"Seungmin!"
Chan çocuksu bir sevinçle ayakkabılarını çıkararak evin içine girdi. Arkasından kapıyı kapatmayı da ihmal etmemişti tabi.
Salonda gördüğü sevgilisiyle yanına gidip kendini onun üzerine bırakmış sevgilisinin altta ezilmesini sağlamıştı.
"Chan! Ölüyorum burada!"
Seungmin çırpınmaya devam ederken Berry de havlamış Chan'ın şortunu ısırmıştı. Chan en sonunda Seungmin'in üzerinden kalkmış Berry yakaladığı gibi onu sevmeye başlamıştı.
"Hain! Seni hain seni. Seungmin olunca nasıl değişiyorsun?"
Seungmin yerde oturup Berry ile tartışan Chan'a gülüp mutfağa gitti. İkisi içinde bir şeyler hazırlamaya başladı ama hareketleri arkasından sarılan Chan ile kısıtlandı.
"Sen yemedin mi?"
"Seni bekledim. Birlikte yiyelim dedim."
"Pekala. Benim yapabileceğim bir şey var mı?"
"Tencerenin başında durup yemeği kontrol edebilirsin. Pişene kadar asla ayrılma ama oradan."
"Emredersiniz komutanım!"
Seungmin ona gülüp geri kalan her şeyi halletmiş sonunda hazır olan her şeyi masanın üzerine yerleştirmişlerdi. Masaya geçip yemeklerini yemişler, yerken de güzel bir sohbetin ortasında bulmuşlardı kendilerini.
"Hyunjin'in hala Jisung'a evlenme teklif etmesini unutamıyorum. Bir baktım Jisung elindeki yüzüğü gösterip biz evleneceğiz diyor."
"Bilmez miyim? Nasıl ben önceden bilmem diyip ağladın iki saat. Ardından Minho'nun senden önce öğrenmesine şok olup üzerine bir de bayıl dedikten sonra ufak çaplı bir bayılma geçirdin resmen. Hayır bu kadar drama Hyunjin'e bile fazla ya. Sen kimlerle takılıyorsun?"
"Hey ama orada bayılmamın başka bir sebebi vardı."
"Evet. Kendini yine ve yine aç bırakmıştın. Her neyse tatsız bir konuya girmeyelim."
Chan da başını sallamış yemek bitene kadar saçma salak şeyler hakkında konuşmuşlardı. En sonunda da salona girip uzun zamandır yapamadıkları film gecelerini yapacaklardı. Salona geçtiklerinde Seungmin bir şeylerden rahatsız olarak Chan'la konuşmaya karar verdi. Ona anlatmazsa kendini yer bitirirdi çünkü.
"Chan."
"Hmm."
"..."
Sessizlik. Chan yüzünü Seungmin'e dönerek sordu.
"Bir şey mi oldu sevgilim?"
"Şey bilmiyorum. Hani biz ilk sevgili olduğumuzda ben teklif etmiştim ya. Sen hiç rahatsız olmadın mı?"
"Neden rahatsız olayım ki? Ben zaten sana gelicektim ama senin bana önceden gelmen daha mutlu etti beni."
"Peki şöyle diyelim. Minho, Felix'e evlilik teklifi etmek yerine Felix ediyor. Sence bu onun açısından rahatsız edici olur muydu?"
"Seungmin neden rahatsız edici bir şey olsun sevgilim? Minho teklif etmeli diye bir kural mı var? Felix de edebilir. Sen neden rahatsız edici düşündün onu söyle."
Chan biliyordu ama Seungmin'in bu konuda daha açık olmasını istediği için ona sordu.
"Ne bileyim o benim hakkımdı diye düşünmez mi hiç? Acaba ben çok mu geç kaldım da o artık bıktı ve bana teklif ediyor diye düşünmez mi?"
"Seungmin'im. Sen bana aynısı yapsaydın inan bunların hiçbiri olmazdı düşüncelerimde. Çünkü eğer ben gerçekten bunun için geç kalmış olsam Jisung direk suratıma derdi şu çocuğa evlenme teklifi et artık diye. Hem biz bize uygun olan zamanı bilmiyor muyuz? Evlilik için illa tekliften önce düşünülmez mi? Hatta sen bir şekilde ima yapmaya başlardın. Bunu neden söylediğini biliyorum. Kendini bir kalıba sokma. Sende bende bu işin karşısında eşitiz. Sende diyebilirsin bende."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N/S ♧ Hyunsung
FanfictionO sırada da Minho, Felix ile birlikte içeri girdi. Hyunjin onların girdiğini görünce görüşürüz diyip kalkıcaktı ki Minho tam karşısında durdu. "Amacın ne?" "Efendim?" "Amacın ne? Bir ay boyunca Jisung ile yanyana olmanıza rağmen hiç konuşmayıp şimdi...