AŞK NEFRET VE İKİLEM

462 53 32
                                    


1 GÜN SONRA

"Egemen.." Feris yoğun bakımın camından içeride yatan Cemre'ye yaşlı gözlerle bakan genç intörnü çağırdı. Egemen az ileride kendisine seslenen hocasını duyduğunda ona baktı. Ardından içeride makinelere bağlı Cemre'ye son bir bakış atarak hocasının yanına gitti.

"Cemre'nin babası Fırat Bey gelmiş. Aşağıda danışmada. Onu al Kemal Bey'in odasına getir." Egemen hemen hareketlendi.  Uzun ve geniş koridorları geçerken Cemre'yi ve yaşadıkları ilişkiyi düşündü. Cemre ile her ne kadar yüzeysel bir ilişkileri olsa da Cemre'nin dostluğu kendisi içi özeldi. Şimdi onu öylece yoğun bakımda yatarken görmek Egemen'i üzüyordu. Danışmada üzgün ve gözyaşları içinde bekleyen adamı görür görmez Cemre'nin babası olduğunu anladı. Cemre babasına benziyor en azından andırıyordu.

"Fırat Bey değil mi?" Egemen orta yaşlı, takım elbiseli adama yaklaşırken sordu. Adam başını evet anlamında sallarken konuştu. "Kızım Cemre.. Nasıl?" dediğinde Egemen de hemen bu endişeli adama durumu açıkladı.

"Hocalarımız sizi bekliyor. Gerekli bilgilendirmeyi yapacaklar. Buyrun gidelim." yine aynı koridorları geçerek Kemal Bey'in odasına ulaştıklarında Egemen'i içeri almadılar. 

Doktorlarla dolu bir odada tek başına bakan bu orta yaşlı adam ne yapacağını bilemedi. Dört tane doktor ona bakarken kızının durumu hakkında hiç de iyi şeyler gelmiyordu aklına.

"Hoşgeldiniz Fırat Bey.. Buyrun oturun." Feris onu masaya davet ettiğinde çekimser bir tavırla oturdu ve masanın etrafındaki doktorlara göz gezdirdi. Korkusu yüzüne yansımış rengi bembeyaz olmuştu. Bu halini diğer doktorlar da anlamış olacak ki Feris hemen konuştu.

"Fırat Bey.. Size bilgi vermek için buradayız. Lütfen sakin olun." dediğinde Fırat Bey başını salladı. "Cemre nasıl? İyileşecek mi?" uçuşu boyunca aklında dönen soruyu nihayet muhattaplarına sorabilmişti. Kemal Bey sandalyesinde geriye yaslanarak bu endişeli babaya baktı. 

"Kazada kemeri takılı değilmiş ve araçtan dışarı fırlamış. Başını yüksekten düşerek yere vurduğu için beyninde kan birikmiş. Başarılı bir ameliyatla kanı boşalttık. Kendisini toparlaması için uyutuyoruz." Fırat Bey duydukları karşısında gözyaşlarına engel olamadı. Kemal Bey'in yanında oturan doktor söze başladığıda onu dinlemek için kendini zorladı.

"Kaburgalarında kırıklar oluşmuş. Biri akciğerine batmış. Dün onu da ameliyat ettik. Şu an bir sorun görünmüyor. Ama ikinci bir ameliyat için de hazır bulunuyoruz. Önceliğimiz beyninin kendini toparlaması ardından ikinci ameliyatı yapabiliriz." derin bir nefes verdi. Doktorların anlattıkları bu şeyler Fırat Bey'e çok ağır geliyordu. Duydukları arasında hangisi iyi hangisi kötü karar veremiyordu. 

"Yani iyileşecek mi?" dinlediklerini umursamadan net bir cevap için yine karşısındaki doktorlara baktı. Feris konuştuğunda bakışlarını ona yöneltti. "Fırat Bey.. Kızınız bu hastanenin çalışkan bir stajyeri. Onu iyileştirmek için elimizden geleni yapacağız. Şu an yolun yarısında olduğumuzu söyleyebilirim. Ameliyatları başarılı geçti. Kendini toparlaması için onu yoğun bakımda tutmaya devam edeceğiz. Umuyor ki en kısa zamanda iyileşmesini sağlayabiliriz." belli belirsiz konuşmalar ile ne hissedeceğini bilememişti. Ama Feris'in içten tavrı biraz olsun rahatlamasını sağlamıştı.

"Peki kızımı görebilir miyim?" ağlamaklı bir sesle sorduğunda Feris başıyla onayladı. "Tabi. Buyrun." diyerek ayaklandığında diğer doktorlar da kalktı. "Bir sorunuz olduğunda bize Feris Hanım'dan ulaşabilirsiniz. Geçmiş olsun." diyerek gittiklerinde Fırat Bey hepsine teşekkür etti. Yoğun bakıma giden koridorları yürürken Feris Fırat Bey'in sorularına sabırla yanıt veriyor onu biraz da olsa rahatlatmak istiyordu.

AŞK NEFRET VE SEN /g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin