Oda bana en az benim şaşırdığım gibi şaşırmış bakışlar atıyordu
Kafamı aşağa çektim
Bakışmak istemiyorum konuşmak bile istemiyorum
Aynı yerde durmak bile istemiyorum
“Rahatsızlığın ne?”
Kafamı yukarı kaldırdım yüzüne bakabildim
Yinede korkuyorum
“Bilmem kalbim ağrıyo ara sıra”
“Geçmiş olsun”Eskiden birbirine aşık iki yabancıyız...Demek onunda duygular gitmiş...Güzel sevmediğim birinin beni sevmesine bir daha katlanamazdım
“Sen neden geldin?”
“Abim için”
“Ne oldu?!”
“Kalbinde değil böbreğinde sıkıntı varmış ne olur ne olmaz diye kalbinede bakıcaklarmış”
“İyi mi abin?”
“Bilmem hiç gitmedim”NE DEMEK HİÇ GİTMEDİM
“Ne! Bana öyle bakma aslında bu senin şuçun! burakla evlendiğim günden beri benimle konuşmuyor!”
Ah...Baya şuçlu hissetim kendimi her ne kadar geleceğimi inşaat etmek istesemde hep geçmiş beni yakalıyor işte ve sıkıntı yarın olunca dünkü beni beğenmemem
“Abin nerde?”
“Hastene odasında numarsı 40 falan”Teleziyonumsu şeye baktım
Önümde 7(yedi) hasta vardı
“Kaç yaşındasın?”
“20 (yirmi)”
“Ya! Yetişkin olmuşun”
“Evet”Bu yüzden konuşmak istemiyorum heo beni şuçluyor...Aslında bir nezbezede haklı gibi
“Sanırım sen 16 (on altı) yaşındasın?”
“Evet abimde 17 (on yedi) yaşında”Demek aramızda üç yaş fark vardı...Neden yaşıt olarak hatırlıyorum ki ben?
Neyse...Okuldan kaçtığımız zamanlar güzeldi
“Ne oldu?”
“Ha?”
“Niye güldün?”
“Eski zamanlar aklıma geldi”Oda tebesüm etmeye başladı
Gerçekten güzel kadındı
“Of bi de şey yapıyodukya nöbeçi oluyoduk”
“Ya evet seni şarkı söylerken gizlice dinlemiştim”Gülümsedi
“Nası kıvırmıştım ama!”
Beklediğimden daha az üzücü bir konuşmaya döndü
“Neyse”
Bir anda ciddiyleşti
“Ne zaman evlendin?”
“Sen gidince”
“Abin nasıl izin verdi?”
“Babam döve döve verdirdi işte”Beklemezdim
“Babam öldü”
Bu cümleyi tebesüm ederek söylemek? Yaptığı tüm iylikleri unutamam ben ama...İyi biri ölünce tebesüm edilmez bence
Ama iyi şeylerde yaptı...Kötüler iyi şeyler yapabilir mi? Bir kötü iyi şeyler yaptı diye artık hemen iyi biri mi?
“Benimki yaşıyomuş”
“Biliyom hafızsında bi şey olmuş seni sayıklıyo sürekli”
“Karşılaşmadım”
“Bence git babanın yanına en azından yetimhanede güvendeydin bak abimle bana!”Neden kimse yetimhanenin de kötü olduğunu anlamaz ki?
Tamam yetimhanede daha iyi yemekler yataklar olabilir yinede bir evde olmayı tercih ederdim
“Sen...”
“...“
“Sen gitmeseydin-”
“Tamam Sümmeye”Yine bana küfür falan eder belki ölmüş kardeşime kadar hakaret eder
Bıktım bundan
“Ne! Gerçekleri söyleyince zoruna mı gitti?”
“Tamam Sümmeye”
“Ha! Benim adımda Sümmeye yok artık sadece Kezban var!“
“Tamam Sümmeye”Ayağa kalktı
“İnşallah...Hiç kimseyi sevemezsin”
Ayağa kalktım
Çok hızlı nefes alıp veriyordu
“Merak etme kimseyi sevemem daha”
“Sıran geldi”
“Ne?”Televizyona baktım
Kapıdan yaşlı bir adam çıktı
Televizyonda benim adım vardı
Doktorun kapısına doğru yöneldim
Kapı tokmağını tutum kafamı son kez arkaya çevirdim
“Özür dilerim...Neden olsa seni kurtaramıycak kadar korkağım ben!”
Kapıyı açtım
Beni hak etmiyorsun...Sen...Sen tebesüm etmeyi hak ediyorsun Sümmeye‘m sen...Sen zengiliği hak ediyorsun...Sen en güzel çiçekleri hak ediyorsun...Benim gibi bir korkakla sadece çocukların işi olur
“Giriniz”
Kapıyı kapadım
Kapıyı kapamadan gördüğüm tek şey Sümmeye‘nin göz yaşlarıydı