Yazar'dan
Mirza, günlerdir aklında olanı yapmak için yola koyuldu. Hayırlı işlerde acele etmek gerekti. Hediyesini vererek sevdiği kadından cevabını almıştı.
Şimdi sıra ailesinin rızasını almaktaydı. Zira Sena'nın babası Mehmet Amca ile görüşüp evlilik sürecini hızlandırmak istiyordu.
Tabii tüm bunlar onun düşüncesiydi. Belki Mehmet Amca ile görüşmesi olumsuz geçecek, biraz daha sabretmesi gerekecekti.
Herşey nasipti. Ve mutlaka bir vakti vardı.
Ramazan Ayı boyunca konuşmaktan dahi geri kaldığı yüreğini pır pır eden sevdalısını helali olarak yanında görmekti tüm duası.
Onunda bir kız kardeşi vardı. Ve Sena ile olan aralarında ki bu şey mümkün olduğunca mesafeli olarak kalmalıydı. Zordu çok zordu. Nefsi içinden olmadık şeyler fısıldarken, sürekli artan sevdasıyla sevdiğin kadına hasret olmak zordu.
İlk zamanlar daha heyecanlıydı. Ama şimdi günden güne düşündükçe kendisinden daha da korkar oldu. Bazen iş vesilesi ile toplantılar da karşılaşıyorlardı. Orada bile sıkıca sarmak istiyordu onu. Elini tutmak istiyordu.
En çok da gözlerine... Gözlerinin ta içine bakmak istiyordu.
İşte tüm bunlar için tutuyordu kendini. Nefsiyle cihat halindeydi her gün.
Süthanenin önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. Besmele ile açtı kapıyı. İçeride Selim çalışıyordu.
" Selamünaleyküm." diyerek giriş yaptı Mirza.
" Aleykümselam buyrun."
Selim gelen kişiye biraz dikkatli bakınca o gün teravih çıkışı Zeynebin yanında ki kişi olduğunu anladı. Biraz gerildi.
" Ne istersiniz?" diye sorarak normal davranmaya çalıştı.
" Yok birşey almayacağım. Konuşmaya gelmiştim de."
Selim iyice gerildi. Elleri titremeye başladı. Atmayacaktı o mesajı, bak işte yanlış anlaşılmıştı. Abisi onunla konuşmaya gelmişti.
Daha kendisini anlatamadan, oysa ki...
" Ne için acaba?"
" Şey siz yanlış anladınız. Ben Mehmet Amca ile konuşacaktım." diyen Mirza karşısında eli ayağına dolanan kişinin hâline ve tavrına anlam veremedi.
Tam da o esnada Mehmet Amca göründü. Namazını eda etmek için camiye gitmişti. Oradan geliyordu.
" Bana mı bakmıştın oğlum?" dediğinde Mirza'nın içi tuhaf oldu.
" E e evet" diyerek yarım yamalak cevap verdi..
Az önceki kendinden emin hâlleri gitmişti.
" Buyur evladım ne konuşacaksın benimle? Seni de bir yerden çıkaracağım ama?"
" Zeynebin abisiyim ordan herhalde Mehmet Amca."
" Doğru ya, hoşgeldin. Adın neydi?"
" Mirza."
" Dışarıda ki tabureye geç evladım sen, bende bize çay alıp geleyim."
" Bakma öyle evladım"
Mirza rahatsız olmuştu. Hiç beklemediği bir karşılamaydı bu. Üstüne üstelik koskoca adam ona çay getiriyordu.
" Ben getiririm Mehmet Amca siz geçin." diyen Selim duruma el attı.
" Ohooo siz de beni iyice yaşlı yaptınız yahu. Getir madem Selim evladım. Haydi Mirza oğlum geçelim biz." diyerek tebessüm etti Mehmet Amca.
Mirza ile ikisi dükkanın önünde ki küçük taburelere oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
【 TaNıK 】- Texting
Ficção AdolescenteTanık olduğum Kişi : Diyelim ki beni gördün , Neden ele vermedin? 0552 *** ** ** : Kusuru örtmede Gece gibi ol demiş Mevlana ondan 0552 *** ** ** : Ha birde...