AŞK NEFRET VE DÖNGÜ

558 49 14
                                    


Ona bakan kahve gözlerle uyandığında karşısındaki gözlere gülümsedi. Çıplak bedenleri birbirine karışmıştı. Kokularını birbirleriyle değişmişler ve bu iki bedende öpülmedik yer kalmamıştı. Selen de henüz gözlerini yeni açmış yorgun eşine gülümsedi. "Çok güzel uyuyorsun." Feris bu sözlerin döküldüğü dudaklara minik öpücükler kondurdu. "Çok özlemişim Selen." Uykulu sesiyle içten bir şekilde söylemişti. Parmaklarını Selen'in kolunun üst kısmında yavaşça gezdirdi. "Tenini, kokunu, bana dokunuşunu, sana dokunmayı, öpmeyi.. Seni öyle çok özlemişim ki." Selen bu sözleri duymaktan çok memnundu. 

O da Feris'i özlemişti ve dün gece ikisini de yumuşatmıştı. İlişkilerini hatırlamak onlara sakinleştirmişti. Aslında nasıl olduklarını tekrar gördüler. 

"Dün gece sana direnmek çok zordu." Feris'in bu sözlerine kocaman güldü. "İstediğimi alırım." Muzipçe sırıttığında Feris de güldü. "Ama yine de terapiye gideceğiz."diyip  yataktan çıktı banyoya yürürken Feris "Hallediyoruz işte" diyip güldüğünde Selen gülmedi. Uyarıcı bir tonlama ile konuştu. "Feris!"

 Feris pes ederek "Tabi gideriz" diye onu onayladı. Terapiden kaçış yoktu anlaşılan.

Selen banyoya girdiği anda Feris'in aklında Pınar geldi. Yattığı yerden doğruldu. Dün gece kaldığı yerden düşünmeye devam ediyordu. Tam anlamıyla tutuşmuştu. Kimseye söyleyemeyeceği, yardım alamayacağı çok kötü bir çıkmazdaydı. Pınar'ın keyfine kalmıştı. Onun psikolojisi ne yapmak isterse onu yaşayacağım diye düşündü. Selen'e söylerse onu kaybedeceğinden emindi. Pınar'ı bir şekilde durdurmalıydı çünkü Pınar Özge'ye benzemiyordu. Ondan daha cüretkar ve dengesizdi. 

Selen'i araştırıp bulması, peşine düşmesi, arkadaş gibi yaklaşması.. Kesinlikle bir psikopata göre hareketlerdi. Onu nasıl alt edeceğini ve Selen öğrenmeden bu işten nasıl çıkacağını bilmiyordu. Bildiği tek şey Pınar'ı durdurmalıydı. Hakkında daha fazla bilgi edinmenin bu amacına hizmet edeceğini düşündü. Pınar hakkında elinde yeterli bilgi ve ortaya çıkmasını istemediği sırlar falan olursa daha güçlü durabilirdi. Tüm gününü buna ayırmak istiyordu ama hastaneye dönmek zorundaydı. Selen'in kazası, iyileşme süreci ve ardından Almanya derken doğru dürüst çalışamamıştı ve artık göze battığının farkındaydı. Üstelik iş yerinde de Cemre onu bekliyordu. Sorunlarına çözüm bulamamak Feris'i delirtiyordu.

Ben hastanedeyken Selen ve Pınar buluşursa ne yaparım diye düşündü. Derin bir nefes verdi düşünecek ne çok şeyi vardı. Bunu nasıl engelleyeceğini bilmiyordu. Selen banyodan çıktığında yatakta oturup öylece bir noktaya bakan eşine baktı. 

"Feris!" Dediğinde irkildi. "Ne..efendim?" Selen'e baktı. "Ne bu dalgınlık?" Feris çıplak şekilde örtülerin altından çıkıp dizleri üzerine yatakta yürüdü ve yatağın yanında ayakta duran Selen'in boynuna sarıldı. 

"Dün gece çok yordun beni.. Ayakta uyuyorum." Selen Feris'i hemencecik sardı. 

"Öyle mi?" Çivi çiviyi söker derler deneyelim mi?" Diyip güldü ve Feris'in dudaklarını öptü. Feris dün gece hiç yaşanmamış gibi bir açlıkla karşılık verdi. Selen Feris'in sırtını kavrayıp yatağa yatırdı ve üzerine çıktı. Öpüşürken elleri birbiri üzerinde özgürce geziyordu. Selen kendini geri çekip altında yatan Feris'e baktı. Dağılmış saçları, uykudan yeni uyanmış yeşil gözleri, bembeyaz teni ve köşeli pembe dudakları, Selen'in sırtında gezdirdiği yumuşak dokunuşları ile kusursuz bir andaydılar. Doya doya eşine baktıktan sonra Feris'in burnuna bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum." Feris'in dudaklarını izledi. Bu sözleri Selen'i gülümsetti. Dudaklarını öpüp geri çekilirken yine onun dudakları üzerine konuştu "Ben de seni seviyorum."

AŞK NEFRET VE SEN /g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin