~Geçmiştede Gelecektede Kanayan Yaralar~

4 2 0
                                    

“Eee kim alcak evi?”
“Biri işte hem sen sadece paraya bakmıycak mıydın?”

O...O kesinlikle bendim...

“Söylersen ölür müsün canım?”
“Bi daha bana canım dersen belimdeki silahı çıkarırım”

Sesler gittikçe yakınlaşıyordu

Sanki şu an tam karşımda oturuyalarmış gibiydi belki öyleydi ama her ihtimale karşı haraket etmedim

“Şu babanda ne kadar hastaysa hiç yerinden kıpırdamıyo be”
“Uyuyo”
“Bizde burda ev konuşuyoz”
“Cidden...Her işi yaptın mı?”

Evet...Yaptı

“Aklına ne geldi yine?”
“İşleri tek yapmadığın”
“Hı! İşleri ne zaman yanlız yaptım-”

Yaşaran gözlerimi sildim

Silah çekme sesi geldi

“Sus”
“Sende hemen silah çekiyon ha”
“Kes sesini! Al git!”
“Sakin ol biraz”

...

“Haklısın...İçer misin?”
“Fark etmez”
“Afiyet olsun”

Su yada bilmiyorum bu şeyi şişeden bardağa doldurdu

“Sen içer misin?”
“Yok hiç havamda değilim”
“Sen içmezsen ben içmem burak”
“Peki”

A-

“Ha-”
“Ne oldu recep bey rahatsız mı oldunuz?”
“Ha-S-Su”
“Yazık çok yazık size”

...

Terleyen ensemi elimle sildim

Ayağa kalktı

“Umarım uyumuşumdur”

...

Bu ses

Bu ses burağındı

Dışarda ne olduğunu bilmiyorum ama nedensizce güvende hissetim (yanı başımda ölü olmasına rağmen)

Belki ölüyü umursamadığımdan yada öldüğü için haz duyduğumda da olabilir

Uyuycam

Sonunda uyucam! Sanki hiç uyumamış gibi

...

“Senide öldürücem iyi uykular sana”

Artık kalkamazdım çünkü sanki ruhun göğe çekiliyormuş gibi hissediyorum

Belki ölüyorumdur ki sorun değil(Cehenneme hariç)

...

Beyazlık...Tavan...Tavana bakıyorum

Dikeldim

Yanımda bir bardak su vardı

Birde not

“Aşağı bayır var ordan in küçük bi ev var oraya git saat 09:07‘ye kadar burda kalabilirsin yanlızca”

S-Saat kaç?

Telefonumu açtım

02:02

Ne?

Kağıdı elime aldım neden bilmiyorum arkasını çevirdim

“Saat konusunda sana yalan söyledim kudur enayi :D”

Ah...Kalem var mı?...SÜLALESİNE SÖVÜM

Masada kalem olsaydı keşke...

Neyse yapıcak bir şey yok

Suyu içmedim...Susadım ama içmek istemiyorum pek güvenemedim yani içinden zehir çıksa şaşırmam

Burda niye daha fazla duruyorum ki?

Ayağa kalktım çantamı koluma taktım

Telefonu elime aldım ve kapıya kadar geldim ayakkabılarımı giydim

Evin kapısını kapadım

Dua edeyim de kimse beni tanımasın

Kapıyı kapadım

Gökyüzüne baktım geceydi

Sokak ışıklarının ışığı vardı en azından böylece ıssız mahelle o kadar ıssız değildi

Gidiyorum...Gidicem

Buğday TarlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin