. Biz birlikte yemek yemiş, ardından annesi kahve içmeyi teklif etse de reddedip çıkmak zorunda kalmıştık.
Şu iş bir an önce bitsin n'olursunuz.
Arabama bineceğim sırada bana bakmış, " Nereye sen?" Diye sorup gülmüştü.
" Gidiyoruz ya işte?"
" Birlikte gidiyoruz ya Seungmin."
" Konum at gelirim, uzatma."
Gülerek başını olumsuz anlamda sallamış, " Saçmalama da bin hadi. Yoruyorsun beni." Deyip kapısını açmıştı.
" Hayır ya at konum orada buluşuruz."
" Off!"
Yanıma ulaşıp beni sırtına alınca ne ara bunu yaptı anlamadım ama güçlü herif iki saniyesini almadı! Sırtına vurup inmek için kendimi zorlarken
" Rahat dur." Diye söylenmiş, ardından arabanın önüne gelince kapıyı açıp beni içeri bırakmıştı." Yavaş ol hayvan! Mal mı bırakıyorsun?"
" Ben pek bir fark göremiyorum."
" Chan , boğarım seni."
Gülerek kapımı kapatmış, yan koltuğa geçip oturmuştu. Sonunda şoförü arabayı çalıştırınca derin bir nefes alıp camdan dışarı bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERA [Chanmin]
Fanfiction" Zoraki bir evlilik olduğu sevişmeyeceğimiz anlamına gelir mi?" Korenin en köklü iki şirketinin sahipleri güçlerini birleştirmek adına oğullarını evlendirmeye karar verir. [ İki son vardır. Happy end - Angst final olarak... Hangisini uygun görürs...