Taşınma işleri hele şükür bitmişti. Evim sanat okuluna on dakikalık bir yürüme mesafesindeydi. Çok güzel şekilde dizayn edilmiş küçük bir stüdyo daireydi.
Büyük evlerden oldum olası hoşlanmamıştım. Küçükken büyüdüğüm ev iki katlı bahçeli bir evdi O zamanlar da o evden nefret ederdim. Hayatımda değişmeyen şeylerden biri herhalde ev konusunda ki takıntılılığımdı.
Çocukluğumun geçtiği ev dışında , bir daha asla büyük evde oturmadım.
Babamın sayesinde tanıştığım emlakçı kadın , tam da isteklerime göre bir ev bulmuştu.
Düzenli, temiz ,aynı zamanda da yeterince karanlık bir iç mimariye sahip olan eve ilk görüşte aşık olmuştum. İşe yakınlığı ise benim için cazip olan ikinci şey olmuştu.
Evi tutup hızlıca yerleştim. Zaten eşyalı olan evde bana çok fazla iş çıkmamıştı. Bir senelik kirayı peşin ödediğim için bir dahaa kira derdiyle uğraşmayacaktım.
Gerçi ödediğim bir senelik kirayla, dört beş sene önce ev alındığı da bir gerçekti. Buraya gelmeyeli , herkes fiyat algısını kaybetmiş sanırım diye düşünmekten kendimi alamadım.
Ama yapacak bir şey yoktu. Kendimi koltuğa bıraktığımda , yarın işe başlayacağım aklıma gelince heyecanına engel olamadım.
Birilerine bir şeyler öğretme fikri , çok da cazip gelmiyordu. Ama sınıfta ilgimi çeken biri vardı. Bütün dosyasısını baştan aşağı ayrıntılı bir şekilde okumuştum. Ve bana verdikleri bellekte enstrümanları nasıl ustalıkla kullandığını izlemiştim. Elimde keşfedilmemiş bir cevher vardı. Bu durum beni istemsizce heyecanlandırmıştı. Hakkında daha çok şey öğrenmek için bir sürü sağdan soldan bilgi edinmeye başlamıştım. Tam bir bitikti ama mükemmel şekilde zeki olduğuna şüphe yoktu. Bir şeyi bir kere göstermen yeterliydi gerisini sadece izleyebilirdin. Bana benzeyen birini bulmak beni öyle derinden etkilemişti ki ilk defa albüm dışında bir şey düşünür olmuştum. Birde Mert konusu vardı onu tekrar görme şansı bu durumu biraz da olsa eğlenceli kılıyordu.
Geldiğimden beri başımı kaşıyacak vaktim olmamıştı. Albüm işleri için , anlaştığım şirketle bir kaç toplantı yapmak zorunda kalmıştım.
Hali hazırda herkesce bilinen iki bestem vardı. Herkesin attığı İnstagram storlerinin altında sürekli çalıp duran , sahibin doğru düzgün kim olduğunu bilinmediği ünlü iki parçam.
Bu parçaları albüme koymak istemiyordum ama albümü yapacak şirket benimle aynı fikirde değildi.
Yeni üzerinde uğraştığım bestelerime şans verilmesini istiyordum ve eskilere artık yer olmadığı konusunda emindim.
Bu yüzden de daha şimdiden ,şirketle anlaşmazlığa düşmemiz kaçınılmaz olmuştu.
Bu düşüncelerden kurtulup ,Daha iyi uyuyabilmek için biraz daha fazla alkole ihtiyacım olduğunu düşünüp mutfağa doğru adımladım.
Uykuyla aram hiç bir zaman iyi olmamıştı. Hep uyumak için bir şeylerin yardımına ihtiyacım oluyordu.
Uykuya dalma sürem çok uzun olduğu için, kafamın için de sürekli düşünceler tepişirdi. Bir şekilde uyuya kaldığım da ise sürekli ,kesik ,sıkıntılı uykular peşimi bırakmıyordu.
Çocukluğumdan kalan bu durumu ne yaparsam yapayım aşamamıştım. Ailem erken yatıp , erken kalkmam konusunda aşırı takıntılı oldukları için, yatma saatim yıllarca hep aynı olmuştu. Bense yattığım andan itibaren gece yarılarına kadar sadece tavanla bakışır dururdum. Uyku o zamanlar da beni sevmezdi , ve hala benimle arası iyi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
Romanceen baştan notumuzu koyalım. Baş karakterimiz etik değerlere sahip değildir ve hikayenin içinde yasak aşk vardır. ben uyarımı yapayım sonra sıkıntımız olmasın. hikayelerimin hepsi gibi cinsellik ve olumsuz davranışlar var.