27-

1.2K 125 53
                                    

Düzenlemeden bakmadan atıyorum.
Ra'c kaçar.⚡

7.12.23

Erez Şahin

Ölüm aslında kabullenilebilir bir kavramdır, çünkü dünyanın başından beri var. Her canlı ölümü tadacaktır ayeti de yeterli bir kanıt; insan demiyor, direkt canlı. Hayatımda ölümle çok erken tanıştığımı düşünmüyordum, özellikle Kartal abinin hayatını öğrendiğimde. Depresif bir genç değilim ki insanlar öyle olduğumu ve gülerek onu sakladığımı düşünüyorlar. Hayır, gülmek istediğinde gülen, ağlamak istediğinde gayette ağlayan biriyim.

İlk seneler ebeveynlerimin ölümünü kabullenmesem de sonra kendime onların olmamasının avantajlı yanları olduğunu söylemiştim. İşte ilk yalanım da buydu, ebeveynin olmamasının iyi yanı falan da yoktu. Hatta insanın bazı zamanlar ömrümden yıllar alınsın, ama onları bir kere daha görebileyim dediği oluyordu.

Melike Şahin, Kadir Şahin ve yarım saat önce üzeri kapatılmış, sadece tahtada yazan LaleHanım Gülüzar. Üç mezar yan yana ve ayrı tarihlerde, ama hepsinin acısı çok çok yeni.

Nenemi kaybettik... Yaşlılığından dolayı çöken vücudu dün gece saatlerinde iflas etmiş, durumunun farkında olduğumuzdan hiç şaşırmıyorduk çünkü yüz yaşına yaklaşmıştı. Evet, bazı insanlar tam yüz yaşına hatta biraz daha fazlasına girebiliyor; ama nenem zaten zor dayanan bir kadındı, sadece bizim için çabalıyordu. Dün öğlen saatlerinde yanındaydım, Kartal'a güvenim sonsuz, önce Rabbim'e ardından Kartal oğluma emanetsizsiniz sözlerinin ardından da veda konuşması olduğunu anladığım o an gerçekleşmişti. Gece de dahil yanından ayrılmamıştım, hissetmiştim işte, nenem de gelecekti buraya ki gelmişti.

Öyle aman aman ağlamamıştım. Nenem ölürse anne ve babamın ölümünden daha çok ağlarım sanıyordum, ama ilk ağlamam bile saatlerce sürmemişti.

Abim yıkılmıştı... Erez ne olur yalan söylüyorum de diye saatlerce ağlamıştı telefonda ona nenemin öldüğünü söylediğimde. Annesi yaşarken annesiz, babası yaşarken babasız kalmıştı o; elinden tutan, ona çocuk olduğunu hatırlatan tek kişi nenem olmuştu ve nenemi kaybetmek annesini kaybetmekten çok daha beter acı yaşatmıştı.

"Oğlum." Mezarlıktan gelen sesle korkup sıçradım. "Korkma la benim Kartal."

Ağaçların arasından çıkan Kartal abi, uzun uzun bana baktı. Hava ne zaman bu kadar karardı? Önce havaya bakınıp ardından mezarlara döndüm, çok şey anlatmak istiyorum da dilini bilmediğim bir ülkede gibiyim.

"Neden hâlâ buradasın?" diye sordu yanıma gelip otururken. "Abinle ilgilenmekten seni göremedim özür dilerim."

"Önemli değil abi. Abim nasıl?" Yutkunup sessizliğe gömüldüğünde iç çektim. "Nenem, onu sana emanet etti."

"İyi, çocuklar başında. Hepsi abinin çevresinde pervane oldular, benim heriflerden de birkaçı evde ki Yamanların eli de üstünüzde. Seni evde göremediğimde korktum." Açıklarken bir elini kafama koyup saçlarımı sevdi. Sevişi sert olsa da sesimi çıkarmadım.

"Özür dilerim, korkutmak istemedim. Vaktin bu kadar çok geçtiğini fark etmemişim abi, yoksa durmazdım. Gidelim istersen?" Ona döndüğümde bir süre gözlerime bakıp önüne döndü.

"Kalalım, sen ne kadar istiyorsan kalalım." Sessizce teşekkür edip mezarlara döndüm.

Aramızda uzun bir sessizlik geçerken iç çektim. Eğilip başımı nenemin toprağına yasladığımda Kartal abinin burnunu çektiğini duymuştum.

"Erez istediğin kadar ağlayabilirsin. Benim yanımda güçlü görünmek zorunda değilsin abim, sen hâlâ çocuksun ve ben seni korumak için tüm dünyaya savaş açacak ikinci abinim."

Erez -erkek versiyon-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin