İlk bölümümden beri hiç yorulmadan yorum ve beğeni atan gitaristespresso 💖💖💖💖💖
Çok teşşekkür ederim bazı yorumlarını yeni gördüm çok tatlı birisin teşşekkür ederim💜🩷:Hepinize iyi okumalar bol bol öpücük🩷
Allah'ım ne kötülük işledim de bu katil Kerem ile yolculıktaydım. Göktuğ ya bile razıyım, en azından temiz yüzlü, evet şerefsiz ama öldürmezdi yani. Yollarda karanlık net beni kaçırıp leşimi yerdi. Allahtan arabada Toprakta vardı, ulan iş birliği yapar mıydı acaba? Ya da onun daha kendine hayrı yok bana mı olucaktı. Kulaklığımda ki müziği kıstım, başımı ağrıtmıştı.
"Toprak." Dedi Kerem, Toprak ona baktığında benimde gözüm ona kaymıştı. Dikiz aynasından bize bakıyordu, telefonuma geri baktım, kulaklarım hala kulaklarımdaydı ama sesi kısmıştım. Devam etti Kerem, "biz annemlerle hastaneye gideceğiz sizi eve bırakacağım. Evdekileri sakinleştirmeye çalış tamam mı?"
"Tamam Abi de, iyi miymiş Deniz amca konuştun mu?" Kafasını salladı. "Konuştum abicim, iyi." Dedi.
Toprak önüne döndü ve bu lanet yolculuğun bitmesini bekledim, iyi bari elmayı iyi ki yemişim.
Dışarıya baktığımda şehrin öbür ucuna gitmiştik neredeyse, arkamızds Faruk Bey'in arabası önde de diğerleri vardı. Bu zenginlikte maşşallah 3 tane gıcıt gıcır arabyla hasta ziyaretine gidiyoruz. Benim olduğum araba da Kerem ve Toprak vardı. Arka koltukta hala naptığımızı anlamamış bir şekilde müzik dinliyordum.
:
Kerem son uyaranlarını yaptı, "Hadi görüşürüz." Dedi ve gözleri ile uzun sürmeyecek şekilde beni inceledi sonra gaza basarak uçtu. Hayır cidden uçtu, ulan böyle arabam olacak varya. Bu 2 saatlik yolculukta beni görmezden gelmişti. Yani pekte umrumda değildi.
Yanımıza Ege ve Yiğit geldi. Onlar ilerlediğinde ben de ilerledim. Güzel bir 3 katlı eve geldiğimizde incelemeye başladım. Bunlar aileden zengin resmen, kıskançlıktan bayıldım.
Bahçelerinden içeri girdiğimizde açık olan kapıya doğru ilerledik. Yani ben en arkalarından tıpış tıpış yürüyordum. Ben napıyordum burda ya? Resmen bütün haftasonum çöp olucaktı.
Evin kapısından içeri girdik ve ilerledik.
"Yiğit? Aslanım ne zaman geldiniz?" 40'lı yaşlarından biri karşımıza çıktığında onu incelerken Yiğitle erkekçe selamlaştılar.
Kısa kollu bir kazak ve pantolon giyinmiş uzun bir adamdı. Sonra Ege ve Toprakla konuştu, ben o sıra hem adamı hem de eve bakıyordum. En sonunda karşımda durdu ve elini uzattı, "Yaprak?"
"Aslında adım Mi-" dememe kalmadan bana sarıldı. "Yiğenime bak be ne kadar büyümüş." Dedi ve ben daha ne olduğuna anlamadan sarılmayı bıraktı, "maşşallah çok güzel bir kız olmuşsun, tanışmamız biraz geç oldu ama güç olmasın." Dedi ve tekrardan sarıldı. Kim lan bu sarılıp duruyor? Gözlerim Toprak'a baktığımda bizi gülerek izliyordu, ulan ben niye gülmüyorum?
Adam sarılmayı bıraktı ve elini uzattı, "Amcanım ben, Cemil." Elini tuttum ve selamlaştık, "memnun oldum" dedim aslında hiç te memnun değilim amcacım.
Telefonu çalması ile beraber bize görüşürüz dedi ve gitti, daha şaşkınlığımı üsütmden atamadan, karşımdakilern gülme sesini duydum.
Toprak kıkırdamalarının ardından, "birazcık tez canlıdır." Dedi.
"Farkettim." Dediğimde daha da güldü.
Ondan sonra salon olduğunu düşündüğüm yere gittik. Bir kaç kişi orada oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiraYaprak
Ficción GeneralMiray, ay gibi parlak, saçılan ışık demek. Anılarım, hayatım, 17'im Miray'dı. Yaprak'ı tanımıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Yaşım 10'da kaldı bir daha da ilerlemedi, şimdiyse birleri geldi ve beni daha da geriye götürdü. Tek başımayım 'Ay' g...