Hayatını kurtarmanın tek bir yolu kalmıştı, her şeyi geride bırakıp kaçmak.
-Edgar Allan Poe2002, Roma, İtalya
"Ne yapacağım hakkında en ufak fikrim dahi yok." James başını ellerinin arasına aldı. Arkadaşı Siyoung, onun yanında olduğunu göstermek adına omzunu bir destekleyici bir şekilde sıktı.
Arkadaşının hayatının bir şekilde alt üst olduğunun farkındaydı. Ona daha öncr yardım etmişti. Bir kaç yıl önce babası, James'in sevgilisinden bir oğlu olduğunu öğrenince çıldırmış ve o zamanlar iki yaşında olan Ethan'ı öldürtmeye çalışmıştı. Ethan, başına aldığı darbe yüzünden ölmemişti ama James'in babası buna inanmıştı. Artık Ethan'ın değil Perugia'da, İtalya'nın herhangi bir yerinde kalması risk teşkil etmeye başlamıştı. James de, Siyoung da eğer yaşadığı farkedilirse babasının tekrardan küçük çocuğun başına bela olacağını çok iyi biliyorlardı. İşte o zaman Siyoung arkadaşı için tehlikeli bir görevi üstlenmiş, Ethan'ı yeni bir kimlikle kendi yanına almıştı. Kendi çocuğu olarak evlat edinmesi çok şüphe çekeceğinden Daejung'dan bunu yapmasını rica etmişti. Ayrıca Daejung Ethan'ın yasal velisi olduktan hemen sonra Siyoung, Daejung'un kendi evine taşınmasını istemişti. Böylece gözü her zaman Ethan'ın, ya da yeni adıyla Lee Heeseung'ın üzerinde olacaktı. Çocuk Castelli adı altında büyümeyecek olsa da Castelli adına yaraşacak bir şekilde büyüyecekti.
"Bunu bir kez daha yapamam," dedi James. "Sarang'a bir kez daha aynı acıyı yaşatamam."
İşte bu seferki sorun şuydu; Sarang ve James'in bir kaç gün önce dünya tatlısı bir oğulları daha doğmuştu. James'in babasını bunu bir şekilde öğrenmişti ama bu sefer Ethan olayında olduğu gibi ters bir tepki vermemişti. James ve eşi Maria'nın çocuk sahibi olamadığı bir gerçekti. Fakat James'in babasının Castelli soyadını devam ettirecek torunlara ihtiyacı vardı. Bu yüzden bu sefer ilkinin aksine daha ılımlı bakmıştı bu konuya. Oğlunun evlilik dışı bir çocuğu vardı ve bu güzel bir haberdi onun için. Adam James'e küçük oğlanı alıp Maria ve kendi çocuymuş gibi yetiştirmesini teklif ediyordu. Daha doğrusu Sarang'ın yaşamasını istiyorsa çocuğu Maria ile büyütmeliydi. Kendi oğlunu tehdit edecek kadar kafayı yemişti. James, Sarang'ı seviyordu ve ne olursa olsun bir kez daha ona evlat acısı yaşatmak istemiyordu ama aynı zamanda onun yaşamasını istiyordu.
"Bence bebeği burada büyütmeliyiz." Teklif şaşırtıcı bir şekilde Luca'dan gelmişti. Kendi kızının bir çocuk daha kaybederse perişan hale geleceğini bildiği halde yapmıştı bu teklifi hem de. "Bunu Sarang'ın yaşaması için söylemiyorum. Kızımın hayatta kalmasını, mutlu olmasını benden çok isteyen yok ama Sarang şu an sağlıklı bir psikolojide değil. Bebeği büyütmek konusunda fazlasıyla zorlanacağını görebiliyorum. Ayrıca bebek Perugia'da büyürse iyi bir çocukluk geçiremez. Evden dışarı çıkamaz, arkadaş edinemez ve kapana kısılmış hisseder."
"Bebeği ondan alırsak Sarang daha da kötü hisseder," dedi Siyoung. "Ethan için hala daha yas tutuyor. Oğlunun ölümünde kendini suçluyor ki, oğlu hayatta. Ayrıca bebek prematüre doğdu. Hala küvezde ve Sarang bebeği kaybetme ihtimali yüzünden bile aklını yitirmek üzere."
"Biliyorum, biliyorum. Her şeyin ne kadar kötü olduğunun ben de farkındayım," dedi Luca hüzünle. "Biliyorum, yaptığım şeyler çok acımasız gözüküyor. Boğazımıza kadar belaya batmış durumdayız. Şimdi olmasa bile eninde sonunda Bay Castelli Sarang'ın hayatına son verecek. Bunu biliyorum ve o gün geldiğinde Sarang'dan geriye değerli bir şeylerin kalması için uğraşıyorum. Bu söylediklerim, yaptıklarım bir anneye yapılacak en büyük haksızlık belki ama Sarang da çocuklarının tehlikede olmasını değil, güvende olmasını ister. Ethan artık daha huzurlu bir yerde, bebek de bu evde büyürse daha güzel bir hayat yaşayacak. Eğer büyükbabası olarak söz hakkına sahipsem, istediğim bu. Bebeğin burada büyümesi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d!e for you' jakehoon [on hold]
FanfictionPark Sunghoon acımasızdı. Elleri sayısız kez kana bulanmıştı ve bu onun pişmanlık duyduğu bir şey değildi. Zayıf olanın avlandığı bu dünyada Sunghoon, avcı olmayı tercih etmişti. Çoğu zaman bir kalbinin olduğundan bile şüphe eder, eliyle göğüsünün...