|29|

1.3K 134 206
                                    


Bitirelim artik... ( Gram istemiyorum)

---

" İstemiyorum..."

" Üç gün oldu Chan. Adam akıllı bir şey yemedin al işte şunu."

Elindeki sandviçe bakmış, tekrar başımı olumsuz anlamda sallayıp önüme dönmüştüm. Jeongin umutsuzca derin bir iç çekmiş, bu sırada Oliva ve kucağındaki Matt koridorun başında belirmişti...

" Baba!"

Matt'i indirdiği gibi koşa koşa yanıma ulaşmış, ben hemencecik ayağa kalkıp onun sarılmasına karşılık vermiştim..

" Bebeğim.. "

" Matt geldi!!!"

" Hoşgeldin."

Saçları arasına birkaç minik öpücük bırakıp yerime oturunca bana sıkıca sarılmaya devam etmiş,

" Babam ne zaman gelecek? İyileşti mi?" Diye sormuştu. Sus ağlayacağım.

Derin bir iç çekip ona baktım.

" Biraz daha beklememiz gerekiyor..."

Dudaklarını büzmüş, başını bana yaslayıp;

" Peki. Bekleriz."  Demişti.

Bazen bu kadar anlayışlı oluşu bile beni ağlatacak duruma sokuyordu. Olivia da yanımıza oturunca gözlerimi kapatıp başımı Matt'e yasladım.

Tam üç gündür yoğun bakımda. Durumu bir kez bile iyiye gitmedi. Tanrı umut etmemize bile izin vermiyordu yani. Bunları düşünürken daha bir kötü hissediyorum. Her geçen dakika ruhuma daha bir acı bırakıyordu sanki.

Nasıl olur da üç günde bir sikim değişme olmaz. Onunla birlikte kaza yapan iki kişi öldü. Diğerleri daha iyi.. ama o. Hâlâ bekletiyor beni.
Matt'i bir şekilde kandırmış olsak da işler kötüye giderse ne diyeceğimi kafamda oturtmamıştım.

İstemiyorum, ona açıklama yapacak duruma düşmek istemiyorum. Karşıma alıp bu küçücük yaşında gerçekleri yüzüne birer birer vurmak istemiyorum. Seungmin çıksın, evimize gidelim.. aşkımıza devam edelim, her sabah onlarla uyanıp akşam o içime sığmayan sevgiyle tekrar eve geleyim ve onlarla uyuyayım istiyorum.

" Baba.. babamı görelim."

" Giremeyiz miniğim."

" Hadi ama! Gerçekten özledim."

" Matt.."

" Lütfen."

Ayağa kalktığımda benimle birlikte yürümeye başlamış, minik parmaklarını elime sarmıştı.
Onunla birlikte doktorun yanına gittiğimizde yanımıza gelen Hyunjin önünde çömelip onu öpmüş;

" Mattie.. nasılsın bakalım?" Diye sormuştu. Matt gülerek onu izlerken;

" İyiyim." Diye karşılık vermişti.

" Seungmin'i mi göreceksiniz?"

" Hm hm!"

Başını onaylarcasına sallamış, diğer doktoru gönderip kendisi bize yardımcı olmuştu. Birkaç dakika sonra giyinmiş bir şekilde onun yanına girince ister istemez gözlerim dolmaya başlamıştı.

Ne kadar kötü bir durumdu bu?
Dışarıdan bakıp önünden geçmek insanın içini sızlatıyor ama orada yatan canınızdan çok sevdiğiniz biri olunca sızlamakla kalmıyor, resmen kalbinize bir bıçak saplıyor ve onu hiç durmadan çeviriyordu. Bu kadar makine, bu kadar kablo, bu iğrenç ötesi ses ve atmosfer... Tanrı şahit şu hayatta daha korkutucu bir şey olamazdı.

HERA [Chanmin] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin