8

555 34 32
                                    

Bütün gün yine Mert 'in beni görmemezlikten gelmesine , tahammül etmeye çalışmıştım.

Dün eve gittikten sonra uzunca düşünmüştüm. Mert'in bensiz mutlu olmasını istemiyordum.  Biz birlikteyken çok şiddetli kavgalar etsek de birimize tutkuyla bağlıydık.

Ufacık şeylerden alev alırdık ,hem kavga hem aşk konusunda.

O bana nazaran daha sakin bir yapıya sahip olsa da bana her zaman ayak uydurmayı başarmıştı.

Bir kere kıskançlık mevzusundan kaşını bile yarmışlığım vardı. Üstüne attığım biblo kafasına gelip kaşını yarmıştı.

Bütün  suratının kan içinde kaldığını, hala çok net hatırlıyordum.  O kadar çok telaşlanmıştım  ki yine beni sakinleştiren Mert olmuştu. Hastaneye giderken bile benim sinir krizlerimle mücadele edip , kendi acısını unutmuştu. Dört dikiş atılarak eve gönderildiğimiz de, muhtemelen ufak bir iz kalacağından bahsetmişlerdi. Ki öyle de olmuştu.Hala kaşında bana ait bir ufak iz duruyor olması beni bir anlık gülümsetti.

İlişkimiz boyunca ,Bir kere bıçak çekmiştim , bir kere de sinirle arabayı  bir direğe çarpmıştım, bir kez karakolluk olmuştuk , bir kaç kez yumruklaşmıştık ,en yakın arkadaşıyla arasını düzelmeyecek şekilde açmıştım.

Sahi acaba onunla da görüşmeye başlamış mıydı? Çocuk beni asla istemiyordu . Mert'e iyi gelmediğim zırvalarını sıralayıp duruyordu , bende en son durumda, ondan kurtulmak durumunda kalmıştım.

Mert'in çok üzüldüğünü hatırlıyorum ama yine de yanımda olmaya devam etmişti.

Bir senelik ilişkimiz boyunca Mert'in başına binlerce kez bela olmuştum. Ve hiç bir zaman beni terk etmemişti,  terk etmeyi dahi düşündüğünü düşünmüyordum ama sonunda bırakıp giden de ben olmuştum. Pişman mıydım hayır. Yine olsa yine yapardım.

Ama artık geri döndüm ve buradaydım. Benim olan şeyi geri almak istiyordum.
Ne istediğimi karar vermiştim. Ben tekrar öyle sevilmek istiyordum. Tekrar Mert 'in benim olmasını ve benim için her şeyi yapmasını istiyordum.

Bizim eskisi gibi olmamız gerekiyordu. Ama araya bir evlilik sıkıştırmıştı salak çocuk.

İşim hiç kolay olmayacaktı. Yine de ben pes etmezdim.

Zamanında onu nasıl tavladıysam,  tekrar başarabilirdim.  Sadece biraz daha fazla emek ve çaba sarf etmem gerekiyordu.

Ben oturmuş bunları düşünürken ,Yine beni görmemezlikten gelerek kafetaryaya doğru yürümeye başladı. Bende arkasına doğru takılarak peşinden ilerlemeye başladım.

" gelme peşimden." Diyen sesle gülümsedim.

" senin peşinden gelmiyorum. Kahve içeceğim." Dedim daha da fazla yanına yanaşarak.

Birden kaşını kaldırıp baktı . İçinden sabır çektiğine emin olmuştum.

Tekrar hiç bir şey demeden yoluna devam etti.

İkimizde sırayla kahve söylemiştik. Boş bir masaya geçip oturduğunda , hızlıca karşısına geçip oturdum.

Vereceği tepkileri aşağı yukarı bildiğim için gülümseyerek izlemeye devam ettim.

" beni takip etme demedim mi sana ?"

" öyle mi yapmışım.  Hiç farkında değilim."

" hani seninle kahve içersem peşimi bırakıyordun?" Bu soruyu soracağını bildiğim için ,çoktan hazırladığım cevabı yapıştırdım.

" sen sözünü tutmadın ki. Kahveyi içmedin,  üstüme boşalttın. O kahve içmek sayılmaz."

" oraya kadar geldim sonuçta."

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin