4.Bölüm

285 15 0
                                    

Kont Arthur evine doğru at arabası ile yol alırken oldukça keyifliydi. Bir taşla kaç kuş vurduğunu hesaplamakla meşguldü. En güzel yönlendiren biri de Emma'dan kurtulacak olmasıydı. Tam bu esnada at arabasının tekerleği bir taşa denk gelip araba sendelediğinde Kont,  'lanet kız, adını aklımdan bile geçirdiğimde uğursuzluk getiriyor' diye düşündü.

Birkaç saate evine vardığında önce dinleneceğini uşağına söyleyerek odasına çekildi. Hizmetçiler sıcak su getirip banyoya hazırlanırken uşağına hazırlıklar için bilgi vermesini gerektiğini düşünüyordu ancak bunu sonraya erteledi.

Kont'un eve geldiğini duyan ev ahalisi mutluluk ve mutsuzlukla ikiye bölünmüştü. Daha doğrusu iki büyük kız ve Emma ile çalışanları bir sayarsak doğru bir bölünme miydi bu tartışılır.

Leydi Emma, evin serasında çiçekler bitkiler içerisinde çok mutluydu. Bu büyük güzel seraya yıllardır çok emek vermişti. Tüm o leydilere verilen görgü kuralları, piyano, el işleri gibi derslerden bunaldığında buraya kaçardı. Seranın kapısı çıkıldığında arka bahçeye erişiliyordu. Emma, burayı büyük bahçeden ayrı küçük bir alana çevirmişti. Bahçeye uygun hasır oturma grupları koydurmuş üstünü de büyükçe bir şemsiye ile kapattırmıştı. Tabiki seranın iç kısmına da sallanan koltuk koydurmuş burada kitaplarıyla birlikte çok güzel zamanlar geçiriyordu.

Emma, babasının geldiğini hizmetçilerden öğrendiğinde bahçeye gelmiş elindeki kitapla zaman geçiriyordu. Aynı zamanda akşam yemeğinden önce babasıyla karşılaşmakta istemiyordu açıkçası. Ayaklarını altına toplamış elindeki kitabı okurken arada da çayından yudumluyordu.

Şimdilerde 17 yaşında güzeller güzeli genç bir kıza dönüşmüştü. Bir ay sonra 18 yaşına basacaktı. Uzun lüle lüle sarı saçları büyüdükçe artık küçük tatlı kız çocuğu gibi görünüşünü değiştirmiş oldukça alımlı bir hava vermişti. Beyaz teni, yeşil gözleri ile uyum içerisinde bir peri kızıydı. Pembe biçimli dudakları konuştukça insanların dudaklarına bakmasına neden oluyor ancak genç kızın gözlerine baktıklarında ise yemyeşil çayırları, bitkileri, ağaçları andırırcasına insanları içine alıyordu.

Genç kız, sakin ve yumuşak mizacı ile ünlü, evin çalışanları ve yaşadıkları çevrenin sakinlerince çok sevilirdi. Elinden geldiğince herkesin yardımına koşar, kimsesiz çocuklar ile ilgilenir, kilisenin etkinliklerine hep iştirak ederdi. Oldukça utangaç biriydi aslında. Çocuklar ve yaşlılar söz konusu olduğunda onlarla çok rahat ederdi ancak erkekler söz konusu ise genç kız başını eğer ve çok fazla konuşmazdı. Kilisenin etkinlikleri olduğunda çoğu zaman şehre inerdi. Yaşı denk veya büyük, evli bekar çoğu erkek onu beğenirken bu etkinliklerde bekar erkeklerin özel ilgilerine maruz kalıyordu. Genç kız ile konuşma çabaları hep ufak bir iki kibar cevapla sınırlı kalıyordu. Çünkü Emma hemen ya çocukları ya da başka bir şeyi  bahane edip yanlarından ayrılıyordu. Şehirde kimsenin sevmediği suratsız ve çapkın Kont'un peri kızı olarak konuşuluyordu.

Peri kızı Emma ise hakkında söylenenlerin hiçbirinden haberdar değildi. O kendi hayatından memnun kendi içinde yaşayıp gidiyordu. Artık evlilik çağına geldiğini biliyordu fakat iki bekar ablası varken onun sırasının gelmesine daha uzun yıllar vardı. Ne de olsa ablaları dururken babası onu evlendirmezdi. Üstelik en büyük ablası Victoria babasının gözbebeği iken en iyi bağlantılarını kullanarak olabileceği en karlı evliliği onun yapacağını biliyordu.

Ablaları.. ne kadar farklı insanlardı. Emma onları hep güzel kendisini ise çirkin hissederdi. Çünkü onların yüz hatları, bakışları ve konuşmalarında hep bir keskinlik ve kendinden eminlik vardı. Bu onları genç kızın gözünde hem çok güzel hem de çok çekici yapıyordu. Eve gelen soylu erkek misafirler ile çok rahat iletişim kuruyorlardı.

Peri KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin