Güneş doğarken açtım gözlerimi. Doğan güneşin ışığı odayı turuncu renge çevirmişti. Jisung hala göğüsümde yatıyordu. Yumuşacık saçlarını okşayarak kokladım.
Onu uyandırmamaya çalışarak kafasını göğüsümden yastığa indirip yataktan kalktım.
Mutfağa inerek ufak çaplı bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Arada bir şarkı mırıldanmadan edemiyordum.
Yumurtaları çırparken son bir şarkı söylemek istedim.
"I know it's gon' be lonely
'Cause everyone keeps turning me down
Countless new surroundings
Cold eyes keep looking me down
I'm still in the crowd, alien of the town
Yeah, they want me to give up right nowThey're making me laugh it's so loud
Waking the demon that's hiding inside
You only get to live one life, I know I'm ready
Take that chance no matter what they tell meI cannot explain this feeling
Yeah, this path was meant to be my dream"'Sesine bir kez daha hayran kaldığımı bu sefer dıştan belirtmek isterim Hyung'
Sesin geldiği yöne doğru döndüm. Jisung üstüne bol gelen kıyafetlerim ile kapı eşiğinde dikilmiş tek eliyle gözünü kaşıyordu.
Öyle tatlı bir görüntüydü ki telefonuma kaydetmek istedim. Masanın üzerinde hızlıca telefonumu alarak fotoğraf çektim.
'Neden bu kadar sevimlisin?''Ha kim ben mi?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdolün İdolü | MİNSUNG ✓
FanfictionFarklı şirketlerin idolleri olan Han Jisung ve Lee Minho çıkış yaptıklarından beri kavgalıdır. Nedeni ise debut zamanlarında aynı şirkette stajyer olup, birlikte başaracağını düşündükleri zaman ikisine de farklı olaylar anlatılarak birbirine düşürül...