AŞK NEFRET VE MAĞLUBİYET

520 48 34
                                    


Sabaha kadar uyuyamamış bazen gözü dalmıştı. O dalışlarda da kulaklarına Selen'in ağlama sesleri dolmuş irkilerek uyanmıştı. Gün ağardığında eve baktı. Hiçbir hareketlilik yoktu. Selen'in sakinleşmesinin umarak eve girdi. Salonda ya da mutfakta görünmüyordu. Yukarı çıktı. Su sesini duyduğunda Selen'in duşta olduğunu anladı. Dün gecenin yaşandığı dağınık yatağa baktı. Yerdeki saat parçaları, kitap, yastık.. Hemen yerdekileri topladı, parçaları süpürdü. Yatağın nevresimlerini değiştirip yatağı düzeltti. Dün gecenin izlerini silmek için ilk adımı attığını düşündü. Berjere oturup Selen'in duştan çıkmasını beklerken nasıl bu kadar çirkinleştiğini sorguluyordu. Selen duştan çıktığında Feris'i görmeyi beklemiyordu. Göz göze geldiklerinde Selen bornozunun yakasını iki eliyle kapattı. Bileklerindeki morluklar Feris'in dikkatini çekti. Dün gece öyle sıkmış olmalıydı ki Selen'in beyaz teninde mor derin izler bırakmıştı. Feris ayağa kalktı.

"Selen..Özür dilerim."Selen'e doğru birkaç adım attığında Selen onu bir şey söylemeden eliyle durdurdu. Etrafa baktı. Süpürülen saat parçaları ve toplanan yatak dikkatini çekti. 

"İyi ki toplamışsın ortalığı baktıkça senin ne kadar iğrenç bir insan olduğunu hatırlıyordum." gözleri şişmiş sesi boğuk çıkıyordu. Dün gecekinden daha diri bir öfkeyle konuştuğunda Feris ne yapacağını bilemiyordu.

"Ne söylesen haklısın..Ben nasıl böyle bir şey yaptım anlamıyorum." gözleri bileklerindeki morluklara kaydı. "Acıyor mu?" dediğinde Selen ellerini yakasından çekip arkasına sakladı.

"Sana ne?Dün gece umrunda değildi. Şimdi de olmasın." soğuk bir tonda konuşmuştu. "Çıkar mısın giyineceğim." kapıyı işaret ettiğinde Feris üstelemeden hemen çıktı . Odanın kapısında beklemeyi sürdürdü. Birkaç dakika sonra Selen de çıktı. Üzerine montunu giymiş hatta eline küçük bir bavul dahi almıştı. Feris bavulu görünce panikledi. Selen resmen evi terk ediyordu. Merdivenlere yöneldiğinde Feris de hemen arkasından yürüdü.

"Selen konuşalım mı biraz? Nereye gidiyorsun?" dediğinde Selen onu umursamadı. Kapıya yöneldiğinde açtığı kapıyı Feris hızla kapattı. 

"Selen lütfen.. " gözlerine baktı. Ağlamaktan kızarmış ve şiş gözleri ile üzgün duruyordu.

"Hadi konuş Feris.. Ama özür dilerim, seni seviyorum, nasıl oldu anlamadım cümlelerini kullanma tamam mı?" öfkeliydi. Öfkesinde haklıydı da.

"Selen.." Selen onun sözünü öfkeyle kesti. "Selen.. Selen.. Ne? Değdi mi bari? Zevk aldın mı dün geceden? Tatmin edebildim mi seni?" Bağırıyordu ve Feris onun bu haline hiç alışık değildi.

Feris gözyaşları içinde başını hayır anlamında salladı. "Asla..Bir anda oldu..Ben ne yaptığımın farkında değildim.Seni seviyorum." Selen pişmanlıkla karşısında duran eşine baktı. Ona baktığında dün geceki yalvarışları aklına geliyordu.

"Evliliğimizde onarılmaz izler bırakıyorsun Feris. Lütfen artık beni sevme çünkü sevgin acıtıyor."  Selen kapıya baktı ve hemen ardından Feris'e kapıyı bırakmasını işaret etti. 

"Korktum Selen son zamanlarda çok fazla şey yaşanıyor. Dengem şaştı. Biliyorum bahanesi yok yaptığım şeyin ama dün geceki kişinin ben olmadığımı sen de biliyorsun. Beş koca yıldır tanıyorsun beni." ses tonu yumuşaktı. Sözleri içten ve samimiydi ama Selen yumuşamıyordu. Feris'e baktığında dün geceki hali geliyordu aklına.

"Feris seninle konuşmak istemiyorum. Çekil şu kapıdan gideceğim." dediğinde Feris Selen'in elindeki bavulu çekip aldı ve kenara koydu.

"Gidersen gelmezsin.. Önce konuşalım." kapıyı kilitleyip anahtarı cebine sokuşturdu. Selen onun bu hareketine daha da sinirlendi.

AŞK NEFRET VE SEN /g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin