Ramazanımız hayırlı olsunmmmmmmnnnnnnnnnnnnnnnn💓🧕🏻🧕🏻🧕🏻
Ramazan soğuk aylara geldiğini kabullenmeyip şort ve kısa kolluyla gezmeye başladım, o yüzden salak gibi üşütmüşüm. Sussuzluktan bayılmama az kaldı resmen.Hatırlatma: Miray'ın soyadı Demir
Baş rol ailemizin adı Altan yani Yaprak Altan. (Hatırlatma bitti)- İyi okumalar öptüm💖
Sen aile hakkında ne bilirsin ki?
"Bir şey mi diyecektin?"
"Hayır," dedi.
"O zaman niye öyle bakıyorsun anlamıyorum?"
Gözlerini devirip gittiğinde arkasından bakakaldım, hayır sanki sapık olan benim?
Ege'nin arkasında kalınca ben de diğer yere yürümeye başladım, fakat bir anda bir kol beni kendine çekti. "Naber favorim?" Favori mi? Başımı çevirdiğimde söyleyenin Samet abi olduğunu farkettim, okeyde yenilmemim ardından baya sohbet etmiştik. "Favori?"
Soruma karşılık gülümsedi, "favorimsin işte, kuzenlerimde number one!" İğrenç ingiliz aksanına güldüm, o sırada telefonum çaldığı için olaya pek odaklanamadım arayan Cemreydi, fakat Samet abiye saygısızlık olmasın diye açmamıştım.
"Aç aç bak şimdi daha da favorimsin," kolunun altından çıkıp aynı zamanda telefonumu arka cebime attım.
"Hayrola?" Dediğimde yürümeyi bıraktık, önüme geçti, "sana bir şey diyecektim."
"Evet?" Ağzını açmış bir şey diyecekken aramıza giren Yiğitle sohbetimiz bölündü. "Babaannen seni çağrıyor."
"Dişlerimi daha yeni fırçaladım, lütfen yemek istemiyorum," dediğimde güldüler. "Bilmiyordum git bi konuş, çantanı unutma çıkıcaz şimdi." Dedi.
Burda ki son günümüzdü öğleni geçmiştik. Açıkçası aile ortamı çok hoşuma gitmişti, hepsiyle konuşamasam da güzeldi.Gerçekten. 2 gündür aklıma bir kere bile haplarım gelmemişti, karnım toktu, beni seviyorlardı. Yani galiba bilmiyorum. Ortam çok güzeldi, hissetmeye başlamıştım. Yanaklarımın ağrısı beni mutlu ediyor, karnımın tokluk ağrısı beni gülümsetiyordu, etrafımdaki insanların kahkahaları beni de güldürüyordu. Bu sıcaklık beni ısıtmıştı. Ben ısınmıştım.
Yiğit'e kafamı sallayıp merdivenlerden inmeye başlamıştım, babaannenin olucağı tek yer tabiki de mutfaktı.
Tam da tahmin ettiğim gibi, yine bir şeyler yapıyordu.
"Beni çağırmışsınız." Dediğimde arkasını döndü ve yanıma gelip bana sarıldı, "oy kuzum benim, otur hadi." Eski şiveliydi, sandalyeye oturdum o da karşıma oturdu.
"Naptın, nasılsın, kuzum?" Dediğinde gülümsedim. "İyiyim si-"
"'Babaanne' de öyle siz miz olmaz." Dediğinde kafamı salladım.
/
"Hadi görüşürüz yeğenim bekliyorum Adana'ya." Dediğinde sarıldık ve saçlarımı dağıttı.
"Tamamdır." Dedim ve Ezgi Ablaya dönüp ona sarıldım, "görüşürüz Ezgi Abla," üzgün bir ifadeyle beraber sarıldık. Çınar üzgün bir ifadeyle, "Miray gidecek misin ama ben senin sevdiklerinden yapmıştım gidersen ben napıcam" yaa ama ben buna kıyamam elindeki pembe çiçekleri aldım ve eğildim, onun boyuna gelince, "bir daha gelirim ablacım, hem bu sefer ben sana çiçek alırım söz," dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiraYaprak
General FictionMiray, ay gibi parlak, saçılan ışık demek. Anılarım, hayatım, 17'im Miray'dı. Yaprak'ı tanımıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Yaşım 10'da kaldı bir daha da ilerlemedi, şimdiyse birleri geldi ve beni daha da geriye götürdü. Tek başımayım 'Ay' g...