Sefa'dan
Mehmet Amca'nın yanında çalıştığım için beni tanıyan bir teyze düğünlerine davet etmişti. Davete icabet etmek gerekirdi. Takımı takıp, çıkarım diye düşündüm. Ama daha başlamamıştı. Mecburen Mehmet Amcaların olduğu masaya geçtim. Ela ve ablası yoktu.
Aslında olmaması benim için daha iyiyken, gözüm de bir yandan onu arıyordu. Pür dikkat çıkış noktasına doğru gözlerimi diktim. Ve gördüm onu. Yüzünde tedirgin bir ifade vardı. Ne olmuştu ki! Biri canını mı sıkmıştı acaba. Bize doğru yaklaştıklarında bende ayaklandım. Mehmet Amcalarda beni takip ettiler.
Takımı takıp kendimi dışarıya attım. Onunla bu kadar yakın olmak canımı acıtıyordu. Yürüdüm. Dakikalarca yürüdüm. Aklımdan bir türlü çıkaramıyordum onu. Telefonuma bakmak geldi aklıma. O anda gördüm mesajını.
Ela : Ben Sefa'ya bakmıyorum ki
Ela : Ben Sefa'yı görmüyorum da
Ela : Ben Sefa'yı hissediyorum
Ela : Sende şuna Tanık Ol ki
Ela : Bende ki Sen'in adı Sevda
Bende ki Senin adın Sevda...
Bilmem kaç kez tekrarladım bu cümleyi. Bilmem kaç kez okudum aynı cümleleri.
Kalbinden gelen bu sözlere verecek bir cevabım var mıydı? Hangi kelimeleri yanyana getirip ona layık olduğunu sunabilirdim ki... Ya da hangi kelimeler kalbimde olan biteni anlatırdı?
Gözlerim dolmuştu çoktan. İçimde ise tarifsiz bir his vardı. Çoktan evin önüne gelmiştim. Farkında bile değildim. Biri beni böyle görse divane derdi.
Divane...
Saat çok geç olmuştu. O yüzden cevap vermek istemedim. Cevabımı çok farklı verecektim. En azından ben öyle umuyordum.
Ertesi gün sabah erkenden dükkanı açtım. Az sonra Mehmet Amca da geldi. Nedense bugün daha bir çekiniyordum kendisinden. Onunda başka bir derdi var gibiydi. Yüzünden düşen bin parçaydı. Günlerdir birlikte çalışıyorduk, hiç böyle görmemiştim.
" İyi misin Mehmet Amca?"
Önce yüzüme baktı. Anlatıp anlatmamak arasında gel gitler yaşıyor gibiydi.
" İyiyim Sefa oğlum. İyiyim."
Derin bir iç çekti. Pek iyi gözükmüyordu. Bunu görebiliyordum. Ama bende üstelemedim. Anlatmak isterse anlatırdı.
" Mehmet Amca biraz erken çıkabilir miyim bugün." diye sordum. İnşallah kabul ederdi. Ela'ya hediye alacaktım. Kırmıştım onu. Küçük ama bizi anlatan birşey bulmayı düşünüyordum. Aklımda vardı birşeyler. Bakalım nasipti.
" Çık oğlum çık." diyerek mırıldandı. Sonra aklına birşey gelmiş gibi bana doğru bakarak sordu.
" Sefa oğlum sen de bizim kızın okulunda okuyorsun değil mi?"
Başımı salladım. Bundan sonra gelecek cümle Ela ile ilgiliydi. Ela ve benimle ilgiliydi sanki, hissediyordum.
" Ona abilik yaparsın olur mu? "
Abilik...
" Mahallede dedikodu çıkarmışlar. Kaç gündür uyku uyuyamıyorum. "
Yutkundu.
" Sen ona göz kulak olur musun Sefa oğlum."
Sesi titredi. Benimse tüm bedenim...
" Olurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
【 TaNıK 】- Texting
Roman pour AdolescentsTanık olduğum Kişi : Diyelim ki beni gördün , Neden ele vermedin? 0552 *** ** ** : Kusuru örtmede Gece gibi ol demiş Mevlana ondan 0552 *** ** ** : Ha birde...