Thin Thin, Meow! ~minsung~

-seven🐈-

Bu fice çok klasik sahne yazacağım gibi özür dilerim ÖFNGÖSÖDÖSMSÖDÖSÖSMSNFNS 😓

"Minho, gelin siz." Hocanın bizi çağırmasıyla herkes gerileyip ortaya büyük bir boşluk açarken birkaç öğrenci de yere yumuşak süngerlerden koydu. Kırmızı ve mavi. Ardından biz sıra sıra dizilen bu zeminin üstüne çıktık. Hoca tam ortamızda durdu.

"Çok sert olmayın. Sadece birbirinizi devireceksiniz işte."

"Bilmediğimiz şeyi nasıl yapacağız?" Biliyordum tabii ama Jisung bilmiyorsa sıkıntı olurdu.

"Aman devirin işte. Uzaklaşın biraz bakalım." Dedi ve aradan çekildi. Öğrencilerini eğlence için kullanan deli hocalar sınırlı sayıda stokta! Delireceğim.

Pozisyon aldım. Kuyruğumu önüme çektim, sanki hançer tutuyor gibi. Jisung da kısa kuyruğunu arkasında düz bir şekilde uzattı. İkimiz de öyle bakıştık biraz.

Yavaş yavaş öne adımladığımda olabildiğince nazik bir şekilde üstüne atıldım.

Kendimi aynı şekilde yerde bulmam da bir oldu.

"Ah!" Sırtımın ani bir şekilde yere çarpması ile beni çevirip yere yapıştırdığını anlamıştım. Kuyruğum yere serilmişti ve tavana bakıyordum. Hala koluma dolanmış bir şekilde duran kuyruğunu yavaşça sertbest bıraktı ve geri çekildi.

"İyi misin?" Hoca başıma geldiğinde hala yerle bütünleşmiş bir şekildeydim.

"Ah... Evet." Dönen yıldızları ve dağılan saçımı saymazsak gayet iyiydim. Bide belim yerinden çıktı gibi oldu o kadar.

Döne döne bir şekilde ayağa kalktığımda Jisung benden başını eğerek özür diledi. Ardından geri yerine geçti. Bende yavaş yavaş kendi yerime geçtim. İnsanlar ise beni devirmesine şaşkınlıkla bakıyordu. Rezil olmuştum sanırım.

Hay- ne güzel.

Yeniden yerlerimizi aldığımızda o kadar nazik olmadım. Bana atılmasını bekledim. En sonunda bir şekilde üstüme atladığında onu tutup yere sermeye çalıştım ama beni bırakmadı. Ayağına çelme taktığımda ise düşürmeyi başardım. Ama beni de çektiği için üstüne düştüm.

Yumuşak bir koku yayıyordu.

Hızlıca kalkmaya çalışırken göz göze geldik. Kedigil gözlerimin büyüdüğünü onun gözlerinin içindeki yansımadan görmüştüm. O ise sadece şaşkındı. O sırada kuyruğum kabarıp yavaş yavaş kalkmaya başladığında ise hızlıca üstünden kalkıp kalkmasına yardım ettim. Şu öğrenciler aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı bile. Susun ya! Boşu boşuna rezil oldum. Yeniden.

"Vay be, Rekabet desen var!" Hoca gülerek zevk alıyordu. Bugün ters yönüne çatmıştık ya.

3.turdayız. Gözleri keskin bir şekilde benim gözlerimle kesişti. Muhtemelen çok kesici baktığını düşünüyordu ama fok balığı gibi bakıyordu. Onun bana atmaya çalıştığı bakışı ona attığımda kulakları dikleşti. Böyle korkarsın hah!

Daha deminki vakanın ardından üstüne atlama işinden vazgeçtim. Yani ne yapabilirdim zaten?

O kendi kendine benim etrafımda dolaşırken arkama geçmesini engellemek için yüzüm ona dönük olacak şekilde hareketlerine ayak uyduruyordum. En sonunda ise üstüme doğru atladı.

Ama aşağıdan.

Tam önümden beklerken bir anda köstebek gibi aşağıdan üstüme atılması ile dengemi kaybettim. Elleri hızlıca belime sarılırken beni ittirmesiyle sırt üstü yere yapışmıştım yeniden. Kafası kalbimin üstüne gelecek şekilde benimle birlikte yere düştü.