AŞK NEFRET VE GERÇEK

662 59 17
                                    


Selen'in ailesinin evine geldiğinde arabasından inmek için birkaç dakikaya ihtiyacı vardı. Selen'den yine kötü tepkiler almaktan ve onu korkutmaktan korkuyordu. Yol boyu söyleyeceklerini kafasında yüzlerce kez çevirmişti ama şu an hepsi uçup gitmişti bile. Büyük eve doğru yürüdü. Kapıyı açan görevli tüm ailenin kahvaltı yaptığını söyledi. Bildiği mutfak yolunu gerginlikle yürüdü. Odadan konuşma sesleri arasında kısa gülüşmeler duyuluyordu. Odanın kapısında belirdiğinde derin bir sessizlik oluştu. Herkes ona baktı. Selen Feris'in geleceğini beklemediği için daha şaşkındı. Bakışlarını ondan alıp burda olmasını umursamadı. "Gel Feris'ciğim kahvaltı ettin mi?" Zeynep Hanım onu masaya davet ettiğinde Selen'in çaprazındaki sandalyeye oturdu. "Ettim teşekkürler. Kahve içebilirim." Selen'e baktı. Masadaki kalabalığı ya da ters tepki almayı umursamadı. "Nasılsın? İyi uyudun mu? Ağrın var mı?" Selen'e sorularını ardı ardına sıraladı. Selen kısacık bir bakış attı. Çatalıyla tabağındaki zeytinleri dürterken konuşu. "Gayet iyiyim." Feris derin bir nefes verdi. Selen'in her tepkisi onu karanlığa itiyordu.

Kahvesini yudumlarken sadece soru sorulduğunda sohbete katıldı. Selen ile baş başa konuşabilmeyi umduğu için kahvaltısının bitmesini bekledi. Savaş ve Doğa okula ve Hilmi Bey de işe gitmek için ayaklandı. Zeynep Hanım da işe giderdi ama Selen için işine ara vermişti. Zaten fazlasıyla varlıklı bir aileydiler. İş onları oyalayan vakit geçirmelerini sağlayan bir hobi gibiydi. Masada sadece üçü kaldığında Feris daha cesurdu.

Zeynep Hanım da oturduğu sandalyeden kalktı. "Benim odamda biraz işlerim var." Diyerek mutfaktan çıktığında ikisi baş başa kalmıştı. Selen biraz gerilmişti. Sessizlik daha da gergin bir ortam yaratıyordu.

"Demek biz evliyiz." Dediğinde Feris Selen'in bunu kabul etmesine sevinmişti.

"Öyleyiz." Diyip gülümsedi. Selen ilk kez bu kadar dikkatle baktı Feris'e. Beline kadar inen uzun kumral saçları, beyaz teni ve yeşil gözleriyle güzel bir kadındı.Yüzüne çok yakışan büyük bir gülümsemesi vardı ve gülerken tüm dişleri parlıyordu.

"Nasıl tanıştık?" Diyip önündeki sudan bir yudum aldı ve arkasına yaslandı.

Feris yerinde doğruldu. Selen'e bakarak konuşmaya başladı.

"Çalıştığım hastaneye elinde araba çarpmış bir köpekle geldin. Tedavi edilmesi için bağırıp duruyordun. Üstün başın sırılsıklamdı. Elinde tuttuğun küçük köpek de ıslaktı ve korkuyordu. Hastanedekiler seni izliyordu sonuçta acilin ortasında bir köpek için bağıran, ağlayan bi kadın çok görülmüyor.."durdu ve Selen'in tepkisini anlamaya çalıştı.

Dikkatle kendisini dinliyordu. "Ben de seni izledim bir süre. Personeller köpeği tedavi edemeyeceklerini buranın hastane olduğunu söylüyorlar sen de onlara öfkeyle bağırıyordun. 'Bişey yapmazsanız ölecek! Veteriner bulamam bu yağmurda lütfen' öyle hızlı konuşuyordun ki..Güvenlik bile gelmişti." Feris bu anıya gülümsedi.

"Ben bakabileceğimi söyledim koşarak köpeği yanıma getirdin ve adeta kucağıma attın. Köpeği güçlükle tuttum çünkü köpeklerden korkuyordum Selen." İkisi de güldü. "O zaman neden onu tedavi edeceğini söyledin?" Selen gülüşleri arasında sormuştu.

"Çünkü bir şey yapılmasa ölecekti.. Ne kadar zor olabilir ki dedim?" Kahvesinden bir yudum aldı. Selen de merakla ona bakıyordu.

"Eee sonra ne oldu?" Dediğinde dikkatle Feris'in cümlelerini bekliyordu. "Köpeği sedyeye aldım. Birkaç yerinde kanaması vardı dikiş attım. Ağrı kesiciler yaptım. Ona dikiş atarken köpek uyuşturucu iğnelerin de etkisiyle öylece yatıyordu. Sen de onun başında sanki o seni anlıyormuş gibi ona bunların geçeceğini, iyileşeceğini, yine koşacağını falan söylüyordun.." Selen kocaman bir kahkaha patlattı. "Evet tam da benim yapabileceğim bir şey.." Dediğinde Feris de güldü.

AŞK NEFRET VE SEN /g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin