Ooo bir senedir bolum atmiyosun yazar oooo
( Sakaydi. Bu bir saka. İroni)
Neyse arkadaslar finale az kaldi zaten rahat olun kurtuluyoruz..---
Gözlerimi açtığımda kahkaha seslerini duymak garip hissettirmişti. Normalde sadece Matt'in ağlaması ile uyanan ben birkaç zamandır farklıyım. Bambaşkayım bambaşka!!!
Karşımdaki koltuğa baktığımda ise Chan kucağına Matt'i yatırmış, onunla oynuyor, bir yandan gülüşüyorlardı...Kendime gelip derin bir nefes aldıktan sonra yerimde doğruldum.
" Ne zamandır uyuyorum lan ben?"
Sesimi duyması ile bana bakmış, " Ah henüz bir saat bile olmadı bebeğim." Demişti.
Yataktan çıktıktan sonra saçlarımı karıştırıp geriye atmış, birkaç zorlu adımdan sonra yanlarına gelip oturmuş, başımı da Chan'ın koluna yaslamıştım.
Bu hallerime gülerken saçlarım arasına bir iki öpücük bırakmış, ardından ben Matt'in yanaklarına minik minik dokunup;
" Ne o ağlayarak uyandırmıyorsun beni bu aralar?" Diye sormuştum. Gülerek kollarını açınca dayanamayıp hemen kucağıma aldım.
" Matt ağlayarak uyanmayı bırakmadı, sadece sen duymuyorsun."
Doğruydu. Benden önce hemencecik koşup onunla ilgilendiği için rahattım.
Gülerek onu öperken Chan ayağa kalkmış, " Hadi biraz hava almaya çıkalım..." Demişti.Bu fikir bana da cazip geldiği için hemen hızlıca ayağa kalkıp Matt'i üst üste öperken, " Mattie baba bizi dışarı çıkarıyor, hadi gidelim de onun servetini yiyelim!" Diyip giyinme odasına girmiştim. İşte bu son zamanların en sevdiğim aktivitesi falan.
Chan arkamızdan gülerken o da gelmiş, dolaplardan birini açıp içerisinden rahat bir şeyler çıkarmıştı. Önce kendi giyinmiş, sonrasında ben giyinirken o da Matt'i giydirmişti. Uyumlu göründüğümüzü fark edince Matt'i öpmüş,
" Sen bize mi benziyorsun hm?" Diye sorup onun da gülmesini sebep olmuştum.
" Hep Matt'i öpüyorsun benim suçum günahım ne? Ben piç miyim?"
" Siktir, sana belediye baksın."
" Gidiyorum."
Gülerek ona dönmüş, dudaklarına uzanıp kısa bir öpücük bırakmıştım. Bu ona yetmemiş gibi tekrar öptü.
" Hadi hadi çıkalım."
" Seungmin..."
" Hm?"
Elini saçlarıma atıp okşamış. Ardından yanağımdan makas aldığı gibi;
" Aslında çıkmışken Matt'i Hannah'a bıraksak?" Diye sormuştu.
Yuh!
" O niye lan!"
" Halasını özlemiş baksana."
" Bence sen çok farklı şeyler özlemiş olabilirsin."
Hızlıca odadan çıkarken peşimden gelmiş,
" Ne alâka! Ben onu kast etmedim bile. Of zihnin kirli senin." Diye söylenmişti.
" Tabi canım! Asla senin piçlik ile alakası yok."
Niyetini biliyorum ben.
Gülerek Matt'i benden almış, " Halaya da gidelim mi hm? " Diye sormuştu.Ben arabaya binince bu sefer o yan koltuğa geçip Matt'i kucağında tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERA [Chanmin]
Fanfiction" Zoraki bir evlilik olduğu sevişmeyeceğimiz anlamına gelir mi?" Korenin en köklü iki şirketinin sahipleri güçlerini birleştirmek adına oğullarını evlendirmeye karar verir. [ İki son vardır. Happy end - Angst final olarak... Hangisini uygun görürs...