bu bölüm jaywon'un ilişkisinin nasıl başladığı ve devam ettiği ile ilgili bir bölüm. ikisinin ilişkisini beş sene öncesinden itibaren anlatıyor.
keyifli okumalar 💗Yağışlı bir gündü. Radyolarda fırtına uyarısının verildiği, dışarıdaki insanların telaşlı bir şekilde eve ulaşmaya çalıştığı bir gün. Jay, hala daha galerinin içerisini sokaklarda boy gösteren telaşa tezat bir yavaşlıkta dolanıyordu. Dışarıda yağan yağışı duymuyordu bile. Hoş, duysa da pek bir şey değişmeyecekti. İşi gereği sayısız galeriye, ortaklık veya açılış yemeğine katılması gerektiğinden bu düzene alışıktı. Eskiden bu yaptığı şeyden keyif alırdı. Çünkü yakın arkadaşı ona eşlik ederdi. İkili en sıkıcı yemellerde bile keyif alınacak bir şry bulurlardı. Yakın arkadaşının vefatından sonra bunları tek başına yapmak kalbinde bir sızıya neden oluyordu. Hala yas sürecindeydi. Arkadaşını her gün özlüyordu ama Jay yapması gerekenleri yapan birisiydi. Otoriter, düzenli ve sabırlıydı. Duygularını pek fazla dışarı vurmazdı ve gerekmediği sürece konuşmazdı.
Tanıdığı bir kaç insanla sohbet etti, ikram edilen beyaz şarabı memnumiyetle yudumladı. Günün sonunda geriye kalan son üç dört kişinin de sohbet ederek uzaklaştığını farkettiğinde gitme vaktinin geldiğini anladı. Derin bir nefes aldı ve gitmeden önce vedalaşmak için yöneticiyi aramaya koyuldu.
"Merhaba! Sergiyi beğendiniz mi?" Diye sordu genç bir kız. Jay, onun en fazla yirmi yaşında olduğunu tahmin ediyordu. Sergi yöneticilerinden bir tanesiydi. Fazla samimi ve içten birisiydi. Jay daha önce onunla diğer sergilerde de karşılaşmıştı.
"Beğendim," dedi gülümseyerek. "Bu sefer iç tasarımı da çok beğendim. Geçen sefer düzen o kadar boğucuydu ki ağlamak istemiştim. Bu sefer hem resimlerin yerleştirilme düzeni, hem tablolarla odadaki renk uyumu çok güzel olmuş."
"Ah." Kız da gülümsedi. Etkinlik boyunca duyduğu ilk samimi yorum buydu ve fazlasıyla mutıu olmuştu. "Bunu duyduğuma sevindim çünkü çaylak bir iç mimarla çalışıyoruz. Yakında açılacak olan otelimizi de ona emanet ettik."
"Doğru bir karar olmuş. Sanırım otelin açılışına da katılmam şart."
"Davetiyeniz çoktan hazır."
Jay gülümseyerek fazla büyük olmayan mekana bir göz attı. Işıkların yavaş yavaş kapatıldığını farkettiğinde kendisine eşlik eden kıza dönerek, "Sanırım gitme zamanı gelmiş. Bay Choi'ye selam söyleyin ve davetinden fazlasıyla memnun olduğumu iletin," dedi.
Kız nazikçe başını salladı. "Geldiğiniz ve bağış yaptığınız için biz teşekkür ederiz. Benim de sergiyi kapatmadan önce kontrol etmem gereken bir kaç şey var. İyi geceler size."
Jay, daha fazla konuşma gereği duymadan iyi geceler dileyip yavaş adımlarla hole yürüdü. Vestiyerden siyah paltosunu almak için uğraşırken sinir krizinin eşiğindeymiş gibi gözüken bir genç dikkatini çekti.
Çocuk "Bu havada tek başıma gelebilmemin imkanı yok," dedi telefonun öbür ucundaki kişiye. Sesinin tınısı fazlasıyla hoştu ama histerik bir şekilde konuşuyor, ellerini koyu renk saçlarının arasından geçirip duruyordu. "Yürümem mümkün değil. Yanımda çok fazla eşyam var ve taksiye vermek için yeterli param da yok." Koyu saçlarını agresif bir şekilde çekiştirdi. "Lütfen, beni gelip al buradan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d!e for you' jakehoon [on hold]
FanfictionPark Sunghoon acımasızdı. Elleri sayısız kez kana bulanmıştı ve bu onun pişmanlık duyduğu bir şey değildi. Zayıf olanın avlandığı bu dünyada Sunghoon, avcı olmayı tercih etmişti. Çoğu zaman bir kalbinin olduğundan bile şüphe eder, eliyle göğüsünün...