Ölümü çok düşündüm, 3 kez denedim. Hepsinde canım o kadar yandı ki ama en acılısı buydu çünkü boşuna ölüceğimi hissettim. Bu o kadar acıttı ki canımı, ölümü düşünmekten daha çok."Söylesene Miray planın neydi kaçınca?" Dediğinde biraz bekledim.
Derin bir nefes aldım, "bilmem? Karar vermemiştim."
Kaşlarını çattı, "gecenin saat kaçında nasıl sokağa çıkabilirsin Miray? Ne kadar tehlikeli haberin var mı?" Dediğinde omuzlarımı silktim.
"Unuttun mu bilmiyorum ama bi kaç saat önce kendimi öldürecektim yani tehlikeli sokaklar çokta umurumda değildi ." Dedim.
Bu olanların ardından sahilden çok uzaklaşmamış bir çardağa oturmuştuk. Güneş doğmuş insanlar sokağa çıkıp hayata başlamıştı bile. Aras derin bir nefes alıp verdi yüzüme bakmadan. Gözlerini kamaştırdı ve en sonunda, "özür dilerim Miray."
Kafam karıştığı içinde kaşlarımı çatıp, "anlamadım?""Çok özür dilerim Miray." Dedi tekrarlayarak.
"Aras neden özür diliyorsun?" Dedim şaşkınca.
"O kadar çok özür dilerim ki Miray. Ben senin ne halde olduğunu göremediğim için, seni anlamadığım için seni dinlemediğim için. Çok özür dilerim Miray. Ben senin abinim ama sana sahip çıkamadım." Dediğinde yüzüme vuran soğuk rüzgardan mı yoksa kalbimin alev alması mı beni kilitlemişti anlamamıştım.
"Miray, sen benim karşımda hala 3 yaşındasın. Kundaktan alıp seni kaçırdığım Yaprak'sın. Beraber oyun oynadığım kardeşimsin. Bugün yaşadıklarım varya? Kardeşimi 2. Kez ölüme yakınken görmek, bende neler yaşattığını tahmin bile edemezsin. Ben bügün seninle ölücektim, ya arkandan atlar ya da ruhen ölücektim. Ama bir şekilde seninle aynı yoldan giderdim."
Dirseklerimi masanın üstüne koyup bekledim, nefeslerim hızlanmıştı. "Aras," dedim sakince.
Bütün dikkattini bana verdi, ben de cümlelerimi toparlayarak, "bu benim ilk intiharım değil."
Gözlerimi kapattığım için ne tepki verdiğini bilmiyordum. "Ama bu benim ilk kurtulduğum intiharımdı. Çünkü ben ilk intiharımda öldüm, ikincisinde yapamadım, üçüncüsünde istemedim."
Devam ettim, "ilk defa biri benim için bir yerimin olduğunu söyledi. Sen varya beni tek ölümümden kurtarmadın, sen beni bi mezarlıktan aldın."Gülümsedim ve gözlerimi açtım, karşında donmuş biri vardı. "Hepsinde canım o kadar yandı ki ama en acılısı buydu çünkü boşuna ölüceğimi hissettim. Bu o kadar acıttı ki canımı."
"Miray-"
Cümlesini keserek, "bir şey söylemene gerek yok."
Yanıma geçip bana sarıldığında her şeyin düzeleceğine inanadım galiba. İçimde bir şeyler doğdu, büyüdü ve iyileşti.
"Artık yanımdasın ya kardeşim, senin saçının teline zarar gelmeyecek sana söz veriyorum."
-
Aras'ın telefonu çaldı, bana göz ucuyla baktı ve telefonu cevapladı. Telefonundan gelen sesin sahibini anında tanıdım, Kerem'di.
Dediklerini tam anlayamamıştım o yüzden Aras'ın telefonu kapatmasını bekledim.
Bir kaç dakika sonra kapattı ve bana bakıp, "eve gitmemiz gerekiyor."
Ondan uzaklaştım, "tabi ki de hayır. Kovulduğum yere asla gitmem."
"Göktuğ'nun dediklerine mi takılıyorsun sen? Onun sözünün bir değeri yok." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiraYaprak
General FictionMiray, ay gibi parlak, saçılan ışık demek. Anılarım, hayatım, 17'im Miray'dı. Yaprak'ı tanımıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Yaşım 10'da kaldı bir daha da ilerlemedi, şimdiyse birleri geldi ve beni daha da geriye götürdü. Tek başımayım 'Ay' g...