Emma sabah uyandığında alışık olduğu görüntüleri göremedi. Perde, koltuklar ve duvarlar farklıydı. Gözlerini kırpıştırıp nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı. Akşam yaşadıkları zihnine dolmaya başladığında bedenine sıcaklık bastı. Alex etrafta görünmüyordu. Hemen odasına geçti ve oda hizmetçisinin henüz gelmediğini görünce sevindi. Zili çalıp kızı çağırdıktan sonra rutinlerinin ardından kahvaltıya indi.
Alex ve annesi onu bekliyorlardı.
"Alex bak gelmez demiştin ama Emma geldi. İyi ki beklemişiz."
"Neden gelmeyeceğimi düşündünüz Düşes."
"Alex dün akşam biraz yorgun olduğunu ve geç kalkacağını söyledi. Fakat dün gayet iyi göründüğünü söylemiştim." dedi gülümseyerek.
Genç leydi Alex'e baktığında ona arsızca gülümsüyordu ve bir de göz kırpmıştı.
"Gayet iyiyim efendim teşekkür ederim. Dük neden böyle düşündü bilemiyorum."
"Yanılmışım demek." hala dudaklarının kenarında küçük bir kıvrılma vardı.
Yaşlı kadın her iki genci izliyordu. Oğlu açıkça imalı bakıyor kız ise utangaç bir şekilde gözlerini kaçırıyordu. Sanırım ilginç bir geceydi diye düşündü ve çok fazla irdelemek istemedi. Mutlu olmaları onun için yeterliydi.
"Bugün Kont babandan mektup geldi. Düğüne bir hafta kaldığından dolayı geleceğini bildirdiler. Bir aksilik olmazsa sanıyorum ki kız kardeşlerinle birlikte yarın gelmiş olacaklar."
Emma uzun zamandır ailesini düşünmemişti. Babasının lafı açıldığında yüzü düştü. Burada bu insanları artık yeni ailesi olarak kabul etmiş ve mutluydu. Aklına gelen kötü anıları uzaklaştırmaya çalışarak,
"Anlıyorum efendim."
Kızdaki değişikliği Alex yakaladı. Ailesinin geleceğini duyduğunda yüzü düşmüştü. Geldiklerinde kızı çok fazla yalnız bırakmayarak dikkatli olmayı aklının bir kenara not etti.
Kahvaltı sonrası Düşes, arkadaşlarına ziyarete gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Genç kızı da davet etmişti ancak ailesinin geleceği fikrinden canı sıkıldığı için yabancılarla olmak istemeyerek evde zaman geçireceğini söyledi.
Şimdi Alex ile oturma odasındaydılar ve çay servisi yapılıyordu. Odadan çalışanlar çıktığında Alex kızın yanına geldi.
"Sevgilim."
Genç kız gülümseyerek karşılık verdi. Sonra aklına sabah yalnız uyandığı ve Alex'in gitmiş olduğu aklına gelince kaşları çatıldı.
"Sabah uyandığımda yoktun."
Kızın yumuşak buklelerinden bir tutamı alıp oynadı. Sonra elini tutarak,
"Henüz evli olmadığımız için oda hizmetçinin seni benim yatağımda çıplak bir şekilde yatıyor bulmasını istemedim. Dedikodu yapmayan iyi huylu çalışanları seçmiş olsamda yine de hizmetçiler konuşur Emma. Senin için, seni düşündüğüm için.."
"Ohh, ben hiç bunu düşünmemiştim. Haklısın."
Genç kız bunu düşünmesi gerektiğini fark ederek kendisine kızdı.
"Yoksa sabah kollarımın arasında senden ayrılmak çok kolay değildi." yine hınzırca gülümsedi.
"Alex, lütfen. Utandırıyorsun beni."
"Henüz utanman gereken şeyleri yapmadık bile." işte şimdi basbayağı gülüyordu. Hatta kızın ne cevap vereceğini bilemez bir şekilde gözlerinin iri iri açılmasıyla kahkaha bile atmıştı.