20

459 29 29
                                    

Dün gece ki yakınlaşmamızdan sonra heyecanımı gizleyemez olmuştum. Kendimi dizginlemeye çalışsam da gece olanlar tekrar tekrar gözlerimin önüne gelip duruyordu. Büyük bir heyecanla hazırlanıp , kendime her zamankinden daha fazla özenmiştim. O anı düşündükçe kalp atışlarımı sanki kulaklarımda duyuyor gibi hissediyordum. Beni hala unutmadığını düşünmek , bilmek, hissetmek bambaşka bir duygunun içime yerleşmesine sebep olmuştu.

Mert'i, yurt dışına gittiğimde bırakmasaydım, şu an ne durumda olacağımız düşüncesi ilk defa kafamda yankılanıyor gibiydi. Arkamda Mert'i bıraktığım zaman, kendimi hep haklı görecek sebepler bulmuştum ama ilk defa başka bir seçenek olup olmadığını düşünmeye başlamıştım.

Eğer ayrılmasaydık, biz bambaşka bir hayata mı sahip olacaktık belki de yine ayrılırdık ya da birlikte bambaşka bir dünyamız olurdu. Kafamı sağa sola sallayıp , düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Daha önce yaptığım hiçbir şeyden pişman olmamıştım, şimdi bu hisde neyin nesiydi böyle?

Daha fazla düşünmemi engellemek için hızlıca okulun yolunu tuttum. Mert'i görecek olmanın heyecanını da içimin bir yerlerine gizleyip sakin davranmaya çalışıyordum ta ki kapının önünde onunla karşılaşana kadar. Gördüğüm anda yüzüme düşen büyük gülümsemeye, kendim bile inanamıyordum.

Tamam ben bu adama hala aşıktım ,benim de bunu kabul etmem gerekiyordu. O ise arkası bana dönük olduğu için hala beni görmemişti. Bende sessiz bir şekilde yanına yaklaşıp arkadan ellerimle belini tuttum. Birden irkilmesiyle, ben gülümsemeye devam ettim.

" korkak ,benim." Dedim otuz iki diş ona bakarken.

Bir kaç saniye hala anlamayarak bana baktı. Sonra sinirli bakışları anında üstüme çökmüştü.

"Ne yapıyorsun Akın aklını mı kaçırdın sen ?" Dediğinde benim de gülümsemem de yüzümden silinmeye başlamıştı.

"Sadece şaka yapmaya çalışmıştım."

"Nerede olduğumuzun farkında mısın?"

"Evet görüyorum kör değilim."  Dediğimde bana Ters bakışlarıyla bakmaya devam ediyordu.

"Saçma sapan dikkat çekici hareketler yapma . Madem nerede olduğumuzu biliyorsun ona göre davran." Dediğinde , sabah ki neşemi üstümden silip atmıştı bile.

Aşırı sinirlensemde daha fazla üzülmemek için hiç bir şey demeden yanından uzaklaşmaya başladım.

İçeri girdiğim de peşimden gelerek yanıma doğru yaklaşıp

"Asma işte şöyle suratını." Dedi.

"Tamam." Dedim yine onunla uğraşmak istemeyerek.

Bir şey demeden sadece bir kaç saniye baktı. Sonra ben de daha fazla beklemeyerek odama doğru ilerledim.

Mert'in alışık olmadığım bu yüzü bazen çok canımı sıkıyordu.  Hepsinin tabi ki sebebi bendim ama yine de keyfimin kaçmasını engelleyemiyordum. Odaya girdiğimde derin bir nefes alıp koltuğa oturdum. Bir saat önce ki benden Eser kalmamıştı. Şimdi oturup derdime yanmak isterdim ama on dakikaya dersim başlayacaktı.

Biraz daha oturup , kendime geldikten sonra yerimden doğruldum. Tam kapıdan çıkmak üzereyken kapının çalınmadan açılmasıyla biraz geri çekildim. Mert'i görmeyi beklemediğim için merakla suratına baktım. İçeriye bir kaç adım Atıp , kapıyı kapattı.

"Hala mı suratın asık." Dedi kendini kapıta yaslarken.

"Hayır iyiyim." Dediğimde hafifçe gülümsedi.

Elini birden dudağımın üstüne götürüp biraz yanlara doğru çekiştirdi.

"Gülümsemen yüzünden silindi ama o ne olacak." Dedi hala gülümsemeye devam ederken.

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin