SAKİN OLUN GELDİM
----Yine bir mide bulantısı belası ile banyoda kendimle bakışırken henüz bir hafta olmasına rağmen şu duruma adam akıllı alışamamıştım. Beni biraz fazla etkiledi bu olay...
Chan kapıyı tıklatıp açmış, bana bakarken başını kenarına yaslamıştı...
" İyi misin?"
" Hm hm.."
Başımı onaylarcasına sallayıp derin bir nefes almış, diş fırçamı kutuya koyup kapattıktan sonra tekrar yüzümü yıkamıştım.
Henüz bu olayı Hannah ve Oliva'nın dışında bizimkilerden bilen yoktu. Ne zaman söyleyeceğiz acaba??Bunu düşünürken o sadece öylece durmuş bana bakıyordu. Yavaşça başımı kaldırıp aynadaki yansımasına baktım..
" Ne oldu?"
" Hiçbir şey. "
Bir şey diyemeden ellerimi kurutmuş, ardından banyodan çıkmıştım. Aşağıya inerken o da beni takip etti.
" Aç mısın sen?"
" Hayır değilim."
" Sabah da adam akıllı bir şey yiyemedin. Ne yesen miden bulanıyor zaten de.. canının istediği bir şeyler var mı?"
" Hayır, yok."
" Böyle olmaz ki Seungmin."
Koltuğa oturduğum sırada yanıma oturmuş, ben bir şey demeden başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapatmıştım.
" Ama istemiyorum ne yapabilirim."
Derin bir iç çekip bir süre o da sessiz kaldı. Ardından ben uzanacakken yardım etmiş, hatta bununla kalmayıp başımı dizlerine koymuştu. Ne bu ilgi pezevenk!
Sesimi çıkarmadan öylece durdum. Bir hafta boyunca hep böyleydik. Ben çok eskisi gibi değildim, genel olarak yorgundum. Yeni yeni olan bir şey olsa da.. beni etkiliyordu tabii ki!
" Seungmin.."
" Hm?"
Saçlarımla oynarken derin bir nefes almış, " Bizimkilere ne zaman söyleyeceğiz?" Diye sormuştu. İşte esas soru yine geldi..
Bakışlarımı ona çevirdim. Sakin duruyor.
" Bilmem.. ne zaman söyleyelim?"
" Bilmiyorum, ama daha fazla beklersek tepkileri garipleşecek. O yüzden bir an önce söylesek daha iyi olur."
" Tamam.. en yakın zamanda söyleriz."
Başını onaylarcasına sallarken saçlarım arasında gezdirdiği parmaklarını durdurmamış, bir süre boyunca- ben uyuyana kadar - devam etmişti.
Uyku problemi de benim için bariz bir şekilde gözüme batan bir şeydi ama o gün düzgün uyumuştum. Dizlerinde geçirdiğim bir saatlik uykunun sonunda gözlerimi açınca onun da uyumuş olduğunu görmeyi beklemiyordum. Bu saatlerde uyuyamaz ki..
Yavaşça yerimde doğrulmuş, tekrardan ona bakmıştım.
Gerçekten uyuyordu.
Ses çıkarmadan ayağa kalkmış, hiç vakit kaybetmeden mutfağa girmiştim. Neden birdenbire tatlı şeyler istedim hiç sormayın. Ben de bilmiyorum.Dolabı açıp canımın isteyeceği şeyleri bir bir ararken çok geçmeden o kadar şey arasında resmen hiç şey bulamamış gibi başımı kapağına yaslayıp beklemeye başladım.
Berbat bir psikoloji içerisine girdim ota boka ağlıyorum ve bu asla benim elimde değil.
Hâlâ yiyecekler ile bakışırken gelen adım seslerinden sonra arkamı dönmek zorunda kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERA [Chanmin]
Fanfiction" Zoraki bir evlilik olduğu sevişmeyeceğimiz anlamına gelir mi?" Korenin en köklü iki şirketinin sahipleri güçlerini birleştirmek adına oğullarını evlendirmeye karar verir. [ İki son vardır. Happy end - Angst final olarak... Hangisini uygun görürs...