🖤
Herkese merrrrhaaaabbbbaaaaaaaaa!!!!!!
Nasılsınız bakalım? Umarım her şey yolundadır.
Eğer yolunda olmayan bir şeyler olduğunu varsayıyorsanız onları denizden aşağı atın gitsin, üzerinizde o yükün ağırlığını yıllarca taşıyıp omurilik kemiğinizi bükmenize hiiiiççç gerek yok!
Unutmayın, çok değerlisiniz.
Hadi şimdi 6. Bölüme geçelim isterseniz?
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin! Sizi yanımda hissetmeyi çok seviyorum!
Keyifli okumalar...
🕸️
VI. SIRLARIN YALANLARI
🕸️
"Böyle kaçak gibi yaşamımızı sürdürmeye devam mı edeceğiz gerçekten?" Sabahtan beri bu evde boğulmuştum. Aklımda haddi hesabı olmayan bir ton soru vardı ve ben hepsini takır takır sormak yerine sadece bu soruyu sormakla yetiniyordum.
Oysa sadece konuşmak ve hatta tartışmak istiyordum, içimde tutmaya devam edersem patlayacaktım çünkü. Birine falan saldırırsam buna hiç şaşırmazdım.
"Niye soruma cevap vermiyorsunuz?" Yanıt yok, harika.
Suskunlukları karşısında sinirle Serce'ye baktım, dalgın ifadesiyle tabağındaki zeytinlerle oynayıp duruyordu. Kafası pek yerinde değildi anlaşılan.
Ondan bir ekmek çıkmayacağını anlayarak Chloe'ye baktım bu kez. O da bana bakıyordu ancak benim meymenetsiz surat ifademe göre o daha neşeli bakışlar atıyordu. Yaşananlara göre fazla sakin görünüyordu.
Ondan da ekmek çıkmazdı, zaten geceden beri birinin sırtından mermi çıkartmakla uğraşmıştı, yorgun bir sakinlikte olmalıydı.
Bu kez de gözlerimi o birinin üzerine sapladım. Arkasına yaslanmış, pis hareketlerimi ve iğrenç surat ifademi gülümseyerek izliyordu. Yüzüme bakarken donup kaldığını anladım böylece. Yani ondan da bir şey çıkmazdı çünkü tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi bakıyordu.
Bu sefer de son şansım olan Fred'i denedim ama o da telefonuyla ilgileniyordu. Yoğun iş adamı ayakları.
Çok sıkılmıştım, çok! Duvarlar üzerime üzerime yürümeye değil de koşmaya başlamıştı artık. Boğuluyordum. Evim dışında her yer bana huzursuz geliyordu.
İzni müsademle çıldırabilir miydim?
Daha fazla dayanamadım veya sabredemedim. Dudaklarımın arasından dökülecek olan ağır hakaretli yanıtımı ilettim. "Küçük diliniz götünüze girmiş olabilir mi acaba?" Küfrüm Fred hariç diğerlerinin bana kınayan gözlerle bakmasına neden olmuştu. Sonuçta dikkat çekebilmiştim.
Hepsine tek tek baktım ve kaşlarımı çattım. "Ne bakıyorsunuz? Ömrünüzde hiç küfür işitmediniz mi?" Masadaki üç kişi de bana bakıp gözlerini devirdi. Fred gibi ağır başlı biri de dahil oldu bu kez.
"Levoşum senin canın mı sıkılıyor?" diye alttan alttan bakış attı karşımda oturan Serce. İtiraz etme gereği duymadan kafamı aşağı yukarı salladım. "Evet, canım sıkılıyor ve köpeğimi istiyorum. Burada durmaktan gına geldi bana. Sabahtan beri film izlemek ve boş boş oturup sohbet etmekten başka hiçbir şey yapmıyoruz. Victor'u istiyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVAHİR
ActionHikâyede geçen kişi ve kurumların gerçekle hiçbir ilgisi olmamakla birlikte, tamamıyla hayal ürünüdür. 🕸️ "Kötüler için dünya bir cennetse onlara gerçek dünyayı bahşet." 🕸️ Tüm cesetleri içine sığdıran bir çift mavi göz. Masumluk dışına taşan ins...