Jisung ilk kez üniversiteye gitmişti. Hyunjin yoktu çünkü onun dersi çok erkenden başlamıştı. Heyecanlıydı ancak belli etmiyordu. Elinde kendi kampüs kimliğini okutup içeri girmişti. İlk dersine daha vardı bu yüzden ilk kafeteryaya geçti. Hyunjin ile gezmişlerdi burayı. Bu yüzden biliyordu az çok ama ilk kez öğrenci olarak burada bulunuyordu.
Kendine boş bir masa bulup içeceği ile oraya oturdu. Hyunjin dersler konusunda o kadar heyecanlanmamasını söylemişti çünkü malum bazı akedemisyenler uyuz olabiliyordu.
O bunları düşünürken karşısında çekilen sandalye ile oraya döndü. Tanımadığı bir çocuk karşısında oturmuş onun suratına bakıyordu. Açıkcası rahatsız olmuştu biraz ama çok az olduğu için takmadı. Çantasından kitabını almış okumaya başlamıştı ki karşıdan ses geldi.
"Selam."
"Selam."
"Az önce seninle konuşmak istiyordum da tereddüte girdim."
"Ah aslına bakarsan bende biraz rahatsız oldum öyle bakınca."
"Buraya yeni geldim de acaba tanır mısın kampüsü diye sorguluyordum."
"Bende yeni geldim aslında. Sadece gidiceğim dersliği biliyorum."
"Ne okuyorsun ki?"
"Mimarlık."
"Ciddi misin? Bende mimarlık okuyorum. Hangi dersliğe giriceksin ki?"
"Sadece yol olarak biliyorum şuan. İsmi falan aklımda yok."
"Benimki bu."
Çocuk çantasından kağıt çıkarıp Jisung'a uzatmış tanıdık gelen isim ile hemen zihnini kurcalamıştı.
"Burayı biliyorum. İstersen seni götürebilirim."
"Çok yardımcı olursun bana. Cidden buraları bilmiyorum ve kantine kadar zor geldim. Dersliği bulmaya çalışırken kaybolurum kesin."
"Saat kaçta?"
"10.30 seninki?"
"Benimki 10.20 gibi."
"Az kalmış görünüyor. Gidersek anca yetişiriz."
İkiside kalkmış kahve bardaklarını çöpe atıp dersliklerine doğru yol almışlardı. Yolda ikiside sohbet etmiş ancak Jisung gördüğü kişiyle direk oraya koşmuş ve ona sarılmıştı.
"Jisung?"
"Sevgilim."
"Yeni mi geldin?"
"Yok ya yarım saatir burdayım. Derse geçiceğim şimdi. Gitmeden seni görmek iyi geldi."
"Hmm. Sorma sabahtan beri bir şeyler eksik diyorum. Meğer senmişsin."
"Evet ama o eksik gitmek üzere. Dersin başlamasına on dakika var."
"O zaman git anca yetişirsin sen. Bende kütüphanede oturucağım ders başlayana kadar."
"Tamam meleğim. Sonra görüşürüz o zaman."
Hyunjin sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurup geriye çekilmiş Jisung ise sırıtarak arkasına doğru ilerlemeye başlamıştı ki bugün tanıştığı çocuğun onlara baktığını gördü. Hızla onun yanına ilerlemiş durmuştu.
"Özür dilerim. Gidelim mi?"
"O kimdi?"
"Sevgilim."
"Nereden tanışıyorsunuz? Üniversiteden olamaz değil mi?"
"Hayır ya. Liseden tanışıyoruz. Aslında onunla aynı yaşlarımız ama ben mezuna kalmak zorunda kaldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N/S ♧ Hyunsung
أدب الهواةO sırada da Minho, Felix ile birlikte içeri girdi. Hyunjin onların girdiğini görünce görüşürüz diyip kalkıcaktı ki Minho tam karşısında durdu. "Amacın ne?" "Efendim?" "Amacın ne? Bir ay boyunca Jisung ile yanyana olmanıza rağmen hiç konuşmayıp şimdi...