35 bölüm

1.7K 115 108
                                    

Gözlerini usulca kapattı geride ikitane evladı olmasa ölmeyi dilerdi.
Kayıp olup gitmek hiç yaşamamış gibi sesizce unutulup gitmek istiyordu.

Bu kadar yük yüreğine ağır geliyorda artik tasiyamiyordu.
Daglara yuklesen çatlar bulutlara yuklesen ağırlığından durmadan göz yaşı dokerlerdi.
Nasibine bu dünyada acidan başka bir şey düşmemişti.
Sevinçleri hep yarım hep eksik kalmıştı.
Bunca acı gelip onu bulmuş ne çocukluğunu ne gençliğini yaşamadan günleri bir hiç ugruna geçip gitmişti.

Yıllardır yolunu gözlediği uğruna göz yaşı dökerek dualar eyledigi kocası on yılın sonunda evine, yuvasına dönmüştü.

Sevinc duyması gerekirken içinde biriken öfke ve nefrette sebep olan şey neydi?
Ne günler geçirmiş ne acılar yaşamıştı hiç biri bukadar yüreğini derinden yakmamisti.
Böylesi bir vuslatı beklemiyor büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu.

Önceleri annesi olmayan zavallı öksüz kız çocuğu iken şimdi kocası tarafından istenmeyen ,terk edilmiş bahtsız Cemil'eye çıkmıştı adı.

Çocukluğundan beri tanıdık olduğu acıyan bakislar,zavallilik yakasına yapismista peşini bir türlü bırakmıyordu.

Bir yere gidecek olsa o iğreti bakışlar arkasından ileri, geri konuşmalar canını yakıyor gücün sahibine siginiyordu.

Ne kimseyle uğraşacak gücü nede takadi kalmıştı.Suçladığı çoğu zaman kaderiydi ama asıl zalım olan insanlarin
ta kendisiydi.
Düşkun gariban birine yardım etmeleri gerekirken daha çok eziyor canlarını yakmak için fırsat kolluyorlardi.

Bugüne değin kimsenin canını yakmamis kimsiye tek kötü bir kelam etmemişti.
Hep mazlum, zavallı olanlarmi kusurlu bulunur ayıplı olurdu .

Köylü kadınlar vicdan mahkemesinde kusuru kendinde bulmuşlarda orda burda konuşup duruyorlardı.

Avrat "olsaydı erini evden kacirmasaydi.
Sevmiyormus başka sevdiği varmış ondan bunu atıp gitmiş.
Zaten yaninada pek yakismiyordu .

Bunlar kendisine adledilen suçların sadece bir kac tanesiydi .
İnsanların gerçek yüzünü gördükçe dağ başında koyunla ,kuzuyla geçirdiği günlerini özler olmuştu.

Kaynanasını yoklamak bahanesiyle evine gelip ağzından laf alıyorlar yanına söylemediği şeyleri katıp dedikodu cikariyorlardi.

İlk başlarda gelenlerin gerçekten hal hatırını sorduklarini zannetmişti.

Taki eltisi kapısına dayanıp hesap soruncaya kadar.

Herifim" başımda yok Allah' razı olsun millete yük oldum demiyonda birde utanmadan arkamızdan ileri geri konuşuyonmu?

Yok" efendim tarlamizi ekip bicerler
bize yeygi yiyecek vermezler.
Cocuklarim aç yatar.
Kaynanama hiç bakmazlar .
Yaşın küçük ama lafların kocaman.

Eltisinin saydiklarinin hiç birisi yalan değildi yinede  onları  kimsiye şikayet etmemişti.

Misafirliğe gelen kadın tarlayı kim ekip biçiyor diye sormuş oda
Aysel yengemler deyi vermişti.
Para pulda verirlermi  diye sorunca
Vermiyorlar  ama kışlık  bulgur, unu, ufak tefegimizi onlar alıyor  diye zaten söylemişti.

Ben" kimsiye böyle birşey söylemedim aslı yok bu lafın bana iftira atarlar.

Lafı "kim çıkarttı nasıl çıktı orasını ben bilemem ama ates olmayan yerden duman çıkmaz derler.

Bundan" sonra dilini dibine çek.
Gelin kısmı az konusur ,konuşurken bin defa düşünür bu lafın sonu nereye gider .
Horanta içinde ne yaşanırsa yaşansın
Kol kırılırda yen içinde kalır.
Millete ne imiş yediğimiz, içtiğimiz

CemileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin