-Yok bir şey abi. İyiyim, tamam.-Anladin mı beni Mira'm ?
-Tamam abi, görüşürüz.
Okulun demir kapısına geldiğimde, aşağı doğru yürümeye başladım. Sonunda dersler bitmişti aklım hala Hakan'ın dediklerindeydi. Başım beladan ayağım bok çukurundan çıkmıyordu.
"Yaprak!" Arkamdan gelen ses ile oraya döndüm.
Son model arabanın içerisinden bana seslenen Aras'tı. Sen eksiktin.
Gülümseyerek buraya bakıyordu, yanına yürüdüm.
Bir kaç insan bize bakmıştı, adımlarımı hızlandırıp arabanın yanına gittim.
"Noldu?" Diye sordum."Hadi bin, eve."
"Ben giderdim zahmet etmişsin," arabada Toprak ve Ege yoktu.
Gözleri ile yanında ki koltuğu işaret etti, bende oraya ilerledim. Arabaya binince, Aras'ın erkek parfümü kokusu burnuma doldu.
"İyi geçti mi günün?" Şaşkın şaşkın baktım, sonra kafamı salladım. "İyiydi." Arabası tertemizdi önde bir kaç evrak vardı.
"Lisemi bende burda okudum dersem inanır mısın?" Dedi, hadi canım?
"Gercekten mi?" Kafasını salladı.Aras, "Onur listesindeyim hatta." Göğsünü gere gere dediğine gülümsedim, o listeyi biliyordum bütün sınavlardan tam puan alsan bile giremezdin. Ona kıyasla benim derslerim sadece sınıfı geçmek üzereydi. Zeki şey.
Biraz daha sohbet etmek istedim neden bilmiyorum. Sadece konuşmak isteidim. Hem gerici sessizlik oluşması tuhaf oluyordu. "Şuan hangi meslektesin peki?" Bana döndü, "genel cerrah." Zeki demiştim.
Gözlerimi sonuna kadar açtım, açıkçası beklemezdim, "iyiymiş, ben başka bir şey düşünmüştüm. Pek doktor gelmemişti aklıma."
Aras, "Allah Allah tipimde tıplılk yok mu ya? Neymiş peki düşündüğün?" Bir andan bana bakıyor bir yandan arabayı sürdüğü için gözü yoldaydı. "Açıkçası babanın şirketinden bir yönetici falan bekledim." Sessiz çıkan sesimle cevap veridm.
Gülerken bana baktı, "yok ya o ben değilim ama diğerleri orda." Kardeşlerinden bahsederek.
Sonra nedenini bilmiyordum ama ikimizde sustuk. Yolda geçen 10 dakika sonra Toprakların okuluna gelmiştik.
+
2 Hafta Sonra
İçtiğim su bardağını lavobaya bıraktım. Arkami dönünce Elif ile karşı karşıya geldik, bana doğru gülümsedi. "Nasılsın Miray?" Her gün aynı soru. Kafamı sallayarak her gün aynı cevabı , "iyi siz?"
"Bende iyiyim canım. Bugün cumartesi hava da güzel dışarı çıkalım mı? Olur mu? " Gözlerini büyüterek sorduğu soruya cevaben, "kusura bakmayın ama ben bugün abimle bulusacaktim," mahcubiyetli bir ifadeyle ona karşı baktım. Şu geçtiğimiz her gün her saat yanıma gelip benimle iletişime geçmeye çalışıyordu. Onun için üzülüyordum ama ben buydum. 2 gün önce abim ile konusmustuk, onu özlemiştim.
Kafasını salladı gülümsedi, "tamam başka sefere artık, seni bıraklabilir miyim peki olur mu?"
"Özür dilerim fakat abim gelicek." Aslında tek gidiyorudum fakat onunla gitmek istemedim."Tamam tamam ben senin için demiştim, özür dileme. Dediğim gibi başka sefere artık. Dikkat et tamam mı? Kahvaltı etmeden mi gideceksin?"
Diye sordu. Arada mutfağa çalışanlar girip çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiraYaprak
General FictionMiray, ay gibi parlak, saçılan ışık demek. Anılarım, hayatım, 17'im Miray'dı. Yaprak'ı tanımıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Yaşım 10'da kaldı bir daha da ilerlemedi, şimdiyse birleri geldi ve beni daha da geriye götürdü. Tek başımayım 'Ay' g...