Eve geldik
“Kapı nasıl her zaman aralık olabiliyor?”
“Bilmem evde sürekli biri var”Sanki bi kitapta olayları bağlamayan bi yazarın ucuz bi kitabındaymışım gibi?
Ah...
Eve girdik
“Nerdeydiniz be!”
Evde yine postacılar vardı
“Asıl senin burda ne işin var embesil Burak!”
Postacılar bana yaklaştı
“Ya eve bi kerede erken ge-”
“Kardeşimin kusuruna bakmayın...Şey diycektim aslında 2 (iki) şey”
“Buyrun?”
“Askerliğiniz için bazı işlemleri onaylatmamısınız?”
YA
ONCA ŞEYİN İÇİNDE UNUTTUM TABİ
NASI UNUTABİLİRİM Kİ?
“Şey...Çok şey oldu...”
Mesala ölüyodum
“Hiç bi işiniz vatanı görevinizden daha önemli olmaz...Ölmekten mi korkutunuz?”
“Ölüyodu zaten”
BURAK Bİ SUS BURAK
“Geçmiş olsun...Kardeşimin kusuruna bakmayın”
“Sorun değil sabah olunca hallederim”
“Evet...Şey bide bi arkadaşınızın pasaportunu verir misiniz?”
“Kimin?”“Levent Kabil”
“Olur”“Görüşürüz”
“Görüşürüz sizede!”Kapıyı kapadım
“Vay be!”
“Ne oldu Burak?”“Yok bi şey”
Ne ima ettiğini anladım
Ah...
Muhtemelen işlerini kardeş olarak birlikte yapmak istiyo
“Ne oldu? En yanlız mafya sen misin?”
“Oy! Neler biliyosun sen?!”“Ağladın mı bari?”
“Ne?”
“Ne bilim istemediğin biriyle başkası isteyerek birlikte oluyo falan...”Ne?
“Bi amiple aynı beyin hücresini paylaşan Burak ne diyon olum!”
“Anlamadın dimi?”
“Hayır”“La arap Burak!”
Aslında arap oluyo? Annesi Suriye‘li değil miydi?
“Canım bu kadar ırkçı olma”
“Arap”Bi dakika...
Burağ‘ın az önce söylediği laf...
“Burak sen az önce ne dedin?”
“BURAĞI DÖVELİM!”
“Dur bi Hamza”
Yani...Benim istemediğim ama benle olan biri-
“Ananı sikiyim”
İkiside bana baktı
AMINA KODUĞUMUN RECEPİ HER YOLDAN KARŞIMA ÇIKIYO
HEP Mİ BÖYLE OLUCAK?
...
Çocukluğumda yeterince ismini ve başka bi yerlerime ağzıma almadım mı zaten?
...
Çok kirli hissediyorum...
“Sen ağlıyon mu?”
Yine ağladım işte
Yine sessiz sessiz ağladım
Kimse duymadı sesimi...Belki ben çıkaramadığımdandır?
“Ben kirli miyim?”
Burak bana sarıldı
“Hayır
Canım abicim biraz daha ağlarsan Hamza adlı şahıs beni öldürücek abicim haberim olsun”
“Sikicem belanı”
Hamza iç çekti
“O aptal hem kimse neden onuda zorla-”
“Ben öldürdüm”
...
Gözümü kapatmadım
Anılarım gözümün önüne gelmesin diye
Kardeşimle olan tek resmim...Çevreletilmiş
“Panik atak geçiren birine ne yapabilir biliyo musun Hamza?”
“H-Hayır”
“Korkma öldürmez ama süründürür büyük ihtimalle panik atağı var”
“Biri gerçekten psikolojiyi öğrenmiş?”
Bu kadar küçük bir resim için...Bir çerçeve bulunabilir mi?
“Dikkatını dağıt”
“Ne?”“Ne demek “Neğ?” bi şey bul işte?”
“Hazo şu an bizi duyamaz duysa bile anlayamaz zaten...Ona bi saliselik bi şey gibi gelicek”
“İlacı var mı?”“Var ama onunkisi geçmez”
“Televizyon?”
“Ne?”“Allah‘ım hollandalı yarim olsun!
He bide zengin olim!”
“He bide Burak götte-”
“Hamza!”“Hehehe...Tövbe ya!”
“Kardeşine bakıyo”
“Hı?”
“Küçük travmalarda geçirlen panik atakları büyük travmalar önler
Şükür psikolojisi...”
“Ne diyon olum? İyi bi olay oldum mu da şükür edilir ki? Olay olmasa bile şükür edilir bunu duyabiliyosan ve ben bunu ağzımla söyleyebiliyosan onada şükür edilir
Her yerde şükür vardır”
“Her yerde Allah‘ı anmak vardır”
“Evet empesil Burak...”
Çok pahalı duruyo çerçeve
Acaba kim aldı?
Burak beni itti
“Ağlama”
Sanki 1 (bi) saat ağladım
Gerçi bıraksalar ağlarım...
“Oha televizyonda 50. (ellinci) kere hollandali yarim var”
“Ben izlemedim”
“Ciddi ciddi izliyo musun Burak?”“He! Ciddili”
Kanapeye oturduk
Göz yaşlarımı sildim
“Gaçırcam seni Jessica!”
“Senin için Ankara boğazına atlarım Mesut!”“Jessica...Ankarada deniz yok ki?”
“Ben senin için aha bu camdan aşağı atlarım!”
“Aman! 7. (yedinci) kattayız Jessica!”“Kesin vize için istiyo kızı varya”
“Olum sen harbi ciddili izliyosun?”
“Hee!”