Hyunjin parka geldiğinde Jisung hemen kalkıp onun boynuna atladı. Birkaç dakika sakinleştikten sonra banka oturdular birlikte.
"Sizinkilerin haberi yok sanırım Chan hyungdan?"
"Yok ben biliyorum bir. Onları endişelendirmek istemedim."
"Ee ne olmuş hyunga?"
"Yemek yememiş. Baygınlık geçirmiş. Azar yedireyim de görsün yemek yememek neymiş?"
"Jisung."
"Hmm?"
"Chan hyung neden senin için bu kadar önemli? Cidden merak ediyorum."
"Hyung mu? Sanırım hyung ile ilk tanıştığım günü anlatmalıyım sana."
"Bekliyorum."
Jisung anlatmaya başlarken o anılar yeniden gözlerinin önüne geldi.
7 yaşındaki bedeni geri gelmişti sanki etraftaki şeyleri öylece izliyordu. Küçük Jisung'u görünce için parçalandı çünkü orada oturup nelerin ne olduğunu çözüyordu o küçük çocuk.
Annesi ve kendisi perişan bir halde sokak kapısının önünde durmuşlardı. O sırada önlerine bir araç yaklaştı. Aracın içinden Chan ve annesi inmişti. Chan'ın annesi direk Bayan Choi'ye yaklaşırken Jisung sütunların üstünde öylece bekliyordu.
O görüntü kahretti Jisung'u annesi yara bere içindeydi. O şuan hiçbir şekilde ona dokunamıyordu.
"Aman tanrım. Yuna! Ne oldu sana?"
Bayan Bang onunla ilgilenirken Chan ise Jisung'un yanına gitti.
"Selam."
"S..selam."
"İyi misin?"
"Üşüyorum."
Jisung bunu söylediğinde Chan yanından ayırmadığı diğer ceketini arabadan alıp getirmiş ve Jisung'a vermişti.
Bununla birlikte iki Jisung'un içide sımsıcak olmuştu. İşte tam o zaman başlamıştı her şey. O zaman başlamıştı Chan'a bağlılığı.
"Al bunu üşümezsin."
"Chris, Jisung'u da al arabaya binin. Dışarısı soğuk."
Bunu söylerken Bayan Bang arkadaşını arabaya sokuyordu. Chan, Jisung'a bakarken Jisung aşağıya atladı ancak Chan onu belinden yakalayıp aşağı indirdi. Jisung ona şaşkınlıkla bakarken Chan açıklama yaptı.
"Düşüp incinebilirsin."
Jisung neden karşısındaki yabancının ona böyle davrandığını düşünürken arabaya binmişti ikiside. Chan hem kendine hemde Jisung'a emniyet kemeri taktıktan sonra yolu izlemeye koyuldu. Jisung akşam olanları düşününce cidden aklı almıyordu. Annesi neden yara bere içindeydi ve nereye gidiyorlardı. Neden Jun abisi onlarla değildi?
Küçük Sung olanları düşünürken büyük Jisung olanların bilmişliğiyle ağzından bir hıçkırık kaçırdı. O Jisung'a sarılmak, ağlamak isterdi.
Sonunda araba tek katlı bir evde durunca şaşkınca etrafa baktı Jisung. Ardından Bayan Bang'in sesini duydu.
"Chan, Jisung'a odanı göstersene? Jisung ister misin?"
"O..olur."
Jisung zor ses çıkarıyordu. Hala şoktaydı. Tek başına odasında zor yapbozunu yaparken neden annesi bir anda gelip onu kuçaklamış ve dışarı çıkmıştı. Neden ağlıyordu?
"Senin için. Senin için kaçtık."
Jisung bunları söyledi ancak kimse duymadı onu. Yanında olan Hyunjin dışında. Jisung anlatırken o anı tek o yaşamıyordu. Sanki küçük Hyunjin de girmişti hayaline. O da onunla birlikte izliyordu her şeyi.
O gün Chan, Jisung'un her şeyi ile ilgilenmişti. Yeri gelmiş Jisung, Chan'i kızdırmış yeri gelmiş güldürmüştü. O akşamın sabahında ikiside yorgun uyurken anneleri girmişti odaya. Saçlarından öpmüş ve kapatmışlardı kapıyı.
Ardından başka bir anıya geçti Jisung. Chan'ların evinde kaldıkları zamandandı.
"Hey ama Chan hyung! Ben sallanacaktım orada."
"Olmaz ben sallanıcağım."
"Hannah! Bir şey de abine. Ben misafirim ama."
"Misafirmiş."
"Sıra sıra olacak dedik ama abi!"
"Of gel tamam."
Chan, Jisung'un yanına gidip onu çalılardan kaldırmış salıncağa oturtmuştu. Ardından da sallamaya başlamıştı.
"Hyung daha yükseğe!"
"Uçucak mısın Jisung?"
"Evet uçmak istiyorum."
Ardından başka bir anı.
"Hey Jisung. Kuşların bir sürüye bağlı yaşadığını biliyor muydun?"
"Ne yani özgür değiller mi?"
"Hayır. Tek başlarına bir yere gitmeleri zor olduğu için genelde sürü halinde yaşarlar."
"Ya ama benim moralimi bozdun. Kuş olmak istiyordum ben."
"Kuş olsan da özgür olmazsın Jisung."
"Aslında ben özgür hissediyorum."
"Nasıl?"
"Sen hani beni sallıyorsun ya."
"O zaman özgür mü hissediyorsun?"
"Evet. Sanki sen benim kanatlarımmışsın da benim uçmamı sağlıyormuşsun gibi."
Bu anılarla birlikte derin bir nefes çekti Jisung. Her şey güzeldi. Öyle olmaya da devam edicekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N/S ♧ Hyunsung
FanfictionO sırada da Minho, Felix ile birlikte içeri girdi. Hyunjin onların girdiğini görünce görüşürüz diyip kalkıcaktı ki Minho tam karşısında durdu. "Amacın ne?" "Efendim?" "Amacın ne? Bir ay boyunca Jisung ile yanyana olmanıza rağmen hiç konuşmayıp şimdi...