Zaman dedikleri şey ne de çabuk geçiyordu. İnsan geriye baktığında yaşadıkları bir rüya gibi gelirken, yaşayacakları da bir hayal gibi geliyordu.
Öyle değilmiydi zaten bir rüya... Sonsuz hayat içinde dünyada geçirdiğimiz zaman neydi bizim için.
Her zaman ki gibi geç kaldığım için apar topar hazırlanmıştım. En şaşırdığım şey şalımı bu kadar kısa sürede nasıl yapabildiğimdi. Kitaplarımı sırt çantama koyup ışık hızıyla odamdan çıktım. Daire kapısının önünde botlarımın fermuarını çekmeye çalışırken, annem elinde kabanım ile bana bakıyordu.
" Ela aşık mısın kızım sen. Aklın nerde bu havada kabansız dışarı çıkılır mı?" diye peşi sıra söylediği cümlelerden sonra üzerime anca bakabildim.
Hiii... Resmen ben kabanımı almadan çıkmıştım.
" Yaaa anaların hası hası. " Şirinlik yaparak annemi yanaklarından öptükten sonra hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladım.
Bir gün tepe taklak yuvarlanacaktım.
Nihayet durağa vardığımda telefonumda ki uygulamadan otobüsün gelmesine 1 dk olduğunu görünce içim rahatladı. Allahıma şükürler olsun ki yetişmiştim. Tabi ben nefes nefese kalmıştım ve de yanaklarım kızarmıştı.
Beyaz tenliydim. Aşırı hassas bir cildim vardı. Kışın soğuk suya elim değse dahi kızarıyordu. Ve ben sürekli el yıkayan biriydim.
Otobüs geldiğinde nefes alış verişlerim biraz düzene girmişti. Kartımı okuttuktan sonra hiç vakit kaybetmeden çantamdan düğüm olmuş kulaklığımı çıkardım. Evet şuan ayakta kulaklığımı çözmeye çalışıyordum. Tabi benim güzel şoför amcam ani fren yapınca bende sendeledim. Ve dengemi sağlayamadım.
Düşmedim. Koltuk imdadıma yetişti. Tutundum. Fakat çantamın fermuarı kulaklığı çıkarırken açık kaldığı için cüzdanım yere düşmüştü.
Çok güzel...
Yere eğilip cüzdanıma ulaşmaya çalıştığımda bir çift elin cüzdanıma dokunduğunu gördüm. Benden hızlı davranıp almıştı. Sıkıntılı bir iç çektim.
Başımı kaldırıp gergin bir ifade ile karşımda ki kişiye çemkirecekken cüzdanımı bana doğru uzatması ile olduğum yerde kalakaldım.
Bu kişi Sefaydı.
" Sizin sanırım. " derken sesi oldukça sakin çıkıyordu.
" E e evet benim. " diyerek telaşla aldım elinden. Sonra da bu yaptığıma pişman oldum. Bu çocuk yakından dahada yakışıklıydı.
" Çantanız, kapatmayı unutmayın." diyerek çantamı işaret etti. Ben naptım hiçbirşey. Sefa arkada ki boş koltuğa doğru ilerlermeye başladı. Bende tutunduğum boş koltuğa bıraktım kendimi.
Cüzdanımı çantama koyup fermuarını kapattıktan sonra düğümünü çözdüğüm kulaklığımı takıp rastgele bir müzik açtım.
Ne çalıyordu duymuyordum bile.
Dedublüman - Belki?
Otobüsten indiğimde Sefada inmiş olmalıydı. Ardıma bakmadım. Aynı bölümde okuyorduk. Aynı sınıfa gidiyorduk.
Bölümde kimse dikkatimi çekmez yan gözle dahi bakmazken tanık olduğum anlardan sonra gözlerim sürekli onu arıyordu.
Neden yapıyordum bunu bilmiyordum.
Sınıfın kapısına vardığımda kapının kapalı olduğunu görünce gözlerimi büyüttüm.
Geç kalmıştım. Hoca derse girmişti bile. Kapıyı vurup vurmamak arasında yaşadığım kararsızlığımı koridorda duyduğum adım sesleri böldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
【 TaNıK 】- Texting
Novela JuvenilTanık olduğum Kişi : Diyelim ki beni gördün , Neden ele vermedin? 0552 *** ** ** : Kusuru örtmede Gece gibi ol demiş Mevlana ondan 0552 *** ** ** : Ha birde...