Büyük demir kapı açılıp dışarı salını verildiginde ilk iş gökyüzünde özgürce süzülen kuşlara bakmak oldu.
Kuş olup o sıkışıp kaldığı dört duvar arasından kanat çırpıp özgürlüğe uçup gitmeyi ne çok istemişti.
Daldığı hayellerden çıkartan şey
her seferinde gardiyanın Vakit "doldu artık iceri sözü olurduInsan elindekini kaybetmeyince kıymetini bilmiyor değer vermiyordu.
En büyük nimet özgür olmakti.Gökte uçan kuşu insan kiskanirmiydi?
Omrünü dört duvar arasında geçirmeye mahkum olan herkes duvarda yürüyen böceği, canı istediği yerde esen ruzgari bile kiskanirdi.
Koğuşta ne hikayeler dinlemiş ne acılara şahit olmuştu.
En çokta Vural"a üzülmüştü bir hiç uğruna bir karış toprak için düşmüştü mapus damına.
Tarlanın tumpunu (sınır)sürdü diye babası öldürülunce eline silahı tutusturup cinayet işletmişler gencecik çocuğu el birliği ile katil etmişlerdi.Ölen iki insanami yanmalı yoksa gencecik bir delikanlının hayatının kayıp gitmesinemi.
Değermiydi "bir avuç toprak için gençliğini buralarda tüketmeye?
Degmedigini" bende bilirim eline silahı verip babayin kani yerdemi kalacak? sen nasıl bir erkeksin diye durmadan söylense emin ol sende yapardın.
Af " sizin bayraminiz olacak benim ise erkenden gelen ecelimin habercisi.
Niye" öyle düşünüyorsun memleketine gitmezsin.Bilinmedik diyarlara gider evlenir coluk, çocuğa karışır kendine yeni bir hayat kurarsın.Bu acı günler geride kalır.
Vural'in yüzünde acı bir gülümseme peyda oldu.
O işler işte öyle olmuyor .Afin çıkacağı haberi çoktan memlekete varmıştır.
Gelmisler yolumu gozluyorlardir.
Kapıdan çıktığım anda vuracaklar beni.Biliyormusun abi öleceğine hic üzülmüyorum.
Adına kan davası deyip nice canların nefesini kesecekler.
Nicesi gençliğini görmeden çürüyüp gidecek yavrular yetim kalacak.Bu dava Mahşer'e kadar sürerde kimse demezki cana kıymak en büyük günah.
Vural'in korktuğu başına gelmis caniler
Gençliğinin baharında nefesini kesmislerdi.Kalbine çöken hüzün gözlerine hücum etmiş ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Yolunu, yönünü kayıp etmiş bir viraneden farkı yoktu .
Katil damgası yemiş ama cinayeti niçin işlediğini bilmiyordu.Gercekten para ,pul için iki kişiyi öldürecek kadar vicdansız bir kisiligimi vardı.
Hatırında kocaman bir boşluktan başka birşey yoktu.Cebinden çıkarttığı kafa kağıdında yazan ana baba adını hapishanede öğrendiği kadarıyla okudu.
Remzi! Hayriye!!
Çocukluğuna ailesine dair iyi veya kötü bir anı hatırlamak için geçmişe gitti.
Zihni dipsiz bir kuyu içinde karanlıktan başka birşey gözükmüyordu.
Gözyaşları daha inatçı çıkmış bir iki damla yanaklarından çoktan süzülmeye başlamıştı.
Ayıp olmayacağını bilse tenha bir yere geçip küçük bir çocuk gibi hıçkıra ,hıçkıra ağlamak istiyordu.Ağlamak acizlik belirtisiydi erkek adamın ağladığı nerede görülmüştü.
Bu dünyada en çokta yufka yürekliler ezilir hor görülürdü bunu bizzati içerde görmüş tanıklık etmişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cemile
General FictionKucağındaki kirki çıkmamış çocuğu beşiğine yatırdı . Kocası açık, açık eski sevdiğini kuma olarak üzerine getireceğini ima ediyordu.. Birde utanmadan helallik istiyor.. Hakkını" hellal et Cemil'e ben onu yarın alıp getireceğim.. Hangi kadın h...