Menajerlerimizi çağırdık. İkimizi de çok bilinmeyen bir otele bıraktılar. Farklı arabalarda geldik çünkü paparazziler bu anı fotoğraflayabilirdi.
Otele girdiğimizde sırayla oda ayırttılar bize. İsmimizi vermeden yaptılar. Ardından arkalarından maske ve şapkalarla odamıza çıktık.
Menajerlerimiz benim odamda duracak, ben ve Minho ise onun odasında işimizi halledecektik.
Odaya adımımı atar atmaz sırtım kapı ile buluştu. Minho kendi şapka ve maskesini çıkarır çıkarmaz benimkilere yöneldi.
İkisini de çıkardıktan sonra özlemle dudaklarıma tekrar kapandı. Elleri tüm vücudumda geziyordu.
Bir ara kalçama atıp sıkınca inlememi ağzının içine boğukça gönderdim. Geri çekilip konuştu.
"Şu haline bir bak ilk fotoğrafımızı hatırlıyorum da bayağı gelişmiş kilo bile almışsın ama hâlâ belin aynı nasıl oluyor bu?"
Kıkırdadım.
"Benim aksime sen hiç değişmemişsin. 1 yılda neler değişirse o değişir diye düşünmüştüm. Ama sadece biraz çene kasın var sanki"
Parmağımla çene hattında bir çizgi çektim. İçimdeki o his artarken derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktım.
"Vücudunu bana bahşeder misiniz Bay Han?"
"En ufak zerrem bile sana ait Bay Lee"
Dakikalar içinde hem öpüşüyor hemde birbirimizi soyuyorduk. İkimizde vücudumuzda taşıdığımız gereksiz kıyafetlerden tamamen kurtulunca Minho yatağa yöneldi.
Kollarımdan tuttuğu için oturduktan sonra üzerime eğilirken sırtım yatakla buluştu.
"Minho~ah dokunduğun her yeri yakıyorsun"
"Birlikte yanalım o zaman"
Parmaklarını ağzıma yaklaştırınca tereddüt etmeden hemen dilimle buluşturdum. Çıkardığında ise sağ bacağımı omzuna koydu.
Deliğimin etrafında parmaklarını sürtüyordu bense ona ihtiyaçla bakıyordum.
Duduklar bir kez daha birleşince parmakları da eş zamanlı olarak içime girmişti.
"MİNHO!"
Beklemediğim bir anda içime girdiği için canım çok yanmıştı. 1 yıla yakın yapmıyordum ve deliğim dardı.
"Çok darsın güzelim"
"O zama-ah"
Konuşurken sürekli zevk noktamı eziyordu. Buda doğal olarak konuşmamı yarıda kesiyordu.
İçimde makas hareketi yaptığında daha çok canım yandı. Kafamı zevkle geriye doğru attım.
Yay gibi kıvrılan belimde boşluk oluşunca Minho fırsat kollar gibi elini oraya koydu ve daha çok kaldırdı.
Göğüsüme eğildiğinde ise göğüs ucumu ısırıp öpüyordu. Sızdırmaya başladığımı fark ettim.
Minho bir elini penisime attıktan sonra iki üç kez çekiştirdi. 4. De eline ve karnıma boşalınca istemsizce utandım.
"Sadece parmak kullandım ilerisini düşünemiyorum çok zayıflamışsın bu konuda"
"Ol-olabilir"
Parmamlarını içimden çıkarıp beni yattığım yerden kaldırdı. Kedi pozisyonuna getirdiğinde arkama geçmesini beklerken önümde diz çöktü.
Saçlarımı sevgiyle okşarken bir anda tutamlarımda hissettiğim acı ile inledim. Kendini bir iki kere sıvazladıktan sonra bana başlamam için göz onayı verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdolün İdolü | MİNSUNG ✓
FanfictionFarklı şirketlerin idolleri olan Han Jisung ve Lee Minho çıkış yaptıklarından beri kavgalıdır. Nedeni ise debut zamanlarında aynı şirkette stajyer olup, birlikte başaracağını düşündükleri zaman ikisine de farklı olaylar anlatılarak birbirine düşürül...