Belki ben ona giderim
"Hayır, istemiyorum diyorum, anlamıyorum? Ne istiyor ya babam benden." Sitemli sitemli cümlesini bitirdi ve bana baktı.
Cemre elindeki kola bardağıni sehpaya bıraktı, "noluyor Miray? Geldiğinden beri ağzını bıçak açmıyor." Bedenen burdayım fakat aklım Hakan'ın konuşmasında kalmıştım. Bugün hakan'a bunu yapan ya yarın bana yaparsa ? Hakandan nefret ediyorum, salak olduğu için dayağıni yemiş bir de üzerime atıyor. Yaz dizisi çekiyoruz sanki. Aklıma girdi hem de.
"Kusura bakma ya, aksiyon dolu hayatım biraz daha renkli bugün." Diye cevapladım. Ona Hakandan bahsetmek istemiyordum. Aslında Hakan'ı kendimden bile silmek istiyorum.
"Yapma şöyle ya." Diyerek sırnaştı. Kahkaha atarak geri çekildim.
"Kalsana bugün?" Dedi."Aslında çok iyi olur, ama burda kalirsam aramam falan lazım ve şimdi onlarla konuşmak dahi istemiyorum." Diye koltuğa biraz daha sindim. Seslerini duymak bile istemiyordum. Gelmeden önce de Elif hanım mesaj atmıştı, akşam yemeğine gelicek miyim diye, bende hayır demiştim.
" O kadar mı sevmiyorsun ya?" Diye bana sordu. Bu cevap bende de yoktu.
"Bilmem, nefret değil. Sadece. Sadece sanki komşu evinde kalmak gibi böyle içtiğim su sanki gözlerine batacak gibi hissediyorum. Şu abilerden bahsetmiyorum bile."
"Ama onlar senin kanından? Yakın değil misiniz?"
"Hayır Cemre. Ben şimdi sana sokaktan bir kaç kişi getirsem al bak bu senin kardeşin anan baban desem ne hissedersin ki? Benim içinde aynı durum, ben orda." Nefesim kesildi. Devam etmek icin kendimi zorladim. "Orda ben boğuluyorum. Hiç bir şey hissetmiyorum." Diyerekten cümlemi bittiridim.
"Hiç mi?"
"Hiç."
"Belki hissedersin, kabullenirsin, seversin, gülersin?" Ben niye bunları bir kaç saniye bile olsa düşünemiyorumdum ki? Onlara o gözle bakmam imkansız gibiydi.
"Gün sayıyorum biliyor musun?"
"Ne için?" Dedi.
"18 Yaşım için?" Diyerek cevapladım.
"Ne alaka, anlamadım.
"Burda kendi isteğimle kalmıyorum. Reşit olur olmaz gideceğ-"
"Ne? Nereye, neden? Ne saçmalıyorsun Miray?" Ard arda sorularına gözlerimi kapadım. Ne bekliyordu herkes, kalıyım mı?
Cemre devam etti gözleri dolmak üzereydi, duygusal bir kızdı o, "Miray onlardan haz etmediğini biliyorum. Ama tek taraflı düşünme. O kadını düşün, evladını kaybetmiş Miray. Evladını. Öldü sanmış ya. Yıllar sonra geldin ona yazık değil mi? Biraz bile çabalasan?" 3 yaşımda onlardan ayrılmıştım. Öyle anlattı, avukat.
Sanki suçluymuşum gibii bana bakınca sinirle ayağa kalktım. "Ne yapıyım Cemre! Ne yapıyım? O, o kadar çocuğunun arasından sadece bir evladını kaybetti ama ben, bir tane annemi kaybettim onu napalım? Söylesene!" Sonlara doğru sesim yüksek çıktı, o da ayağa kalktı ve " sakin ol Miray. Bir şey demiyorum. Sadece üzüldüm karşı tarafa da tamam mı? Çocuğunu kaybetme acısını bende annemden gördüm, Miray. Yemedi, içmedi, uyumadı.
Haftanın 5 günü hastane diğer günü diğer dünyadaydı. Ama ben ona demedim ki "bir şey olmaz bak daha 2 tane daha var?" Sence doğru mu bu?"
Cemre'nin kardeşi annesinin karnındayken ölmüştü. Bundan 2-3 sene önce, hem annesinin hem de kendi depresif hayatından bana ağlayarak anlatımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiraYaprak
General FictionMiray, ay gibi parlak, saçılan ışık demek. Anılarım, hayatım, 17'im Miray'dı. Yaprak'ı tanımıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Yaşım 10'da kaldı bir daha da ilerlemedi, şimdiyse birleri geldi ve beni daha da geriye götürdü. Tek başımayım 'Ay' g...