34

1.3K 103 193
                                    

Büyük demir kapı açılıp dışarı salını verildiginde ilk iş  gökyüzünde özgürce süzülen kuşlara bakmak oldu.

Kuş olup o  sıkışıp kaldığı dört duvar arasından kanat çırpıp özgürlüğe uçup gitmeyi  ne çok istemişti.

Daldığı hayellerden çıkartan şey
her seferinde gardiyanın Vakit "doldu artık  iceri sözü olurdu

Insan elindekini kaybetmeyince kıymetini bilmiyor değer vermiyordu.
En büyük nimet özgür olmakti.

Gökte uçan kuşu insan kiskanirmiydi?

Omrünü dört duvar arasında geçirmeye mahkum  olan herkes duvarda yürüyen böceği, canı istediği yerde esen ruzgari bile kiskanirdi.

Koğuşta ne hikayeler dinlemiş ne acılara şahit olmuştu.
En çokta Vural"a üzülmüştü bir hiç  uğruna bir karış toprak için düşmüştü mapus damına.
Tarlanın tumpunu (sınır)sürdü  diye  babası öldürülunce eline silahı tutusturup cinayet işletmişler  gencecik  çocuğu el birliği  ile katil etmişlerdi.

Ölen iki insanami yanmalı yoksa gencecik bir delikanlının hayatının kayıp gitmesinemi.

Değermiydi "bir avuç toprak  için gençliğini  buralarda tüketmeye?

Degmedigini" bende  bilirim eline silahı verip babayin kani yerdemi kalacak? sen nasıl  bir erkeksin diye durmadan  söylense emin ol sende yapardın.

Af " sizin  bayraminiz  olacak   benim ise erkenden gelen ecelimin habercisi.

Niye" öyle düşünüyorsun memleketine gitmezsin.Bilinmedik diyarlara gider evlenir coluk, çocuğa karışır kendine yeni bir hayat kurarsın.Bu acı günler geride kalır.

Vural'in yüzünde acı bir gülümseme  peyda oldu.
O işler işte  öyle olmuyor .Afin çıkacağı  haberi çoktan memlekete varmıştır.
Gelmisler yolumu gozluyorlardir.
Kapıdan çıktığım  anda vuracaklar beni.

Biliyormusun abi öleceğine hic üzülmüyorum.

Adına kan davası deyip nice canların nefesini kesecekler.
Nicesi gençliğini görmeden çürüyüp gidecek  yavrular yetim kalacak.

Bu dava Mahşer'e kadar sürerde kimse demezki cana kıymak en büyük günah.

Vural'in korktuğu başına gelmis caniler
Gençliğinin baharında nefesini kesmislerdi.

Kalbine çöken hüzün gözlerine hücum  etmiş ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Yolunu, yönünü kayıp etmiş bir viraneden farkı yoktu .

Katil  damgası yemiş ama cinayeti niçin işlediğini bilmiyordu.Gercekten para ,pul için iki kişiyi öldürecek kadar  vicdansız bir kisiligimi vardı.

Hatırında  kocaman bir boşluktan başka birşey  yoktu.Cebinden çıkarttığı kafa kağıdında yazan ana baba  adını  hapishanede öğrendiği  kadarıyla okudu.

Remzi! Hayriye!!

Çocukluğuna ailesine dair iyi veya kötü bir anı  hatırlamak için geçmişe gitti.

Zihni dipsiz bir kuyu  içinde karanlıktan başka birşey gözükmüyordu.

Gözyaşları daha  inatçı çıkmış bir iki damla yanaklarından çoktan süzülmeye başlamıştı.
Ayıp olmayacağını bilse tenha bir yere geçip küçük bir çocuk gibi hıçkıra ,hıçkıra ağlamak istiyordu.

Ağlamak acizlik belirtisiydi erkek adamın ağladığı nerede görülmüştü.
Bu dünyada en çokta yufka yürekliler ezilir hor görülürdü bunu bizzati içerde görmüş tanıklık etmişti..

CemileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin