Ela'dan
Hayırrr!!!
Ya zaten sadece hafta sonu uyuyabiliyorum. Bir de bugün 5.00 de kalktım ya. 5 inanabiliyor musunuz?
Resmen Şafak vakti operasyonu gibi.. Ahh niye mi uyandık?Sıkı durun köye gidiyoruz.
Ne için?
Bizim de var bir operasyonumuz.
Çilek toplamak...
Sormadan söyleyeyim abim, canım abim, ah benim bir tanecik abim Sefacığım da geliyor. Yani ben çocuklarımın babası olma hayalinde iken Sefa için, babam çoktan onu doğacak çocuklarımın dayısı yaptı ya, Helal olsun.
Ne diyebilirim ki!
Aslında çok dertli ve stresliyim. Sanırım birazda sinirli. Finaller öncesinde köye gitmek iyi gelecek. Toprakla ne zamandır haşır neşir değilim. Birazda elektriğimi atayım. Sinir kötüdür. Toprak candır.
Sabah namazını kılıp çıktığımız da burnuma dolan havanın kokusu ile daha şimdiden kendime geldim. Bu saatte yolculuğa çıkmayı hele de yazın nasıl seviyordum. Kahvaltımızı köyümüze varınca edecektik. Orda yediğim domates, peynirin tadı da ayrı güzel geliyordu.
Hele kuş sesleri... Onların hiçbir orkestranın yapamayacağı bir uyum içerisinde ötmeleri... Dinledikçe ruhumuza huzur veren o billur sesleri...
Aslında nerde ve ne ile meşgul olmamız gerektiğini anlatıyordu bize.Çekmeyen telefonlarınız ile tamamen şehir hayatından soyutlanırdık. Köy yoluna girdiğimiz de başlardı telefonlar çekmemeye. Şimdi bambaşka bir hayatın içine girmiş gibiydim.
Kolumu camdan çıkarıp rüzgarı hissetmek isterdim ama nafile klima açık olduğu için camlar kapalıydı. Köye varmıştık. Bakışlarım yol kenarında ki meyve ağaçlarında takılı kalmıştı. Kirazların güzelliği beni benden alıyordu. En sevdiğim meyvelerden biriydi, kiraz.
Ben köyü seyre dalmışken, burnuma dolan envai çeşit koku ve kulaklarımın pasını silen kuş sesleri ile birlikte evimizin önüne geldik.
Bir ton eşya ile gelmiş, kat kat fazlası ile dönecektik. Ahşap evimiz vardı köyde. Çok özlemiştim.
" Ben geldim." diyerek köye selam verdim.
" O zaman Selamünaleyküm."
Bugünün nasıl geçeceğini bilmeden büyük bir neşe ile girdim içeriye. Annem, ablam ve babam bir şeyler taşırken benim elimi kolumu sallaya sallaya girmem garip kaçmıştı.
Ela, çaktırmadan ya içeriye gir. Ya da arabaya dön.
" Aaa kırmızı poşeti almamışsın anne." Diyerek söylenmeye başlayarak, gerisin geriye arabaya döndüm.
Şimdi herkes pür dikkat bana bakıyordu.
" Kızım poşet bende." diyen babamın elinde ki poşeti bana sallaması ile yine hiç bir şey olmamış gibi davranmak istedim. Ama bu sefer yemedi tabii.
" Balıyorum da çok rahatsınız Ela Hanım. Madem öyle, o zaman kahvaltı ve çay senden." diyen ablama sözleneli bir şeyler olmuştu.
Laflara bak laflara...
" Abla ben hakkımı çilek toplamadan yana kullansam." derken bir yandan da evimize giriş yapıyorduk.
" Yok öyle vallahi. Çay suyunu koy geliyorum."
" Tamam ben yaparım kızlar."
" Anne! Yapsın kocaman kız. Hem yarın öbür gün evlenince ne olacak?" Ayyy abla kız senden korkulur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
【 TaNıK 】- Texting
Novela JuvenilTanık olduğum Kişi : Diyelim ki beni gördün , Neden ele vermedin? 0552 *** ** ** : Kusuru örtmede Gece gibi ol demiş Mevlana ondan 0552 *** ** ** : Ha birde...