-ten🐈-

653 111 40
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmayın, iyi okumalarr! 🦨💨🌹

-----

Minho yatağına yapışmış bir şekilde Instagramda geziyordu. Yorganın dışında kalan kuyruğu sallanıyordu. Olduğu halden gayet memnundu, yatağı sıcacık ve yumuşaktı.

Bugün annesi evdeydi, o yüzden ondan izin almış ve bir günlüğüne okula gitmemişti. Canı evde yatmak istemişti. Ama annesi sadece yarım güne izin vermişti, öğle arasında yine okulda olmalıydı.

İzlediği reelslara gülerken ana sayfasına bir post düştü. Post Jisung hakkındaydı.

Fotoğrafları ve olayları sosyal medyada da yayılmaya başlamıştı. Bu Minho'nun hoşuna gitmişti bir tık. Yine de çok önemsemeden aşağıya kaydırdı ve arkadaşlarının postlarını beğenmeye başladı. Ardından reels izlemeye devam etti.

"Kahvaltıyı hazırladım Minho! Kıçını ve kuyruğunu kaldırıp buraya gel hemen!" Annesinin sesini duymasıyla derince bir nefes çekip kendince isyan etmişti yatakta. Ardından telefonunu kapatıp yorganını çekmiş ve yemek yemek için mutfağa gitmişti.

Annesi, bembeyaz kuyruğunu çocuğunun gelmesiyle onun kuyruğuna sürtmüştü. Bu bir çeşit sevgi göstergesiydi. Minho yorgun bir şekilde gülümsemiş ve kahvaltı için masaya oturmuştu. Annesi de karşısına oturmuştu. Minho direkt olarak yemeğe yumulurken annesi onu izlemişti.

"Bitkin görünüyorsun, bir şey mi oldu?" Minho neyi düşündüğünü gayette iyi biliyordu.

"Okuldan birinin kuyruğu hakkında bir gerçek ortaya çıktı da, onu düşünüyordum nasıl kandırdı diye."

"Bu seni niye ilgilendiriyor ki?" Minho birkaç saniye düşündü. Gerçekten başkasının hayatı onu ne alakadar ediyordu ki?

"Bunun için moralini bozma Minho."

"Moralimi bozmak mı? Aksine zevk alıyorum ifşa olduğu için."

"Yüzün pek öyle demiyor aslında."  Diyerek oğlunun kolunu sıvazladı.

Minho göz devirdi.

"Sen boş ver anne."

----

"Çok geç kaldım sanırım, hoca beni almaz ki." Jungil hocanın dersine geç kalmıştı. Hadi ya!

Bir yandan telefonuyla derste olan Hyunjin ile mesajlaşıyordu. Hyunjin, yakalanmamak için telefonunu bıraktığını söylemiş ve çevrimdışı olmuştu. Ondan önce ise derse girmemesini, girerse hocanın onu sikeceğini söylemişti. Minho da çevrede dolanmaması gerektiğini biliyordu.

"Zamanlamama sokayım ya, tüm gün yok yazılacağım şimdi. Aman! Of!"

derin bir nefes çekmişti içine. Ardından adımları merdivene doğru yöneldi ve aşağıya indi.

En iyisi soyunma odasına gitmekti. Biraz orada oturur ve dersin bitmesini bekleyebilirdi. Bu saatte kimse olmazdı zaten orada.

Etrafı kontrol ederek yavaş yavaş soyunma odasının kapısına yaklaştı. Ses duyarları iyi olduğundan dolayı çıtırtı seslerini dinliyordu. Etrafta birinin olmadığını anlayınca kapıyı hafifçe ittirdi ama duyduğu hıçkırık sesleriyle olduğu yerde durdu.

Biri mi ağlıyordu? Hemde bu kadar sessiz bir şekilde?

Eli kapıda kaldığında derin bir nefes çekip ittirdi. Etraf gri bir havayla doluydu sanki, karanlıktı.

Minho adım adım içeri girdiğinde kapıyı arkasından geri kapattı. Kapının gıcırdamasıyla yüzü tam gözükmeyen beden başını kaldırarak Minho'ya bakmıştı. Ardından sesi kesildi.

Thin Thin, Meow! ~minsung~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin