Yusuf kızının gözlerinden süzülen yaşları usulca sildi.
Kiyamadığı yavrusu nasıl bir acı ile imtihan oluyordu .Kızı için bırak İstanbul'a gitmeyi canını bile seve, seve verirdi. Aklını meşgul eden tek şey olurda kendisine bir Allah işi olursa kızı burada sahipsiz kimsesiz kalacaktı.
Aklından geçenleri dile getirse kızının yükünü biraz daha agirlastiracak acısını cogaltacakti.
Yeri yurdu, başında bir çatısı,eri olsun diye evlendirdigi yavrusunun yine talihi gülmemis kader ondan önce gelip baş köşeye oturmuştu.Sen" istersinde baban gitmezmi elbet giderim.
Kızının solgun ,yüzü canlanmış gözlerindeki hüzünun yerini geçici bir mutluluğa bırakmıştı.Içinden sadece dua etti kızının içinde iyiye dair filizlendirdigi umudun yıkılmaması için.
Cemil'e babasına sarıldi kolundaki bilezigi çıkartıp eline bıraktı.
Giderken" bunu harcarsin oralarda para lazım olur.
Yusuf mahçup olmuş yoksulluguna ilk defa hayiflanmisti.Ne acı birseydi evladın karşısında aciz duruma düşmek
Veren değilde alan olmak.Kabul etmedi elin kapisiydi sonuçta kendisi almamıştı laf söz ederler kızının kalbini kırabilirlerdi.
Birilerinden biraz borc alabilirse
Gelince evdeki inegini satıp odeyebilirdi.Koluna" tak onu görmemiş olayım, benim gidecek param var desede..
Cemil'e ikna olmamıştı babasının ekip biçecek bir tarlası, nede gelir getirecek belli başlı bir işi vardı.
Çobanliktan eline geçen üç, beş kuruş ancak karın tokluğuna yetiyordu.
Onunda artık yapmıyordu......
Yusuf uzun bir otobüs yolculuğunun ardından nihayet İstanbul'a gelmişti.
Elinde Mehmet'in onlara gönderdiği mektupta yazan adresten başka birşey yoktu.Buraların yabancisiydi yıllar olmuş şehir yüzü görmeyeli köyden adım atmayali.
Biraz ürkmüş yol ,yordam bilmediğinden
kaygilanmisti.Tek korkusu eli boş dönüp kızına karşı mahcup olmakti.Sorup soruştu,Mevlanin yardımıyla zarfta yazan adresi eliyle koymuş gibi buldu.
Garip olan şey ortalıkta yaşam belirtisinden çok inşaat vardı.
Kepçe eski yıkık ,dökük evleri yıkıyor kamyonlar çıkan molozlari çekiyordu.
Ortalık toz duman olmuş göz gözü gormuyordu.Kenardan bir müddet izledi nihayet ustalar dinlenmek için durunca birinin yanına selam verip yaklaştı.
Gençten" bir çocuk selamını almış
buyur "dayı bir derdinmi var? diye soru vermişti.Su adresi arıyorum acep bilinizmi? diye elindeki zarfı uzattı.
Genç delikanlı eline aldığı kağıdı inceledi belliki burada yikalan gece kondulardan bir tanesiydi.
Dayım "burası geçen seneye kadar gecekondu mahallesiymis.
Zenginin biri basmış parayı almış büyük apartmanlar yapılıyor.
Gariban yar ederlermi?Tek "ellesmedikleri yer mahallenin camisi Allah'tan korktuklarinami kuldan utandiklarinami bilinmez oraya dokunmamislar.
Sen yinede bir imama soruver belki o bilir.Yusuf adamın gösterdiği tarif üzeri camiyi bulup kapısını yokladı.
Caminin kapısı kilitliydi belliki kimse yoktu.Yorgunluktan bitkin düşmüş ayakları çok yürümekten şişmişti.
Caminin dibine çöküp bir müddet oturdu karnı açlıktan gurulduyor ama parayı tedarikli kullanmak adına gecistiriyirdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cemile
General FictionKucağındaki kirki çıkmamış çocuğu beşiğine yatırdı . Kocası açık, açık eski sevdiğini kuma olarak üzerine getireceğini ima ediyordu.. Birde utanmadan helallik istiyor.. Hakkını" hellal et Cemil'e ben onu yarın alıp getireceğim.. Hangi kadın h...